Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1622 E. 2018/889 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1622
KARAR NO : 2018/889
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/933 E
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
KARAR TARİHİ : 04/07/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu işyeri adresinde davacı ile davalı arasında elektrik abone sözleşmesi bulunduğu,uzaktan kontrol sisteminin uygulandığı bu yerde davacıya ait R ve S fazlarının devre dışı bırakıldığı iddiası ile davacı hakkında 24/08/2016 tarihinde kaçak elektrik tutanağı tanzım edilerek, 18.085,70 TL kaçak tüketim ve 21.572,10 TL kaçak ek tüketim tahakuklarının yapıldığını, davacının davalıya 36.657,80 TL borçlu olmadığının tespiti ile elektrik enerjisinin kesilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkeme 26/10/2016 tarihli tensip zaptı 21 nolu ara kararla ” %20 teminatla ve sadece davaya konu toplam 39.657,80 TL’lik kaçak tahakkuku ile sınırlı olmak üzere bu davaya konu toplam meblağdan dolayı davalı tarafından tahakkuk ettirilen borçtan elektiriğin kesilmemesi şeklinde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne” karar vermiştir.
Bu karara davalı vekili itiraz etmiştir.
İhtiyati tedbire itirazın değerlendirildiği 07/12/2016 tarihli celsede “Mahkemece 04/11/2016 tarihinde verilen ihtiyati tedbir ara kararında sadece davaya konu tutarla ilgili olarak ve davadan önceki tahakkuk eden alacaklarla sınırlı olmak üzere ihtiyati tedbir kararı verildiği ve davadan sonra tahakkuk edebilecek elektrik borçlarının kapsanmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin ihtiyati /tedbire itirazındaki hususun zaten tedbir kararının sınırlı olarak verilmesi sebebiyle karşılandığı anlaşıldığından reddine” karar verilmiştir.
Mahkemenin bu kararına karşı gerekçeli karar yazılmadığı gibi, bu ara karar tarafların yüzüne karşı verilmiş ise de, tebliğe çıktığına dair dosyada ve UYAP kayıtlarında herhangi bir tebligata da rastlanmamıştır.
Yargılamanın devam ettiği,bilirkişi raporu alındığı, davalının 02/05/2018 tarihli celsede yine ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep ettiği,mahkemenin aynı tarihli duruşma zaptı 2 nolu kararıyla “İhtiyati tedbir talebinin kaldırılması talebinin reddine” karar verdiği görülmüştür.
Davalı vekili 15/05/2018 tarihli UYAP üzerinden hazırlanan ,aynı tarihte oluşturulan ve onaylanan dilekçesi ile 07/12/2016 tarihli ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep eder nitelikte istinaf dilekçesi sunmuştur.
(Dilekçe üzerinde 15/12/2016 tarihli havale olduğu, aynı tarihte istinaf harçlarının yatırıldığı, ancak dosyanın istinafa gönderilmediği, aynı dilekçe UYAP’tan 15/05/2018 de oluşturularak eksik harcın yine 15/05/2018 de tamamlandığı, istinaf talebinin 15/05/2018 tarihi olduğu görülmüştür)
Davalıya tedbire itirazın reddi kararı tebliğ edilmediğinden, davalının bu itirazını süresinde yaptığı kabul edilmiştir.
Davalı vekilinini istinaf dilekçesinde, dava konusu olayda hakkın elde edilmesinin zorlaşması veya imkansız hale gelme ihtimalinin söz konusu olmadığı, davacı iddialarını doğrular yönde yaklaşık bir ispat olmadığı gibi müvekkilinin iddiasında haklı olduğunun delillerden anlaşıldığı, mahkemece hüküm altına alınan ihtiyati tedbir kararı nedeniyle şirketin alacaklarını tahsilde zorlanacağı, alınan teminatın yeterli olmadığı ileri sürülerek, ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılması istenmiştir.
Davalı tarafın istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, HMK 389/1 madde hükmü gereği, dava konusu yerin işyeri olması nedeniyle, buraya elektrik enerjisi verilmemesi hali, gecikmesinde sakınca bulunan durum kabul edilerek, HMK’nın 389. maddesinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi yönünden gerekli şartların somut olayda mevcut olduğu, alınan teminatın yeterli bulunduğu ve dava konusu yapılan alacakla sınırlı tutulduğu görülmekle, mahkemenin tedbir kararına itiraz üzerine verdiği red kararının usul ve yasaya uygun olduğu, bu sebeple davalının istinaf talebinin yerinde bulunmadığı anlaşılmakla, davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,
Alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcın peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına ve istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/07/2018