Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1743 E. 2020/1086 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/1743
KARAR NO: 2020/1086
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2017
NUMARASI: 2016/105 E – 2017/1052 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde; … Mah. … Cad. … Sanayi Sitesi N…. Bayrampaşa adresinde kiracı olarak çalıştığını, davalı kurumdan elektrik alabilmek için abonelik başvurusu yaptığını, yeni abonelik elektrik açılış süresinin yasal olarak üç iş gününde sonuçlanması gerektiğini, yasal sürenin geçmesine rağmen işyerinin elektriğinin açılmaması nedeni ile zarara uğradığını ,beyanla dava değerini 2.000 TL göstererek zararların karşılanmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; abonelik sözleşmesi yapılabilmesi için karşı tarafın davalı kuruma bir borcunun bulunmaması yanında ayrıca adrese ait aboneliğe ilişkin ödenmemiş fatura borcunun da olmaması gerektiğini, davacı tarafından dayanağı belli olmayan soyut olduğu belirtilen tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini, davalı kurumun davacının uğradığı iddia ettiği 2.000,00-TL tutarındaki zarardan dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinin 26/01/2016 tarihli olduğunu,kira sözleşmesinde kiranın başlangıç tarihinin de 05/02/2016 tarihi olarak gösterilmesi karşısında , davacı yanın başvurusunun makul süre içerisinde sonuçlandırılmadığı yönündeki iddiası bakımından bir delil mevcut olmadığı gibi kira sözleşmesinin tarihi de perakende satış sözleşme tarihinden sonraki tarih olduğu, davacının uğradığı zarar iddiasını da ispatlamaya yarar belge ve delil bulunmadığı gerekçesiyle; “Yerinde görülmeyen davanın reddine” karar vermiştir. Karara karşı davacı istinaf talebinde bulunmuştur.İstinaf dilekçesinde davanın kabulü gerektiğini,faturaları sunduğunu,önceki kiracı borçlarının kendi borcuymuş gibi fatura düzenlendiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davacı davasını belirsiz alacak talebiyle açmamıştır.Dava değeri ise 2.000,00 TL olarak gösterilmiştir. Söz konusu kararı davacı istinaf etmiştir. Dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi 2017 yılı itibarıyla, kesinlik sınırı ise 3.110,00 TL’dir. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından istinaf edilen davanın değeri 2.000,00 TL olup, karar tarihinde davacı yönünden miktar itibarıyla karar kesindir. Bu itibarla, istinaf konusu kararın HMK 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle, davacının istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf dilekçesinin, HMK 341 ve 346. maddelerine göre kararın kesin olması sebebiyle, HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davacı isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/10/2020