Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1608 E. 2020/1016 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1608
KARAR NO : 2020/1016
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/01/2018
NUMARASI : 2016/500 E – 2018/29 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Tic. Ltd. Şti’nin inşaat ve dekorasyon işleri ile iştigal eden bir şirket olduğunu, 16/01/2012 tarihinde … San. ve Tic A.Ş. ile yaptığı yazılı anlaşmaya istinaden o tarihlerde henüz bitme aşamasına gelmiş bulunan Büyükşehir Mahallesi Atatürk Bulvarı No:38 adresindeki … olarak adlandırılan alışveriş merkezinin 1. normal katın 66 nolu dükkan hariç bütün dükkanlarının sıva, alçıpan, boya elektrik işlemlerini yapmak üzere anlaştıklarını, müvekkilinin malzemeleri temin ederek 2 ay boyunca anlaştığı kalfa ve ustaları alışveriş merkezinde çalıştırdığını , sadece tuğla örülmüş bulunan dükkanları ihya ederek tam ve eksiksiz biçimde kallanılabilir hale getirdiğini , daha sonra … San. ve Tic. A.Ş’nin fiili olarak acze düşmüş, şirket yetkilisi ve ortakları hapse düştüğünden bu kişilerle irtibatlarının koptuğunu, alacaklarını alamadıklarını, müvekkilinin yaptığı işlerin hepsinin faydalı ve zaruri işler olduğunu, tüm bu nedenlerle müvekkili şirketin Beylikdüzü Büyükşehir Mahallesi Atatürk Bulvarı No:38 adresindeki …in 1. katında bulunan 66 nolu dükkan hariç diğer tüm dükkanlarını tuğla duvar şeklinde teslim alıp ticari faaliyete hazır hale getirmesi sebebiyle yapmış olduğu faydalı ve zaruri masrafların tamamı ile ilgili olmak üzere fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası olmak koşuluyla şimdilik 200.000,00 TL nin davalı mülk sahibinden alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının gerçek dışı olduğunu, kiralanan bir alanda kiracının tadilat yaptırmak istemesinin son derece olağan olduğunu, buna karşı çıkmanın hukuk mantığıyla çelişeceğini, ticari ahlakla bağdaşmayacağını, sebepsiz zenginleşmeden bahsedilebilmesi için zenginleşme ile zenginleştirici olay arasında bir illiyet bağı bulunması gerektiğini oysa davacı taraf ile … arasında imzalanmış sözleşmenin varlığının illiyet bağını kestiğini, hukuki dayanağı olmayan iş bu davanın gerek husumetten gerekse esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisinin bulunmadığı, sözleşme ilişkisinin davacı temlik eden ile dava konusu bağımsız bölümlerin davalıdan kiralayan … A.Ş. arasında düzenlenmiştir. Kiralama sırasında dükkanların kaba inşaat halinde bulunduğu, binanın elektrik, sıva ve alçıpan işlerinin kiracı tarafından kiralanan gayrimenkulün niteliklerine göre yapılacağı belirtilen işlemlerin yapılması amacı ile davacı ile dava dışı kiracı arasında eser sözleşmesi düzenlendiği, davacının sözleşmede belirtilen edimlerini yerine getirdiği anlaşılmıştır. Her ne kadar taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmasa da Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 02/12/2015 tarih 2015/5681 esas sayılı ilamında belirtildiği üzere davacının yaptığı imalatlar ile birlikte imalatın yapıldığı tarihte malik olan davalının taşınmazı da değer artışı meydana geldiği, yapılan imalat bedeli kadar davalının TBK.’nın 77. maddesi gereğince sebepsiz zenginleştiğinin kabulü gerekir. Mahkememizce yapılan keşif sonucu alınan denetime elverişli bilirkişi raporundan, davacı tarafından bağımsız bölümlerde yapılan imalatların faydalı ve zorunlu olanların dava tarihindeki değeri 114.842,65 TL olarak belirlenmiş olup, davalının mal varlığında belirtilen miktarda artışın meydana geldiği sonucuna varılmıştır. Yapılan imalatların elektrik, sıva ve alçıpan niteliğindeki imâtlardan olması nedeni ile bu imalatların, davalının maliki olduğu taşınmazda değer artışına sebep olduğu kuşkusuz olduğu gibi yapılan bu imalatların sökülüp götürülme imkanının bulunmamaktadır.” gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile; 114.842,65 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarla reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf başvurusunda özet olarak; davacının dava dışı … A.Ş. ile yapmış olduğu tadilata dair faturayı dosyaya sunmadığını, ortada somut belge olmadığını, dava dışı … A.Ş. aleyhinde başlatılan takip olmadığını, iflas masasına bildirilen bir alacağın da olmadığını, dosyaya sunulan faturaların 3 kişilere ait olduğunu, dosyada yapılan işlemlere dair … A.Ş. firmasına kesilmiş tek bir fatura da olmadığını, bu durumun da açıkça sözleşme bedelinin davacı tarafından bir şekilde nakit veya farklı bir biçimde tahsil edildiğini gösterdiğini, dava konusu yerlerin müvekkili firmanın inşa etmiş olduğu AVM de bulunan sıralı dükkanlar olduğunu, kiracı firmanın yaklaşık 19 adet bağımsız bölümden oluşan dükkanları kiraladığı gibi tadilat işlemlerine giriştiğini ve kendi işletmesinin ihtiyaçlarına göre bir plan çerçevesinde imalata başladığını, müvekkili firmanın inşaat sektöründe faaliyet gösteren ve İstanbul ilinde birçok AVM inşaatını eksiksiz bir şekilde tamamlamış, sektörün öncü firmalarından biri olduğunu, kiracı firmaların kendi ihtiyaçları ve özel dekorları için kullanılması amacı ile dava konusu işyerleri dekorasyonsuz ve kaba sıvalı hali ile teslim edilmekte olduğunu, kurumsal kimlik sahibi firmaların her birinin kendi markalarının işaretleri ve özel logo, kaplama ve raflarından oluşacak şekilde, tescil edilmiş tasarımlar ile iş yerlerini dekore ettiklerini, bu firmanın mevcut işlerinin, tahliye halinde yeni kiracı tarafından yapılan bu mimari çalışmanın hiçbir önemi olmayacağını, bu tasarım ve mimariyi kullanma imkanı olmadığını, kaldı ki 19 adet bağımsız bölümün birleştirilmesi sureti ile oluşturulan 700 metre karelik bir işyeri tadilatının firmaya özel bir işlem olup müvekkilinin aynı koşullar altında 700 metre kare yer ihtiyacı olan bir kiracı bulabilmesinin imkansız olduğunu, yapılan tadilat işlemlerinden faydalanması söz konusu olmadığı gibi yapılan bu işlemlerinden sebepsiz zenginleşmenin tam aksine bir şekilde zararı olduğunu, dükkanları eski haline getirmek için yapılan mesai ve harcanan paranın müvekkilinin zararı olduğunu, müvekkilinin inşaat şirketi olması nedeniyle ihtiyaç halinde bu işleri kendi çalışanlarına yaptırabilecek durumda olduğunu, sebepsiz zenginleşme açısından;dosya kapsamındaki davacı ile … A.Ş. arasında varlığı kabul edilen sözleşmenin illiyet bağını kestiğini, bu sözleşmenin geçerli ve varlığı kabul edilecek ise, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre yargılama yürütülemeyeceğini, ortada geçerli bir sözleşme varlığı kabul edilip dava dışı … A.Ş.nin davaya dahil edilmesi gerektiğini, BK 79. madde gereği davacı firmanın yapmış olduğu ve müvekkilinin malvarlığında sebepsiz yere bir zenginleşmeye sebep olduğu iddia edilen tadilatların hepsinin elden çıktığını,yapılan 700 metrekarelik dükkanın bu hali ile kiraya vermenin zorluğu nedeniyle projedeki haline getirildiğini ve bölüm bölüm kiralandığını, her kiracının boya sıva işini kendisi kendi firmasına göre yapıp kullanımına aldığını, yapıldığı iddia edilen sıva işinin de tamamen keyfi bir uygulama olduğunu ve saten alçı şeklinde bir sıva yapmanın zorunlu bir uygulama olmadığını, yapılan işler nedeniyle dükkanların 15 ay boyunca kiraya verilemediğini, davacı tanığı …’ın 06/06/2014 tarihli celsedeki beyanında; dava konusu iş yerinin tadilatına ilişkin malzemeleri … Moda isimli firmaya sattıklarını söylediğini, bu durumu kanuna karşı hile olduğunu, bilirkişi raporunun müvekkilinin taraf olmadığı, dava dışı bir firma olan … A.Ş. isimli firma ile imzalanan sözleşmeyi baz alarak hesaplama yapılması nedeniyle subjektif bir rapor olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, davacı tarafça yapılan tadilatlar nedeniyle sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı alacak talebine ilişkindir. Dosya kapsamından davalının inşa ettiği ve kaba inşaat halde bulunan AVM’deki toplam 19 adet dükkanın tadilat işinin dava dışı firma ile davalı arasında yapılan sözleşme ile davacı tarafından yapıldığı konusunda ihtilaf yoktur. Bilirkişi raporunun incelenmesinde dava konusu imalatların yeni kiracılar tarafından bir kısmının kullanılmadığı anlaşılmaktadır. Dava dosyası içinde, davalı ile dava dışı şirket arasında yapılan kira sözleşmesinin bulunmadığı, kira sözleşmesine göre tadilatların kim tarafından ne şekilde yapılacağı, sözleşme sonunda bedel talep edilip edilmeyeceğinin düzenlenip düzenlenmediğinin tespit edilmediği ve tartışılmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, kararın kaldırılarak kira sözleşmesinin incelenmesi ve yapılan imalatların kiracı tarafından karşılanıp karşılanmayacağının belirlenmesi, taşınmazda halen mevcut olan imalatların faydalı ve zorunlu olup olmadığının ve yeni kiracılar tarafından kullanılmayan imalatların ve taşınmazda halen mevcut olan imalatların faydalı ve zorunlu olup olmadığının yerinde tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği tespit edilmiştir. Açıklanan nedenlerle; davalının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, belirtilen eksikliklerin tamamlanarak sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.01/10/2020