Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1761 E. 2020/1345 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1761
KARAR NO : 2020/1345
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/04/2018
NUMARASI : 2016/446 E – 2018/301 K
DAVANIN KONUSU İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 03/11/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Gebze …. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyasından davalı aleyhine 221.247,24 TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun takibin tamamına itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazından sonra tarafların 19/09/2014 tarihinde bir protokol düzenlediklerini, bu protokol ile takibe konulan alacak tutarının 65.137,50 TL sine yönelik itirazından feragat ettiğini, 65.137,50 TL lik kısmı kabul ederek müvekkiline ödediğini, davalının icra takibine konu olan 156.109,74 TL lik kısma yönelik itirazlarının devam ettiğini, OSB’ de yer alan kuruluşların alt yapı ihtiyaçlarını OSB’ nin tesislerinden karşılamak zorunda olduklarını, müvekkili OSB bünyesinde Atıksu Arıtma Tesisinin kurulmasından ve faaliyete geçirilmesinden sonra davalı şirket ile müvekkili arasında 06/08/2010 ve 21/10/2010 tarihlerinde DOSB Atıksu Abone Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince davalı şirketin DOSB atıksuların kanalizasyona deşarjlı talimatnamesini uymakla yükümlü olduğunu kabul ve taahhüt ettiğini, atıksu arıtma tesisi katılım bedelinin 4,5 TL/M3+KDV olarak belirlendiğini ayrıca talimatnamedeki kirlilik parametrelerinin atıksu bedeline dahil edileceğinin de açıkça ifade edildiğini bu sebeple icra dosyası üzerinden takibe konu borç nedeniyle davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlığın büyük bir bölümünü atıksu numunelerinin usulüne uygun alınmaması, şahit numune verilmemesinin oluşturduğunu, davacı ile 19/09/2014 tarihinde yapılan protokolle sadece kullanılan m3x4,5 TL sonucu çıkan rakamlar ve bu rakama uygulanan yasal faiz ve avukatlık ücreti olarak taraflarınca protokolde belirtilen toplam 75.566,40 TL ödeme yapıldığını, 75.566,40 TL ödeme yaptıklarının protokolde ve sundukları ödeme makbuzlarında sabit olduğunu, müvekili şirketin OSB kanundaki kurallar uyarınca atıksu abone sözleşmesi ve eklerini imzalamak zorunda bırakıldığını, atıksu bedeli olarak m3 başına katılımcılardan en fazla 0,20 Euro alımabileceğini bu sebeple atıksu bedeli adı altında bir alacak talep edemeyeceğinden, davacının atıksu bedeline ilişkin talep ve davasının reddine, talimatnameye aykırı hareket eden aynı KOİ değerleri ile 7-8 fatura tanzim ederek katlamalı fahiş cezaları talep eden davacının davasının reddine, kirlilik önlem bedeli adı altında ifaya eklenen cezai şartın ortadan kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece,1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalı borçlunun Gebze … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 114.973,33 TL üzerinden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına,Fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Takip konusu alacak likit olmadığından kabul edilen kısım üzerinden icra inkar tazminatı, red edilen kısım üzerinden ise kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine, karar verilmiştir.Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle, numunelerin mevzuata uygun alınmadığı, davacı şirket yetkililerinin numune alımından haberdar edilmedikleri,şahit numune verilmediği, hatalı olarak alınan numuneler sebebiyle davacıya fahiş ceza ve faturalar tahakkuk ettirildiği,tutanaklardaki “imzadan imtina etti” şeklindeki ibarelerin müvekkili aleyhine sonuç doğuracak şekilde yorumlanmaması gerektiği,davalının KDV yükümlülüğünün bulunmadığı,hizmeti götüren sıfatı ile KDV’den davacının sorumlu olduğu ileri sürülerek,kararın kaldırılması istenmiştir….nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, abone sözleşmesine dayalı atık su fatura bedelinin tahsili talebi ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davada, davalı şirketin atık suyu kirliliğinin limit değerler üzerinde olduğu ve ayrıca ön arıtma yapmadan kanalizasyon siştemine deşarj ettiği gerekçesi ile davacı 13 adet faturalar düzenleyerek, Gebze …. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyasından davalı aleyhine 221.247,24 TL alacağın tahsili için icra takibi başlatmış,itiraz üzerine takip durmuştur. davacı vekilinin beyanından davalının itirazından sonra taraflar arasında 19.09.2014 tarihli protokol imzalanmış ve 65.137,50 asıl alacak davalı borçlu tarafından ferileri ile birlikte kabul edilmiştir. Bu nedenle dava bakiye 156.109,74 TL üzerinden açılmış olup, kısma itirazının ise devam ettiği anlaşılmıştır. Görevsizlik kararı veren mahkemece keşif yapılmış,kimya mühendisi ve hesap raporu alınmış,itiraz üzerine Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda ,bilirkişi heyetinin sunmuş olduğu 15/11/2017 raporunda özetle; 3’er aylık periyotlarla numune alınmamış ise de ,numune alma tutanakları ve analiz raporuna göre ,alınan numunelerin usulüne uygun alındığı ,dava konusu faturaların düzenlenmesinde esas alınan kirlilik paramatreleri için analiz sonunuda bulunan kirlilik değerlerinin çevre için tehlikeli ve zararlı kirlilik değerlerine gösterdiği, 169.310,53 TL davacı alacağından 65.137,00 TL protokol ile yapılan ödeme mahsup edildiğinde, takip tarihi itibariyle 104.173,53 TL bakiye davacı alacağının hesap edildiğini, KÖB tutarlarına KDV ilave edildiğinde davacı alacağı 180.110,53 TL olarak hesap edildiğini, bu tutarlardan protokol ile ödendiği beyan ve kabul edilen 65.137,00 TL mahsup edildiğinden olasılıklı olarak 114.973,33 TL davalının davacıya borcunun hesap edildiği bildirilmiştir. Bilirkişi heyeti raporu ile ,numune alımında yapılan uygulamanın kriterlere uygun olduğu görüşü dikkate alındığında ,davalı vekilince ,numunelerin mevzuata uygun alınmadığı,davacı şirket yetkililerinin numune alımından haberdar edilmedikleri,şahit numune verilmediği,hatalı olarak alınan numuneler sebebiyle davacıya fahiş ceza ve faturalar tahakkuk ettirildiği şeklindeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Katma Değer Vergisi Kanununda ,Organize Sanayi Bölgelerinin yönetim ve altyapı aidat ve giderlerinin KDVden muaf tutulmasına ilişkin bir düzenleme bulunmadığından,takibe dayanak yapılan atık su bedellerine yönelik düzenlenen faturalarda, davacının KDV talep etmesinde hukuka aykırılık görülmediğinden, davalının buna dair istinaf talebinin reddi gerekmiştir.Ayrıca Organize Sanayi Bölgeleri 6183 sayılı Kanuna tabi özel hukuk tüzel kişleri arasında yer almadığından, davaya konu alacak yönünden 6183 sayılı yasa gereği gecikme cezası uygulanması da söz konusu olmayacaktır.Buna göre yapılan değerlendirmede; aralarında Kimya Mühendisi’nin de bulunduğu teknik bilirkişi kurulundan denetime ve hüküm kurmaya ve yukarıdaki KDV ile faiz irdelemesine uygun düzenlenen, olaya, toplanan delillere uygun, atık su deşarj eden davalının, davacı iş yerinden usule uygun aldığı numunelere göre standartlara uygun laboratuvarda belirlenen limit üzerindeki kirlilik nedeniyle, KÖB ve fatura tahakkuklarındaki incelemeyi de içeren elverişli bilirkişi raporu sonucuna göre hüküm kurulmuş olduğu anlaşılmıştır.Nitekim, benzer davalara ilişkin, tarafları ve konusu aynı, talep edilen dönemleri farklı zamanlara ait davacının davalıdan talep ettiği atık su bedeli alacağının tahsili yönünden yapılan takibe itirazın iptaline ilişkin Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/228 E., 2014/281 K. sayılı kararın temyiz incelemesi sırasında Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığının 03/03/2014 günlü 2014/15896 E., 2015/3424 K. sayılı ilamıyla onanmasına karar verildiği, aynı karara karşı yapılan karar düzeltme isteminin ise, 23/06/2016 tarih 2015/16276 E., 2016/9878 K. sayılı ilamı ile reddedildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı sonucuna varılmakla ,davalı tarafın istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalı tarafın istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 7.853,82 TL nisbi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 1.963,45 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,İstinaf yargılama giderinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/11/2020