Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2046 E. 2019/2003 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/2046
KARAR NO : 2019/2003
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2018
NUMARASI : 2017/1196 E – 2018/265 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 17/12/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, herhangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak, iletim, dağıtım, PSH bedeli ile, TRT payı gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 200.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri ayrı ayrı cevap dilekçelerinde davanın reddini talep etmişlerdir.Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 Sayılı Yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.Sözkonusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; söz konusu kararın Anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olduğunu, hukuk ihlali niteliğinde bulunduğunu, iki kişilik bilirkişiden rapor alındığını, 1 veya 3 yahut da 5 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, bilirkişilerin uygulanan tarifeyi tespit edemediklerini, bu tarifelerin celbinin gerektiğini, alınan bedellerin hukuka aykırı olarak tahsil edildiğini, ilgili hesaplamanın yapılmadığını, bilirkişi raporunun bu haliyle hüküm vermeye yeterli olmadığını, bilirkişi raporunun kendilerine usulüne uygun tebliğ edilmediğini belirterek, karar kaldırılıp davanın kabulü ile masraf ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl dava olarak İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/105 E. sayılı dava dosyasında aynı iddialarla … aleyhine dava açılmış, İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/474 E. sayılı dava dosyasında ise, yine aynı iddialarla davalılar … aleyhine dava açıldığından, konu birliği nedeniyle İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasının İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/105 E. sayılı dava dosyası ile birleştirildiği ve bu iki davanın 2015/105 E. sayılı dava dosyası üzerinden yargılamasının sürdürüldüğü, yargılamanın devamı sırasında bu kez İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesince davalılar … şirketleri yönünden tefrik kararı verilip asıl dava ve birleşen davadaki davalı … şirketi aleyhine açılan dava olarak yargılama sürdürülmüş olup istinaf inelemesine gönderilen İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1196 E. sayılı dosyasının ise, yukarıda izah edilen haklarındaki dava tefrik edilen … şirketleri aleyhine açılan dava olduğu anlaşılmıştır.Böyle olduğu ve işbu davanın dört davalı hakkında tefriken devam ettiği halde yargılamanın her nasılsa karar başlığında belirtilen … ve … aleyhine yürütülüp sadece bu davalılar hakkında hüküm verildiği tespit edilmiştir. Keza, yapılan tefrik ara kararına aykırı olarak, tefrikten sonraki tensip tutanağında unutulan diğer iki davalı hasım olarak gösterilmediği gibi davalılar … şirketleri hakkında herhangi bir hüküm kurulmadığı da anlaşılmıştır.HMK “Hukuki Dinlenilme” başlıklı 27. maddesi, Anayasanın” Hak Arama Hürriyetini” düzenleyen 36. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil Yargılanma Hakkına” ilişkin 6. maddesi nazara alındığında, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Davada taraf olan davalılara duruşma günü tebliğ edilerek, yargılamaya devam edilmesi zorunludur. Bu işlemler yapılmadan taraf teşkili sağlanmadan, tüm tarafların yargılamaya katılması imkânı sağlanmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması Anayasa’nın 36. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen Adil Yargılanma Hakkının en önemli unsuru olan “Hukuki Dinlenilme Hakkının” da ihlali olmakla birlikte, tefrike konu işbu davada, tüm davalılar hakkında hüküm kurulmadığı gibi, bu durumun HMK 297 ve 355. maddelerindeki kamu düzenine aykırılık oluşturması nedeniyle, davacının istinaf başvurusunun incelenmesi sonrası, HMK 355, 297. maddeleri ve HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince ilk derece mahkeme kararının (sair istinaf sebepleri incelenmeksizin) kaldırılmasına ve haklarındaki dava tefrik edilip işbu davada davalı olan tüm davalılar hakkında dava görülerek sonuçlandırılması ve bir karar verilmesi yönünden, usule uygun yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun, incelemesi sonucu, kararın öncelikle HMK 355, 297 ve 353/1-a-4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, tefrike konu davadaki tüm davalılar hakkında davanın görülüp sonuçlandırılması ve bir karar verilmesini temin için, davanın yeniden görülmesi amacıyla dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, davacının diğer istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden davacıya isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/12/2019