Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1618 E. 2020/1286 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1618
KARAR NO : 2020/1286
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/02/2018
NUMARASI : 2015/1210 E – 2018/70 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait iş yerinde sayaç değişimi yapıldığını, sökülen sayacın yerine başka sayaç takıldığını, 30/04/2014 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağı ile ile müvekkil şirkete ait sayacın eksik kayıt yaptığı tutanak altına alındığı, 49.973,60-TL bedelli 23/06/2014 son ödeme tarihli faturayı müvekkili şirkete tebliğ edildiğini, söz konusu olan kaçak elektrik bedelinin 10.000-TL lik kısma 23/05/2014 tarihinde ödendiğini kalan miktarın protokolle taksitlendirildiğini, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili davanın reddini istemiştir. İDM tarafından yapılan yargılama sonunda; davanın Kısmen Kabül Kısmen Reddi ile; davacının davalı kurumun tanzim etmiş olduğu 30/04/2014 tarihli kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağından dolayı 38.792,6TL borçlu olduğu, 11.181,00TL borcunun olmadığının tespiti ile ödenen 11.181,00TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle, bilirkişi raporuna itirazlarını değerlendirilmediğini, mahkemece verilen kararda taleple bağlı kalınmadığını, davacı davasını ıslah etmediği halde talepten farklı şeye hükmolunduğunu ve her davada gözetilmesi gereken hukuki yarar şartının da gözetilmediğini, davacı tarafından huzurdaki dava, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle davacı şirkete tahakkuk ettirilip kısmen ödenmiş kısmen takside bağlanmış olan bedellerden borçlu olunmadığının tespiti talepli açıldığını, yargılama esnasında davacı tarafın ıslah ile menfi tespit davasını alacak veya istirdada dönüştürülmediği halde, mahkemece 11.181,00 TL için hem talep gibi menfi tespite hem de talep aşılmak sureti ile istirdada karar verildiğini, hem istirdat hem menfi tespite karar verilemeyeceği gibi, açık muvafakat etmedikleri halde dava dilekçesinden farklı olarak istirdada ilişkin karar verilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişinin yanlış mevzuatı uygulayarak hesaplama ve değerlendirmede bulunduğunu, bilirkişilerin kaçak tespit tarihinde henüz yürürlükte bulunmayan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine atıf yapmasının yerinde olmadığını, sayaç değişim tarihinin 22.04.2014, laboratuvar rapor tarihinin 24.04.2014, tutanak tarihinin ise 30.04.2014 olup, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği daha sonra, 08.05.2014 tarihinde yürürlüğe girdiğini, tespit ve tutanak tarihinde Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 Sayılı EPDK Kurul kararı hükümleri yürürlükte olduğunu, davacının ihtirazi kayıtla ödeme yapmadığını ileri sürmüştür. Dava kaçak elektrik kullanımı nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı şirketine ait işyerinde 22/04/2014 tgünü sayaç değişimi yapıldığını, sökülen sayacın yerine yeni sayaç takıldığını, sökülen sayacın laboratuvara götürüldüğünü, 30/04/2014 tarihli kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağı ile ilgili şirkete ait sayacın eksik kayıt yaptığının tutanak altına alındığını, bunun üzerine, 49.973,60TL bedelli 23/05/2014 son ödeme tarihli fatura düzenlendiğini 30/04/2014 tarihli kaçak kullanım tutanağında endeksin 246.978,00 kwh olduğunu, fazlardan çekilen akımların 49 A, 41 A, 46 A, olduğu, sayacın muayene sonucunda R ve T fazlarına ait akım ölçüm uçlarının şönt yapılarak sayacın bu fazlarda kayıt yapmadığının belirlendiği ve bilirkişiler tarafından geriye doğru 12 ayı aşmayacak şekilde hesaplama yapıldığı, davacı vekilinin12/06/2017 günlü oturumda 26/08/2014 – 23/07/2014- 23/06/2014 tarihli ödeme belgeleri örneklerini sunduğu anlaşılmaktadır. Yapılan değerlendirmede dava dilekçesinde 49.973,60 TL yönünden menfi tespit talebinde bulunulduğu, yargılama aşamasında 22.05.2017 havale tarihli dilekçesiyle ve 12.06.2017 günlü celsedeki beyanında fazla tahsilatın bilirkişi raporunda açıklandığını, fatura bedelinin ödendiğini belirterek fazla ödeminin iadesi talebinde bulunduğu, bu haliyle istirdat talebinin olduğu ve mahkemece istirdat talebi hakkında hüküm kurulmasının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.Hesaplamaya ilişkin yapılan değerlendirmede ise; bilirkişinin ikinci ek raporunda hesaplamanın müşteri hizmetleri yönetmeliğine göre yapıldığı, hesaplamada sayacın eksik kayıt yaptığı süre ve eksik tüketim hesabının yapıldığı anlaşılmakla hesaplamaya ilişkin istinaf itirazlarını da yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararın mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 763,77 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 191,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 572,77 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/10/2020