Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1749 E. 2020/487 K. 22.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/1749
KARAR NO: 2020/487
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/02/2018
NUMARASI: 2016/776 E – 2018/148 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/05/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kafeterya olarak işyeri vasfında kiraladığı ve faaliyetlerini sürdürdüğü adreste davalı … şirketine elektrik açılması için başvurduğunu, sayacın eski olmasından ötürü müvekkilinin sayacın değiştirilmesini talep ettiğini, davalı şirket yetkililerinin yaptığı kontrolde kaçak elektrik kullanımı tespit edildiğini, ayrıca sayaç değiştirme tutanağı tutularak klemensi yanık olması nedeniyle sayaç değişimi yapıldığını, kaçak kullanımına ilişkin ihbarname gönderildiğini, ancak müvekkilinin sayaçtaki kaçak kullanımdan hiç bir şekilde haberi olmadığını, tahakkuk edilen kaçak tüketim bedelinden sorumlu olamayacağını belirterek, … seri nolu tutanak nedeniyle menfi tespit isteminde bulunmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sayaca müdahale ettiğinin tespit edildiğini, sayacın R,S,T akım giriş uçlarının birbirlerine şönt yapılarak kaçak kullanım yapıldığını, tutanağın mevzuat hükümleri doğrultusunda usulüne uygun olarak düzenlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; davacı …’nün … seri numaralı kaçak elektrik tutanağına göre 18.476,73 TL davalıya borçlu olmadığının tespitine; fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir. Söz konusu kararı davacı vekili ve davalı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; sayacın mühürlü olarak saklanmadığını, güvenilirliğini yitirdiğini, müvekkilinin kaçak kullanım amacı olmadığını, iş yerini Şubat 2016 tarihinde açıp yüksek faturalar ödediğini, 24.02.2016 tarihinde sayaçtan yanık kokusu gelmesi üzerine sayacın değiştirilmesini kendisinin istediğini, kaçak kullanım haksız fiil niteliğinde olup müvekkilinin bu fiili işlemediğini ileri sürerek karar kaldırılıp, davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; kararın eksik inceleme ile tesis edildiğini, bilirkişi raporundaki çelişkilerin giderilmediğini, tanıklar dinlenmeden hüküm tesisine gidilmesi ile adil yargılanma ve savunma hakklarının ihlal edildiğini, müvekkili şirketin yaptığı denetim sonunda sayacın akım giriş çıkış uçlarını (R-S-T) birbirlerine bağlayarak ŞÖNT yapmak suretiyle kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilip, sayaç bağlantıları düzeltilerek … seri nolu tutanağın tanzim edildiğini, dağıtım şirketince tutulan tutanak içeriğinin doğruluğunun karine olarak kabul edilmesi gerektiğini, ispat yükünün aksini iddia eden karşı tarafa-davacıya ait olduğunu, davacının kullanımının 08.05.2014 tarihli Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 26. maddesinde düzenlenen kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğunu, bilirkişi raporunda ayrık görüş bulunduğunu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişiler … ve … görüşlerinin hatalı olduğunu, müvekkili şirket elemanlarınca tespit anında devreden geçen akım doğrultusunda yapılmış güç tespiti bulunduğunu, davacı tarafça sayacın akım giriş-çıkış uçlarına ŞÖNT yapılarak sayacın her üç fazda da kayıt yapmaz hale getirildiğini, bu durumda sözleşme gücünün esas alınmasının müvekkili şirket yönünden hakkaniyete aykırı, kaçak kullanana ise prim veren ve ödüllendiren bir hesap yöntemi olacağını, bilirkişi …’nun da muhalif raporunda belirtmiş olduğu üzere ihtilaflı dönem günlük tüketimi 57,64 kWh/gün iken, yeni sayaç döneminde günlük tüketimin 248,72 kWh/gün değerine ulaşmasının müvekkili şirketin kurulu güç tespitini doğruladığını, sayaç neredeyse hiç kayıt yapmaz hale getirilmiş olduğundan sözleşme gücü ya da sayaç demant değeri esas alınamayacağını, ayrıca heyet tarafından tahakkuk bedelinin hesaplanmasında kayıp bedellerinin faturaya yansıtılmamasının mevzuata aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir. Dava, kaçak elektrik tahakkuku ve kaçak ek tüketim tahakkuku nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacıya ait iş yerindeki … seri numaralı … marka 3x10A/380/220 volt yasal elektrik sayacına şönt yapılarak müdahale edildiği ve sayaç tüketimleri eksik olarak kaydedilmesine yol açıldığından ötürü davalı yetkililerince tutanak tanzim edildiği, bu sayaç sökülerek yerine yeni sayaç takıldığı, laboratuvar sonuç formuna göre sayaçta şönt işleminin yapıldığı görülmüştür. Dava konusu kaçak tespit tutanağının düzenleme tarihine göre, kaçak elektrik enerjisine ilişkin tahakkuk işleminin tutanak tarihinde yürürlükte bulunan EPTHY’nin 26. maddesi uygulanarak gerçekleştirilmesi, ek kaçak tahakkuk hesabında ise normal tüketim hesabı yapılarak sonuca ulaşılması gerektiği mevzuat gereğidir. Bu nedenle davacının istinaf itirazları yerinde değildir. Davalı tarafın “kurulu güç” hesabı ile ilgili olarak, tespit anındaki kurulu güce göre hesap yapılması gerektiği ileri sürülmüş ise de kurulu gücün, elektrik cihazlarının etiket değerleri okunarak tesbitinin yapıldığı, ancak somut olayda tespit anında kurulu gücün tesbit edilmemesi sebebiyle ve çekilen akımlar, gerilimler ve güç faktörünün zaman /mevsim itibarıyla değişkenliği,bundan dolayı çekilen akımlarla kurulu gücün tespitinin yapılamayacağı, davacının abone olması sebebiyle sözleşmesinin bulunduğu, sözleşmede işyerinin sözleşme gücü, kurulu gücün yazılı olduğu, tüketim miktarının sözleşmedeki kurulu güç/sözleşme gücünün esas alınarak hesaplanması gerektiğine ilişkin bilirkişi heyeti görüşü ilgili yönetmelik hükümlerine uygun görülmekle ve tutanak içerikleri ile laboratuvar sonuç raporuna göre hesaplama yapıldığından tanıkların dinlenilmesinin sonucu etkilemeyeceği anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle kararda usule ve yasaya aykırılık görülmemiş, tarafların istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, Davacıdan alınması gereken 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalıdan alınması gereken 1.262,14 TL istinaf karar ve ilam harcının, peşin alınan 315,60 TL harçtan mahsubuna, bakiye 946,54 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/05/2020