Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/195 E. 2018/1924 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/195
KARAR NO : 2018/1924
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: … 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2017
NUMARASI : 2016/629 E – 2017/506 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 26/12/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 5.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Söz konusu kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu bedellerin Yargıtay içtihatlarına ve hukuka aykırı olarak tahsil edildiğini, mahkemenin yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın Anayasa’ya aykırılığı ile ilgili olarak yapılan başvuruların sonuçlanmasının beklenmediğini, bu yasanın getirdiği düzenlemenin kanunların geriye yürümezliği şeklindeki Anayasal ilkeyi ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiğini, mahkemenin bilirkişi incelemesi yaptırmadan ve delilleri toplamadan karar verilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin davanın reddine değil konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davacı lehine nispi vekalet ücretine karar vermesi gerektiğini beyanla, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu bedellerin 6719 sayılı yasanın yürürlüğünden önceki mevzuata göre de alınması gerekli bedeller olduğunu, söz konusu yasanın bu duruma sadece açıklık getirdiğini, davacının dava başında da haklı olmadığını, kararda aleyhlerine yargılama giderine hükmedilmiş olması ve kendileri lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını, talep etmiştir.
HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür. Anılan yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine iptal başvuruları yapılmış ise de, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde çok sayıda mahkemenin Anayasaya aykırılık başvurularının, yasal karara bağlama süresinin geçtiği ve sonuçlanmadığı, bazı mahkemelerinin başvurularının da usulden reddedildiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. (Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2) Aksi halde, Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırabilir. Dolayısıyla, mahkemenin, Anayasanın m. 152, III; Any. Mah.Kuruluş Kn m. 28,IV c,2 gereğince, Anayasa Mahkemesine başvurunun esastan incelenmesini beklemeksizin, yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması hukuka aykırı bulunmamıştır.Kaldı ki, karar sonrasında 28/12/2017’de Anayasa Mahkemesi bu konudaki muhtelif mahkeme başvurularını reddetmiştir. O halde, bu sebebin sonuca etkisi yoktur.Davacı tarafın bilirkişi incelemesi yaptırılması talebi yönünden ise, dava dilekçesindeki talebi dava konusu bedellerin haksız alındığı, hiç alınmaması gerektiği iddiasına dayalı olduğundan, ayrıca dava konusu yapılmayan hususların istinaf sebebi olarak ileri sürülemeyeceği gözetilerek, iddianın ileri sürülme şekli, mahkemenin taleple bağlılığı ilkesi çerçevesinde, bilirkişi incelemesi yaptırılmasının davaya katkı sağlamayacağı açıktır.Yukarıda açıklanan ve yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir. Somut olayda, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kaldığından, mahkemece tespit hükmü niteliğinde “dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ile, HMK 331/1 maddesi uyarınca maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesi gerekirken, dava tarihindeki haklılık durumu sebebiyle davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, usul ve hukuka aykırı bulunmuştur.Davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm, esasında dava konusu bedellerin, davalı tarafça alınıp alınamayacağına dair mahkemece yapılan belirlemeye ilişkin bir tespit hükmü olduğundan, bu durumda parasal bir talebe ilişkin olsa da davada, gerek bu konudaki Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin muhtelif emsal kararları, gerekse açıklanan gerekçe uyarınca Avukatlık Asgari Ücret Tarife’sinin nisbi vekalet ücreti hükümlerinin uygulanması sözkonusu olamayacağından, karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereği düzeltilerek, davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmiştir.Davalının istinaf talebinin incelenmesinde ise, davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E, 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı ve lehine vekalet ücreti takdiri gerektiği, bu bağlamda, davalı lehine takdir edilemeyeceği kabul edilmekle, davalı tarafın istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle,davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, davacının istinaf talebinin kısmen kabulü ile , HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkeme kararı düzeltilerek, yeniden esas hakkında; “Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,
B-Davacının istinaf talebinin kısmen kabulü ile , HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar düzeltilerek yeniden esas hakkında;
1-Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 31,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 85,39 TL’nin mahsubu ile, fazla alınan 53,99 TL nin davacı tarafa iadesine,
3-Davacı lehine 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 58,10 TL yargılama giderinin ve peşin alınan 31,40 TL harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına ve davalı yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı ve davalı tarafça tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın ilgilisine iadesine,
Sair istinaf sebeplerinin reddine,
İstinaf sebebiyle davalıdan alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacıdan peşin alınan istinaf karar harcının, davacıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,
Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 68,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/12/2018