Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/2020 E. 2020/303 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/2020
KARAR NO : 2020/303
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/04/2017
NUMARASI : 2016/922 E- 2017/402K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 03/03/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,- TL’nin faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ….vekili cevap dilekçesinde özetle; elektrik faturalarında yer alan kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararının tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin istenemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Sözkonusu kararı davacılardan …A.Ş vekili istinaf etmiş olup, davacı vekili dilekçesinde özetle, dava konusu bedellerin Yargıtay içtihatlarına ve hukuka aykırı olarak tahsil edildiği, bu yasanın getirdiği düzenlemenin kanunların geriye yürümezliği şeklindeki Anayasal ilkeyi ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiğini, dava açmakta haklı olmaları sebebiyle, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesinin usul ve hukuka aykırı olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, ileri sürmüş, kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davacılar …San. ve Tic. AŞ, …Tic. AŞ, …Ticaret Ltd.Şti yönünden de istinaf başvurusu talebinde bulunulmuş ise de ihtiyari dava arkadaşlığı sebebiyle gerekli istinaf harçlarının her bir davacı yönünden ayrı ayrı yatırılmaması sebebiyle , Dairemizin 27/03/2018 tarihli kararı ile istinaf harçlarının ikmali için geri çevirme kararımız sebebiyle ,mahkemece çıkarılan muhtıraya rağmen ,davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinde gerekli istinaf başvuru harcı ve istinaf karar harcının yatırılmaması nedeniyle Davacılar …San. Ve Tic. AŞ, … Tic. AŞ, …Ticaret Ltd.Şti yönünden HMK.nun 344.maddesi uyarınca istinaf edilmemiş sayılmasına 22/06/2018 Tarihli ek karar ile karar verilmiş olup, bu ek karar istinaf edilemiştir.Davacı İstinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının hukuka aykırı olduğu, dava dilekçesinde söz konusu bedellerin tüketicilerden talep edilemeyeceği, dolayısıyla EPDK kararlarına uygunluğunun irdelenmesinden ziyade davacı şirketlerce ödenen bedellerin hiçbir şekilde tahsil edilmemesi gerektiğinin araştırılması gerektiği, mahkeme tarafından ise yetkisinin sınırlı olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, davacılardan farklı adlar altında tahsil edilen bedellerin hukuka aykırı olduğu gibi daha genel bir durumdan bahsedilirken, tahsil edilen bedellerin EPDK kararlarına uygunluğunun da araştırılmasına ilişkin ayrıca bir talepte bulunmamalarının davanın reddine gerekçe olamayacağı ,diğer yandan 6719 Sayılı Yasanın 21. maddesi ile değişik 6446 sayılı EPK’nun 17/10 maddesinin 17.06.2016 tarihinde yürürlüğe girdiği, bu dava ise 19/08/2016 tarihinde açıldığından taleplerin yerinde olmadığına ilişkin gerekçesinin de hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kararın kaldırılması istenmiştir. Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir. Kararı davacı …A.Ş istinaf etmiştir. … A.Ş ‘nin istinafının , HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelenmesiyle , iş bu davanın açılma tarihinden evvel 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Davacı iş bu davayı anılan yasanın yürürlüğe girmesinden sonra açmıştır. Getirilen yasal düzenleme ile dava konusu alacak kalemleri artık maliyet unsuru olarak kabul edildiğinden, davalı tarafça istenebilir niteliktedir. O halde, dava tarihine göre 6719 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra açıldığından, davanın reddi yerindedir. Bu sebeple, davacı tarafın bu yönlere ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Davacı tarafça dava dilekçesindeki talep, dava konusu bedellerin hiç alınamayacağına ilişkin olduğundan, taleple bağlılık kuralı gereği, talebin aşılamayacağı da dikkate alınarak, bu konudaki Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/5200 E. – 2019/115 K. sayılı ilamı da gözetilerek, bu istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Böylece ,davacı istinaf eden …A.Ş ‘nin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı istinaf eden … A.Ş ‘nin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/03/2020