Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1979 E. 2020/1348 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/1979
KARAR NO: 2020/1348
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/01/2018
NUMARASI: 2014/775 E – 2018/60 K
DAVANIN KONUSU: Alacak ( Sebepsiz Zenginleşmeye Dayalı )
KARAR TARİHİ: 03/11/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2010 gün, 2008/11 Esas -2010/417 Karar sayılı karan ile “davacının davasının kabulü İle ayıplı aracın davalılara iadesi koşulu ile araç bedeli olan 37.999,99 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlardaki reeskont faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine” karar verildiği, davalı, müvekkil aleyhine Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibine başlatıldığı, 4-5 örnek icra emrinin 04/11/2010 tarihinde tebliğ edildiği, icraya konu Mahkeme kararı müvekkil şirket tarafından temyiz edildiğinden müvekkil tarafından dosya borcu hesaplattırılarak borca karşılık 80.000 TL tutarındaki 23/11/2010 tarihli … numaralı teminat mektubu yasal süresi içinde icra Müdürlüğü dosyasına teslim edildiği, mektubun bozdurulmasını istemeyen davacı şirket, 19/01/2012 tarihinde dosya borcu olan 87.012,04 TL’yi İcra Müdürlüğü hesabına havale ettiği, aracın üstünde bulunan hacizler nedeni ile aracın davacı şirket adına tescili yapılamadığını, davacının davalının yükümlülüğünde olan aracın Motorlu Taşıtlar Vergilerini ödemek zorunda kaldığı, Motorlu Taşıtlar Vergisinin aracın kullanılması ile hiçbir ilişkisi bulunmadığı, ödenmeyen Motorlu Taşıtlar Vergisinin borçları 2010 yılı 2. dönem, 2011 yılı 1. ve 2. dönem, 2012 yılı 1. ve 2. döneme ait olduğu, ödenmeyen Motorlu Taşıtlar Vergisinin borçlarından muhatabın sorumluluğu aracın teslim tarihinden önceki dönemlere ait olduğu, bu dönemlere ait borç toplamının ise 1.233,97 TL olduğu, söz konusu bedel teslimden önceki döneme ait olup muhatap tarafından ödenmesi gerektiğini, davalının aracın Motorlu Taşıtlar Vergisini zamanında ödememesi nedeniyle vergi dairesi tarafından anılan vergi borçlarına gecikme zammı olduğu, müvekkil, davalının zamanında ödemediği vergi borçlarını gecikme zamları ile birlikte ödemek durumunda kaldığı, araç üzerinde 42 ayrı haciz, 1 yakalama emri ve bir ihtiyati tedbir bulunduğu, araç üzerindeki hacizler nedeniyle aracın davacı adına tescilinin yapılamadığından bahisle Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya hesabına yatırılan 87.012,04 TL’nin yatırılma tarihi olan 19.01.2012 tarihinden ve araca ait 1.233,97 TL Motorlu Taşıtlar Vergisinin borcunun ihtarname tarihi olan 03/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tarafımıza iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığı, davacı tarafça anılan bedel 19/01/2012 tarihinde icra dosyasına ödendiği, dava konusu araç da 21/03/2012 tarihinde müvekkil şirketten tutanak mukabilinde teslim alındığı, aracın Motorlu Taşıtlar Vergisinin borcu müvekkil şirket aracın tesliminden önceki gün tüm Motorlu Taşıtlar Vergisinin borçlarını ödediği, haksız ve mesnetsiz davanın esas bakımından ve davanın zamanaşımı yönünden reddini talep etmiştir. Mahkeme tarafından araç üzerindeki tedbirlerin aracın devrine engel olmadığının da mahkemenizce yapılan yazışmalar sonucu belirlendiği, dava tarihi itibariyle davalının davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği için bahsedilemeyeceği; ancak devirden sonra davalıya ait borçlar nedeniyle uygulanmış hacizler dolayısıyla aracın satılması söz konusu olur ise o aşamada sebepsiz zenginleşmenin tartışılabileceği, erken açılan bir dava olması nedeniyle bu aşamada davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ;mahkeme kararının hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı tarafın sebepsiz zenginleştiğini, ilk derece mahkemesi tarafında verilen karar ile aracı teslim almaması gibi bir seçimlik hakkı olmadığını, araç üzerinde hacizler olması nedeniyle başkasının borçlarını üstlenmek zorunda bırakıldığını, davalı tarafın sebepsiz zenginleştiğini, aracı bu hali ile almaya zorlanamayacağını belirterek mahkeme kararı istinaf edilmiştir. Dava sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak talebidir. Uyumazlık İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2010 gün, 2008/11 Esas- 2010/417 Karar sayılı karan ile “davacının davasının kabulü İle ayıplı aracın davalılara iadesi koşulu ile araç bedeli olan 37.999,99 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlardaki reeskont faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş Yargıtay tarafından onama kararı sonucu davalı tarafa icra kanalıyla asıl alacağa feriileri ile birlikte toplam 87.012,04 TL ödenmiş ancak aracın teslimi sırasında iddiaya göre araç üzerinde 42 ayrı haciz, 1 yakalama emri ve 1 ihtiyati tedbir kararı olması nedeniyle davacı taraf ödediği 87.012,04 TL bedeli ödeme günü olan 19/01/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile ve aracın Motorlu Taşıtlar Vergisi için ödenen 1.233,97 TL bedeli ödeme tarihi olan 03/07/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep etmektedir. Bu davanın temelini oluşturan İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30.06.2010 gün, 2008/11 Esas – 2010/417 Karar sayılı kararı davaya konu aracın Türk Borçlar Kanununun 207 maddesi uyarınca gizli ayıplı kabul edilerek taraflar arasında ki araç satış sözleşmesinin iptali ile ödenen 37.999,99 TL’nin davacıya iadesine ve … plakalı aracın davacı tarafından alınıp davalılara iadesine şeklinde hüküm kurulmuştur. Mahkeme aracın gizli ayıplı çıkması sonucu alıcının ödediği bedeli satıcının da aracı geri almasını amaçlayacak şekilde karşılıklı ifa gereği hüküm kurmuştur. Türk Borçlar Kanununun 97 maddesi “karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın ,sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2010 gün, 2008/11 Esas – 2010/417 Karar sayılı kararı ilamının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmesi sonucu davalı taraf icra kanalıyla toplam 87.012,04 TL ödenmiş ve davacının edimi son bulmuştur. Ancak araç kendisine İstanbul 5 ATM 2008/11 E 2010/417 K sayılı ilamında ki şekli ile teslim edilemediğinden iş bu dava açılmıştır. Davacı edimi yerine getirdiği için aynı şeklide davaya konu aracında satış günündeki şekliyle yani tüm haciz ve tedbirlerden, sınırlamalardan ari olarak satıcı firmaya teslim edilmesi gerekirken araç üzerinde 42 ayrı haciz, 1 yakalama emri ve 1 ihtiyati tedbir kararı olması nedeniyle davacı taraf bu hali ile aracı teslim almak istememek de olup bu durumda davacının hukuki yararı olduğundan Mahkeme tarafından davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiğinden kararın, HMK 353/1-a-6 maddesine göre mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/11/2020