Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1763 E. 2020/1441 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1763
KARAR NO : 2020/1441
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2017
NUMARASI : 2014/2182 E – 2017/1033 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 10/11/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı …’nin arkadaşı …’nin finansman sağlaması amacıyla davalı … arasında kar ortaklığı anlaşması yapıldığını, bu anlaşmaya göre; davalı …’nin müvekkil Şirket’e 30.09.2012 tarihinde 50.000 Amerikan Doları ve 30 Kasım 2012’de 50.000 Amerikan Doları olmak üzere 100.000 Amerikan Doları nakit para vereceğini, bunun karşılığında şirkette kar ortağı olacağını taahhüt ettiğini, 100.000 Amerikan Doları’na karşılık olarak, müvekkil şirketin davalı … ‘ye ulaştırılması amacıyla,davalı …’ye, mübrez, 30.09.2014 vade tarihli 50.000 Amerikan Doları bedelli bir adet hamil kısmı boş senedi teminat olarak verdiğini, bu senedin 50.000 Amerikan Doları’nın davalı tarafa ödenmesi sonucunda iade edileceğine yönelik olarak tarafların anlaştıklarını, bu anlaşmaya rağmen, davacı şirketçe dava konusu 50.000 Amerikan Doları bedelli senet davalı taraflara verilmiş ise de , davalı … tarafından senet karşılığı verilecek olan 100 000 Amerikan Doları nakit paranın davacı şirkete verilmediğini ,davalı …’den 14.11.2012 tarihinde 24.000 -USD alınmış olup, bakiye olan 26.000-USD’nin alınmadığını, teminat olarak verilen senet bedelinden bakiye 26.000- USD ‘lik kısım halen ödenmediğinden, müvekkili şirketin davalı taraflara senedin iptal edilerek, ödenen kısım kadar yeniden senet düzenlenmesi talep etiğini ,ancak davalı taraflarca bakiye kısım ödenmediği gibi, teslim edilen senedin de iptal edilmediğini ileri sürerek ,senetle ilgili olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı tarafça 100,000 Amerikan Doları nakit paranın müvekkili şirkete teslim edilmemesi sebebiyle, senedin 26.000-USD’lik kısmından dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu dava dilekçesinde … nin adının ve imzasının hiçbir yerde yazılı olmadığını, bu durumda protokol fotokopisinde, kar dağıtım planlaması fotokopisinde, senet fotokopisinde, ne de başkaca hiçbir anlaşmada adı ve imzası bulunmadığından davanın husumet nedeni ile ve hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticraet Mahkemesi’nin 2015/21 Esas sayılı dosyasında , davacı vekili dava dilekçesinde özetle;İstanbul Anadolu …. İcra Müd.’nün …E nolu dosyası ile takibe konulan 30/09/2013 vade tarihli, 50.000USD bedelli, 24/07/2012 düzenleme tarihli teminat senedine karşılık verilmesi gereken 25.238 USD bedelli tutarın müvekkiline ödenmemiş olduğu ve icra takibi sonrasında bu senet borcuna karşılık haciz tehdidi altında davalı tarafa 28.000TL ödendiğini ileri sürerek , dava konusu senedin 26.000USD lik kısmı için müvekkilinin borçlu olmadığnın tespitini talep etmiştir.İş bu dava ,birleştirilmeden önce, senetlerin cirantası tarafından haciz tehdidi altında icra takibi borçlarının tamamının davacılar tarafından ödenmiş olduğundan,dava istirdat talepli olarak ıslah edilmiş, davacılar tarafından her iki icra dosyasına ödenen ve makbuzları ibraz edilen, toplam 291.048,91-TL’nin davalıdan istirdatı talep edilmiştir.Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının haksız olarak dava konusu senet hakkında itirazda bulunduklarını, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, senedin sebepten mücerret olduğunu, davacının iddialarını yazılı delille ispat etmek zorunda olduğunu beyanla davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır. Birleşen İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/2192 Esas sayılı dosyada, şirkete ortak olması için yapılan anlaşmaya göre davalı …’nin 100.000 Amerikan doları nakit olarak vermediğini, davalı …’nin 14/11/2012 tarihinde 24.000 USD ödeme yaptığını, geriye kalan 26.000 USD’nin ise halen ödenmediğini belirterek öncelikle verilen teminat senedin yasal işleme konulmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve 100.000 Amerikan doları nakit olarak ödenmediği için işbu borç karşılığı verilen senet içeriği borç hakkında borçlu olmadıklarının tespit edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda ; asıl 2014/2182 Esas ve birleşen İstanbul Anadolu 4. ATM nin 2014/2192 Esas sayılı dosyalarında açılan davaların ayrı ayrı pasif husumet yokluğu nedeni ile REDDİNE, Birleşen İstanbul Anadolu 2. ATM nin 2015/21 Esas sayılı dosyada açılan davanın ispatlanamamış olması nedeni ile REDDİNE ” karar verilmiştir.Mahkemenin kararını istinaf eden davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu senetler takibe konu edilmeden önce menfi tespit davaları açıldığı,birleştirme kararları verildiği, davaların açıldığı tarihte senetler henüz takibe konulmadığından, işbu davalar senetlerin verildiği … karşı açıldığını,her iki senedin menfi tespit davaları açıldıktan sonra, tanımadıkları 3. kişiler olan … ciranta, … ise senet alacaklısı olarak doldurulmak suretiyle ihtiyati haciz kararı alınarak icra takibine konu edildiğini, dava konusu senetlerin takip alacaklıları adına doldurulmadan önceki boş hallerinin 2014/2182 ve 2014/2192 Esas numaralı dava dosyaları dava dilekçeleri ekinde dosyaya ibraz edildiğini, bilirkişilerce defter ve kayıt incelemesinde senet lehdarı ile müvekkilleri arasında ticari ilişki olup olmadığının yeterli düzeyde incelenmediği,müvekkili şirket dava dışı … ile yapmış olduğu anlaşma neticesinde teminat olarak boş senet verdiğini , bu boş senetlerin ise kötüniyetli olarak davalı ve ihbar olunanlar tarafından doldurulduğunu,bilirkişi raporda sadece dosyaların birleştirildiği ifadesinin yer almış olup, uyuşmazlık konusu olarak sadece 2014/2182 Esas numaralı dosya değerlendirilmesi yapıldığı,oysa ki 2014/2182 Esas numaralı dosya, icra takibinden önce açılan 30.09.2013 vadeli senet için, 2014/2192 Esas numaralı dosyanın ise 30.09.2014 vade tarihli senet için ikame edildiği,birleşen 2015/21 Esas numaralı dosya ise icra takipleri sonrasında ikame edilen her iki senet için açılan iki icra takibine ilişkin menfi tespit davası olduğu, 2015/21 Esas numaralı dosyası derdest iken müvekkilleri tarafından haciz tehditi altında tüm borç ödenmek zorunda kalındığından, birleştirme kararından önce taraflarınca yapılan ıslah ile istirdat davasına dönüşmüş olduğu dikkate alınmadan inceleme yapıldığı,Müvekkili şirket defter ve kayıtları bilirkişilerce incelendiğinde; yapılan ödemeler ile ilgili tesbitlerin yapıldığı,kendilerinin saten yapılan ödemeleri beyan edip,ödenmeyen kısımlar için davalar açtıklarını, E-Posta yazışmalarının iddialarını ispat etmesine rağmen mahkeme gerekçesinde değerlendirme dışı bırakıldığı,müvekkillerinin almış olduğu toplam rakam 24.000-USD+24.862,00 USD=48.862,00- USD’ olup, bunun karşılığında iki adet 50.000-USD lik senet toplamında 100.000 USD’lik senet düzenleyip şirket ile bağı olan …’ye arkadaşı …’ye iletilmek üzere verildiği, Mail E-posta yazışmalarında da anlaşılacağı üzere, … aradaki borç ilişkisini kabul etmekte, hatta ikinci senedin kendi ağabeyinde olduğunu, “…’nin 2.senet bedeli olan finansmanı Müvekkillere tam olarak ödememesi nedeniyle …’ye teslim etmediğini” açıkça yazdığını, kalan 51.138 –USD bedel ise ödenmemiş olmasına karşılık, kar payı bedelinin müvekkilleri tarafından ödendiği, davalı tarafların senetteki 3. şahıs olarak cirantanın yasadan kaynaklanan haklarını kullanmak üzere kötüniyetli davranarak senet üzerini rıza hilafına doldurdukları ,senet üzerindeki lehdar hakkında yeterli araştırma yapılmadığı, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmediği, savcılık soruşturmasının halen devam etmekte olup, savcılık dosya sonucunun beklenmediği ileri sürülmüştür….nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava ,teminat olarak verilen senetlerin kısmen ödendiği,bakiye bedellerin ödenmediği ,buna rağmen hamil kısmı doldurularak takip konusu edildikeri iddiası ile menfi tesbit ve istirdat talebine ilişkindir.Birleşen 2015/21 esas sayılı dosyaya yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesiyle ,mahkemenin de karar gerekçesinde açıkladığı üzere , TTK’nun 778/2-f maddesine göre bonolarda da uygulama olanağı bulunan 680. maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır. Açık bono düzenlenmesi durumunda ise açık bononun aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası kural olarak hamile karşı ileri sürülemez. Sadece hamilin senedi iktisabı sırasında kötüniyetli veya ağır kusurlu bulunduğunun ispat edilmesi durumunda hamile karşı ileri sürülebilir. Keza, senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu ispat külfeti HMK’nun 201. maddesine göre yazılı delille olmak kaydıyla davacı keşideciye aittir . Yine 6102 sayılı TTK’nun 687. maddesi gereğince davacı keşidecinin, lehdar ile arasındaki temel ilişkiden kaynaklanan şahsi defileri davalı hamile karşı ileri sürebilmesi için, bu davalının bonoları iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini, yani kötüniyetli olduğunu kanıtlaması gerekir. Davacılar ise, açık bononun aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğu ve hamilin kötüniyetli olduğunu iddiasını yazılı delillerle ispatlayamamışlardır.Delil listelerinde açıkça “yemin” deliline de dayanılmamıştır.Bu sebeplerle ,birleşen bu davadaki iddialarının yasal deliller ile isbatlanamadığından davanın reddine karar verilmesinde usul ve hukuka aykırılık görülmediğinden, davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Davacı tarafın diğer istinaf sebeplerinin incelenmesiyle ; mahkemenin asıl dosyası olan 2014/2182 Esas ve birleşen İstanbul Anadolu 4. ATM’ nin 2014/2192 Esas sayılı dosyalarında, davalı olarak gösterilen … yönünden ,diğer davalı …’nin taahhüt ettiği iddia edilen , 100.000 Amerikan Doları’na karşılık olarak, davacı şirketin davalı … ‘ye ulaştırılması amacıyla,davalı …’ye, 30.09.2014 vade tarihli 50.000 Amerikan Doları bedelli bir adet hamil kısmı boş senedi teminat olarak verdiği iddiası ile hakkında dava açılmış olup,bu davalının senedin diğer davalıya ulaştırılmasını temin dışında ,davacıya borçlu olduğuna ilişkin bir iddia ileri sürülmediği gibi ,davalının dava konusu senetlerde ciranta ve lehtar sıfatının bulunmadığı ,takip yapması gibi bir durum bulunmadığı, davalı hakkında husumet yokluğundan verilen kararda usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.Diğer davalı … de ,dava konusu senetlerde lehtar ve ciranta olmayıp,onun tarafından da yapılan bir takip sözkonusu değildir. Bu davalının ,şirket ortağı olmak için taahhüt ettiği ABD doları cinsinden para sebebiyle ,teminat senedi verildiği ,ancak davalının taahhüt ettiği miktarı kısmen ödediği, bakiye taahüdünü ödemediği,kendisine kar payı ödendiği iddiası ile dava açılmıştır.Davalıya teminat amaçlı olarak verildiği iddia edilen ,lehtar kısmı boş senetlerin 3. kişilerce takibe konulduğu iddiası ile senet lehtarlarına karşı açılan (birleştirilen) davalar bulunmaktadır.Bu davalı açık senetlerde ciranta veya takip alacaklısı konumunda değildir. Bu sebeplerle ,verilen kararda usul ve hukuka aykırılık bulunmadığından,davacılar vekilinin asıl ve birleşen dosyaya yönelik istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacılar vekilinin asıl ve birleşen dosyaya yönelik istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan harçların mahsubu ile ,başkaca harç alınmasına yer olmadığına ,İstinaf yargılama giderinin istinaf eden davacılar üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/10/2020