Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/167 E. 2019/1505 K. 03.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/167
KARAR NO : 2019/1505
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/11/2017
NUMARASI : 2017/317 E – 2017/907 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 03/10/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı taraflarca düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan , kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 30.000,- TL’nin faizi ile birlikte davalı taraflardan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde özetle, kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, 6446 sayılı EPDK’nın verdiği yetki ile bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararlarının ve belirlediği tarifelerin tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edilemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmişlerdir.Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 Sayılı Yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Sözkonusu kararı davalılar vekileri süresinde istinaf etmiştir.Davalılar vekilleri istinaf dilekçelerinde özetle,dava konusu bedellerin 6719 Sayılı Yasanın yürürlüğünden önceki mevzuata göre da alınması gerekli bedeller olduğunu,sözkonusu yasanın bu duruma sadece açıklık getirdiğini ,6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun gereğince davanın reddi gerekirken, konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş olmasının, müvekkilleri olan şirketerin yasaya aykırı herhangi bir tahsilatı bulunmadığından yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı , kararda aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması ve kendileri lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğu, istinaf sebepleri olarak ileri sürülmüştür.Davacı vekili ise ,tebliğ tarihine göre yasal istinaf süresi geçtikten sonra verdiği istinaf dilekçesinde özetle,mahkemenin gerekçeli kararının ve istinaf dilekçelerinin mevzuata ve Yargıtay kararlarına aykırı olarak tebliğ edildiğini,tebligatların usulsüz olması sebebiyle öğrenme tarihi olan 26/02/2018 tarihi itibarıyla istinaf dilekçesinin süresinde verildiğinin kabulü gerektiğini beyan ve talep etmiş, dosya kapsamı itibarıyla davacı vekilinin tebligat usulsüzlüğü iddiası yerinde görülmekle , beyan edilen öğrenme tarihinine göre Dairemiz’ce davacının istinaf dilekçesinin süresinde verildiği kabul edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde esasa ilişkin olarak ,EPDK’nun ancak 6719 sayılı yasanın yürürlüğünden sonra yapacağı tarifelerde bu maliyet kalemlerinin yer alabileceğini ,önceki uyuşmazlıklara bu yasanın uygulanmasının hukuken mümkün olmadığını ,kazanılmış haklara saygı ilkesinin bu şekilde ihlal edildiğini,Anayasa mahkemesine başvurulması taleplerinin mahkemece dikkate alınmadığını,davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken konusuz kaldığına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir….nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.İstinaf konusu karar tarihinden sonra , 28/12/2017 tarihinde Anayasa Mahkemesi muhtelif iptal başvuruların reddetmiş olup,yasanın eldeki davalara da uygulanacağına ilişkin hüküm yürürlükte bulunduğundan ,davacı tarafın bu husustaki istinaf sebebinin sonuca etkisi kalmamıştır. Böylece davacı tarafın yerinde görülmeyen istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.Davalı tarafın istinaf taleplerinin incelenmesiyle; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Bu sebeple mahkemece ” dava konusuz kaldığından; esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK nun 331/1 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve bu kapsamda maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesinde usul ve hukuka aykırlık bulunmamaktadır.Çünkü davacının, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden, davalı tarafın bu yönlere ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir.Ancak ,ilk derece mahkemesince istinafa konu kararda, davacı tarafa bakiye-fazla karar ve ilam harcının talebi halinde iadesine karar verilmesine rağmen, daha sonra bu harcın davacının yaptığı yargılama giderlerine dahil edilmesiyle, davalı tarafa yükletilmesi mükerrerliğe sebep olacağından, usul ve hukuka aykırı görülmüş, HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalı tarafın istinaf talebinin bununla sınırlı kabulü ile, kararın yargılama giderleri yönünden düzeltilmesiyle, yeniden esas hakkında aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmişir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;A-Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,B-Davalıların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca yargılama giderleri yönünden karar düzeltilip, yeniden esas hakkında;1-Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Alınması gerekli 31,40 TL harcın davacı tarafça yatırılan 512,33 TL harçtan mahsubu ile 480,93 TL harcın istem halinde ve hükmün kesinleşmesini müteakiben davacı tarafa iadesine,3-Davacı tarafça yapılan 254 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,4-Davacı lehine AAÜT gereğince hesap edilen 1.980,00 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,Sair istinaf sebeplerinin reddine,İstinaf incelenmesiyle ilgili olarak,Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, Peşin alınan istinaf karar harçlarının istinaf eden davalılara talepleri halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davalı …’ nin istinaf aşamasında yaptığı 39,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Davalı … istinaf aşamasında yaptığı yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,Davacının yaptığı istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/10/2019