Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1827 E. 2020/1240 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1827
KARAR NO : 2020/1240
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2018
NUMARASI : 2016/675 E – 2018/56 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/10/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; davalının Kocaeli Valiliği Çevre ve İmar Koruma Birliği denetiminde ki Göçmen Konutları Şekerpınar mevkinde faaliyet gösteren Şekerpınar Atıksu Arıtma Tesisini işlettiğini, tahakkuka konu dönemlerde Şekerpınar Atıksu Arıtma Tesisinin bulunduğu bölgenin İSKİ Genel Müdürlüğü’nün denetiminde olduğunu, İSKİ ve müvekkili idare arasında imzalanan 04/01/2008 tarihli devir protokolü ile tüm hak ve borçları ile beraber müvekkili İSU’ya devredildiğini, devirden sonra alınan tüm abonelik ve sicil kayıtları hak ve borçları ile birlikte müvekkili idarenin sistemine kaydedildiğini, gerçekleştirilen kayıtların incelenmesi neticesinde davalı firmanın İSKİ döneminden 256.886,00 TL borcu olduğunun tespit edildiğini, tespit edilen 256.886,00 TL alacağın tahsili için Gebze …. İcra Müdürlüğünde … sayılı takibi başlattıklarını ancak davanın haksız yere takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, açıklanan nedenlerle itirazın iptaline, takibin devamına itirazın haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; müvekkilinin 2006/Eylül -Ekim – Kasım – Aralık ve 2007 Ocak – Şubat – Mart ve Nisan aylarına ilişkin olarak ödenmemiş su bedeli borcu bulunduğunu davacıya her hangi bir su borcunun bulunmadığını bulunduğu düşünülse dahi davacının iddia ettiği alacağın 5 yıllık zaman aşımına uğradığını, Çevre Birliği ile davacı arasında TBK’nın 196. maddesi uyarınca bir dış üstlenme sözleşmesi bulunduğundan husumetin Çevre Birliğine yönetilmesi gerektiğinden müvekkiline yönetilmesinin mümkün olmadığını,, müvekkilinin davacıya kirlilik önlem payı (KOP) borcununda bulunmadığını, asıl borçlu olan Çevre Birliği’nin Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile birleştiğinden borcun ortadan kalktığını tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme tarafından davalı firma hakkında, arıtma tesisini çalıştırmadığından dolayı İSKİ Atıksuların Kanalizasyona Deşarj Yönetmeliği’nin 24.2. maddesine göre KOPtahakkuku yaptırılmasında bir usulsüzlük olmadığı, evsel ve endüstriyel atıksuları arıtmak için faaliyet gösteren davalı firmanın İSKİ denetimlerinde tesisin kimyasal arıtma kısmının çalışmaması, by-pass yoluyla İSKİ atıksu kolektörüne mevzuata uygun olmayan yüksek kirlilik parametre değerlerine sahip atıksu deşarj etmesi sebebiyle çevreye zarar verebilecek nitelikte kirlilik içeren atıksuların deşarjı nedeniyle İSKİ tarafından davalıya cezai bir bedel olan KOP tahakkuk ettirmesinin haklı olduğu ve bu tahakkukların İSU’ya devri sonrasında İSU’nun devredilmiş bu alacağı talep etmekte haklı olduğu kanaatine ulaşıldığı ,bu nedenle davalı firma hakkında KoB faturası düzenlenmesinde bir usulsüzlük olmadığı gerekçesiyle 256.886,00 TL asıl alacak, 310.586,14 TL gecikme cezası, 24.846,89 TL gecikme cezası KDV’si toplamı olan 592.319,03 TL üzerinden iptaline ve devamına, 256.886,00 TL asıl alacak için takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, takip konusu alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takip de su bedeli faturası olmasına rağmen davada KOP bedeli olduğundan alacak değiştirildiği, müvekkilin su borcu olmadığı, KOP bedeli konusunda iki rapor arasında çelişki olmasına rağmen bu çelişki giderilmeden karar verildiği, husumet ve zamanaşımı itirazının değerlendirilmediği, faizin nasıl hesaplandığının belli olmadığı gerekçesi ile istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf talebinde davalının istinaf taleplerinin reddine yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talep edilmiştir. Uyuşmazlık KOP (Kirlilik Önleme Payı) faturası düzenlenerek takip başlatıldığı itiraz üzerine itirazın iptali davasıdır. Davaya konu takip dosyasının incelenmesi ile Gebze …İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası ile toplam 256 .886,00 TL KÖP fatura bedelli asıl alacak ferileri ile birlikte toplam 592.319,03 TL için 28 Haziran 2012 tarihinde ilamsız takip başlatılmıştır. “Söz konusu kararı davacı taraf istinaf etmiştir.Gerekli istinaf harçları yatırılmıştır. Ancak, dosya kapsamından, davacıdan davanın başlangıcında başvuru harcı ve peşin nispi karar harcı alınmadığı anlaşılmıştır. Yargılama harçları (istinaf, temyiz harçları da dahil) ve bu harçların ne şekilde alınacağı 492 sayılı Harçlar Kanunu’nda ve çeşitli özel yasalarda düzenlenmiştir. Vergi ve harçlar yalnızca yasa ile ihdas edilir. Yine bir kişi ya da kurumun harçtan muaf olup olmayacağı, kişi ya da kurumlarca yapılan bir işlemin harçtan müstesna olup olmayacağı yalnız yasa ile düzenlenir. Harçlardan muafiyeti ya da istisnaları düzenleyen kanun, genel nitelikteki Harçlar Kanunu olabileceği gibi başkaca her hangi bir kanun da olabilir. Bir kişi ya da kurumun yargılama harçlarından muaf olabilmesi için muafiyeti düzenleyen yasada o kurumun “yargılama harçlarından muaf olduğu” açık ve net bir şekilde hüküm altına alınmalıdır. Vergi ve harçların yasallığı ilkesi bunu gerektirir. Her hangi bir yasada bir kurum ya da kişi, yargılama harçları dışında, çeşitli vergilerden ve harçlardan muaf tutulmuş olabilir. Bu o kişi ya da kurumun yargılama harçlarından da muaf tutulduğu anlamına gelmez. Davacı kurum, 2560 sayılı İSKİ Kanununun 21/a maddesine göre, sadece ” görevleri için kullandığı taşınmaz malları, tesisleri, işlemleri ve faaliyetleri ” yönünden harçtan muaftır. Dava konusu uyuşmazlık, davalının kullandığı iddia edilen su bedelinin tahsili için yapılan ilamsız takipte itirazın iptali talebine ilişkindir. Bu haliyle uyuşmazlığın özel hukuk hükümleri dahilinde kaldığı gözetildiğinde, istinaf eden davacı kurumun, gerek 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, gerekse de 2560 sayılı İSKİ Kanununun 21/a. maddesine göre, dava harçlarından muaf olmadığı ortadadır. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 27-28. maddelerine göre; harca tabi davalarda, her dava açılırken, davacıdan başvurma harcı ve nispi harca tabi davalarda nispi karar ve ilam harcının dörtte biri, maktu harca tabi davalarda ise maktu harç peşin olarak alınır. Dava açılırken, harcın eksik alınmış olması halinde mahkemece davaya devam olunabilmesi için harcın Harçlar Kanunu’nun 30 ve 32.maddeleri uyarınca tamamlanması yoluna gidilir ve davacıya eksik harcı yatırması için süre verilir. Şayet verilen süreye rağmen eksik harç ikmal edilmez ise dosya işlemden kaldırılır ve HMK’nun 150.maddesi uyarınca süresinde tamamlanarak yenilenmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. HMK’nın 120. maddesinde de davacının yargılama harçlarını, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu düzenlenmiştir. Bu sebeple, karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmamaktadır.” (BAM 3 HD 2017/1635 E 2018/261 K ) Somut olayda, davacı dava dilekçesiyle, icra takip dosyasındaki borca itirazın iptali isteminde bulunmuş, başvuru harcı ile dava değeri üzerinden yatırması gereken 1/4 oranında nispi peşin karar harcını yatırmamış olduğu halde , mahkemece harçlar yatırılmaksızın yargılamaya devamla hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Hükümde, başvuru harcı ve karar harcının davalıdan tahsiline karar verilmesi, harç eksikliğinin yasal sonuçları dikkate alındığında, kamu düzenine aykırılığı giderici sonuç taşımamaktadır. Bu husus, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzenine ilişkin ve resen dikkate alınacak hususlardan olduğundan, Harçlar Yasası 32. maddesi, HMK’nın 120/1 ve 355. maddeleri gereğince, ilgili mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın Harçlar Yasası ve HMK’nın emredici hükümleri gözetilerek yeniden görülmesi için ilgili mahkemeye iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Harçlar Yasası 32. HMK 120/1 ve 355. maddeleri gereği istinaf konusu mahkeme kararı kaldırılarak, Harçlar Kanunu ve HMK ‘nın harç konusundaki emredici hükümleri ile icra dosyasına yatırılan harç kısmı mahsup edilmek suretiyle ,maktu başvuru harcı ile peşin nisbi karar harcı (dava harçları) alınarak yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/10/2020