Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/157 E. 2020/777 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/157
KARAR NO : 2020/777
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2017
NUMARASI : 2016/589 E – 2017/851 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/09/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mülkiyeti müvekkil şirkete ait olan … plakalı … marka 2011 model araçın 25.04.2011 tarihinde satın alındığını, aracın 30.10.2012 tarihinde hareket halinde iken egzosundan yoğun duman atması ve çekişinin zayıflaması üzerine polisler tarafından durdurularak, bağlandığını, kurtarıcı yardımı ile davalı yetkili servise tamir için teslim edildiğini, aracın servise bırakılmasından 4 gün sonra davalı şirketin işlettiği servisin, müvekkili şirketi arayarak araçta enjektör arızası olduğunu, bunun nedeninin de uygun olmayan yakıttan kaynaklandığını ve 1.900,00 TL tamir maliyetinin olduğunun belirtildiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin düzenli olarak yakıt alınan … firmasını arayarak, servisteki kamyondan yakıt alınarak kontrol ettirilmesinin istendiğini, lakin … yetkilileri araçtan yakıt almak için davalı tamir servisine gittiklerinde yakıt deposunun boş olduğunun tespit edildiğini, oysaki aracın arızalandığı gün 42,62 TL yakıt alındığını ve aracın tamirhaneye çekici yardımı ile götürüldüğünü, dolayısıyla yakıp deposunun numune alınamayacak kadar boş olmasının mümkün olmadığını, buradan yakıt deposunun servis tarafından boşaltıldığı sonucunun çıktığını, bunun üzerine aracın yakıt aldığı pompanon tespit edilerek bu pompadan munume alındığını ve laboratuvarda analiz edilerek yakıtta arızaya mehil verecek herhangi bir soruna rastlanmadığını, davalı tarafından yapılan yanlış tamiratın sonucunda aracın motorunun hasar görmesi ve bunun akabinde müvekkil şirketin aracın fuzuli yere yanlış arıza teşhisleri ile serviste kaldığı dönemde zaruri nakliye işlerinin sekteye uğramaması için lojistik firmasından nakliye hizmeti almak zorunda kaldığını belirterek, tespit dosyası ile belirlenen zarar tutarı olan 6.881,75 TL ile aracın fuzulen serviste kalmasından dolayı lojistik firmasına ödenen 9.227,05 TL olmak üzere toplam 16.108,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa ait aracın 30/10/2012 tarihinde müvekkili şirkete arıza şikayetiyle geldiğini, 26/11/2012 tarihinde aracın davacıya teslim edildiğini, araçta meydana gelen arızanın enjektörden kaynaklı olabileceğinin tespiti üzerine davacının talimatı ile enjektörün tamir edildiği ve DPF temizliğe yapıldığını, ayrıca enjektör kaynaklı olarak motorun zarar gördüğü, motor revizyonunun yapılması gerektiğinin tespit edilerek davacıya bildirildiği, davacı tarafından söz konusu revizyonun yapılmaması talimatı üzerine aracın davacıya iade edildiğini, araçta iddia edilen hasarda davalının kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, kiralama bedelinin talep edilmesinin de haksız ve kötü niyetli olduğunu, azami tamir süresinin aşılmadığı, müvekkili şirketin davacıya muadil araç tahsis etme yükümlülüğünün bulunmadığı, davanın esasen üretici ve ithalatçı firmaya açılması gerektiğini, müvekkilinin yalnızca servis hizmeti sunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile 6.881,00 TL hasar bedeli ve 9.227,00 TL ikame araç, kira ve nakliye bedeli olmak üzere toplam 16.108,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Söz konusu kararı davalı vekili istinaf etmiştir. İstinaf başvurusunda özetle; dava konusu aracın arızalanması nedeniyle müvekkilinin servisine getirildiğini, servise getirildikten sonra arızalanmadığını, arızanın üretim veya kullanım kaynaklı olduğunu, bu hususların araştırılmadan karar verildiğini, somut olayda dava konusu aracın hareket halindeyken egzozundan yoğun duman atması ve çekişinin zayıflaması üzerine yani arızalandığından müvekkili servise tamir için getirildiğini, arıza söz konusu olmasaydı aracın servise getirilmeyecek olduğunu, davacının aracın üretim hatasından kaynaklandığını iddia ettiğine göre husumetin aracın satıcısının …, üreticisi ile ithalatçısının ise …Tic A.Ş. olduğu hususlarının değerlendirmeye katılması gerektiğini, müvekkili yönünden pasif husumet yokluğu bulunduğunu, kusur sorumluluğu uyarınca üretici, satıcı yahut kullanıcının sorumluluğuna gidilmesi gerektiğini, iddia edilen hasarda davalı müvekkilinin hiçbir şekilde kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, arızanın giderilmesi için davalı müvekkili tarafından gerekli tespit ve teşhislerin yapıldığını, söz konusu motor arızasının zaman içinde kullanılan yakıttan kaynaklandığının ve bunun da garanti kapsamında olmadığının tespiti ile davacının tamire onay vermemesinden ötürü motor revizyonu yapılmadan aracın davacıya teslim edildiğini, davalı müvekkilinin araçtaki asıl arızayı yanlış tespit ettiği varsayımında bile serviste yapılan tüm tamir işlemlerinin arızaya bağlı olarak yapılması zorunlu işlemler olduğunu, asıl arıza tamiri olan motor revizyonu işlemi en başta yapılmış olsaydı dahi buna bağlı olarak bozulan enjektörlerin tamir edilmesi ve DPF temizliğinin yapılması gerekeceğini, enjektör tamiri ve DPF temizliğinin en başta yapılmasının motorun zarar görmesinin nedeni olmadığını, motorun zaten en başta zarar görmüş olarak geldiğini, servis hizmetiyle ilgili tüm iş emirleri ve ilgili tüm belge ve bilgilerin mahkemeye sunulduğunu, mahkemenin uygun olmayan yakıt kullanımı hususu üzerinde durmadığını ve kusur durumunun incelenmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporu davalı müvekkilinin gıyabında alındığını, incelemenin heyetçe yapılması gerektiğini, araç görülmeden dosya üzerinde yapıldığını ve tespit raporunun kopyala-yapıştır tekniğiyle tekrarlanmasıyla hazırlandığını, raporun kendi içinde çeliştiğini ve arızanın yakıttan kaynaklanabileceğinin de açıklandığını, … yakıt analiz sonucunun objektif dolmadığını, tarafsız bir analiz yapılmadığını, yakıt alınan firmanı kendi yakıtı hakkında olumsuz tespitte bulunmayacağını, esasında dosya münderecatında olan …San. ve Tic. Ltd. Şti.7nin (… bayisi) işlem faturası ve dizelmak bosch diesel servis raporunun yeni delil sayılarak savunmaların genişletilmesi yasağı kapsamında değerlendirilerek hükme esas alınmadığını, davacının iddialarının ve bilirkişi raporunun aksine aracın enjektörlerinin değişmediğini, yalnızca tamir edildiğini, tespit dosyasında incelemeye gelindiğinde aracın enjektörlerinin garanti kapsamında değiştirilip değiştirilmeyeceğinin tespiti yapılmak üzere … gönderildiğinden o gün bilirkişi tarafından incelenemediğini, bilirkişinin bu durumu ve araçta yakıt kalmamış olması durumunu delil karartma olarak nitelendirerek davanın seyrini etkileyecek fahiş bir değerlendirmede bulunduğunu, olay üzerinden iki yılı aşkın süre geçtikten sonra açılan bir dava söz konusuyken bu süre boyunca davalı müvekkilinden numune yakıtı saklamasının beklenmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ….San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından davacı şirkete düzenlenen 21.01.2013 tarih ve 747912 sıra numaralı irsaliyeli faturadan görüleceği üzere aracın enjektörlerinin 1.500,00 TL’ye anılan yetkili servis tarafından onarıldığını, davalı müvekkilinin sorumlu olduğu varsayıldığında dahi bu tutarın 8.266,42 TL değil 1.500,00 TL olduğunu, … tarafından hazırlanan raporda yapılan kontrol(test) ve incelemelerde enjektör meme uçlarında yüksek sıcaklık nedeniyle genişleme(şişle) olduğu, bu nedenle enjektör püskürtme değerlerinin ölçülemeyecek oranda yükseldiği görülmüş ve ayrıca meme iğnelerinin de yanık olduğu tespit edilmiş, bu arızaya zaman içinde alınmış, araca uygun olmayan yakıt kullanımının veya yakıta katkı maddesi ilavesinin neden olabileceği tespit edilmiş olduğunu, sundukları delillerin tespit dosyası içinde olduğu halde gözden kaçmaması için yeniden sunulduğunu, ancak mahkemece tespit dosyası içinde var olduğu halde sundukları raporların yeni delil olarak kabul edilerek incelenmediğini, somut olayda mevzuatta öngörülen azami tamir süresinin aşılmadığını, bir aylık süre henüz dolmadan aracın davacıya teslim edildiğini,bu süre içerisinde müvekkili şirketin davacıya muadil bir araç tahsis etme yükümlülüğü bulunmadığını, bu konuda davacının sigortasının olup olmadığı, kiralanan aracın özellikleri ve bu bedelin sigortadan alınıp alınmadığı, davacı ile ikame araç sağlayıcısı … arasındaki ticari ilişkinin niteliği konularının araştırılmadığını, TBK 231. maddesine göre 2 yıllık dava zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının aracı satın alma ve teslim tarihi 25.05.2011 ve davanın ikame tarihinin ise 18.03.2014 olduğuna göre davanın yaklaşık 3 yıl sonra açıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/984 E. sayılı dosyası kapsamındaki itirazın iptali davamız kabul edilerek davacıya sunulan servis hizmeti bedelinin kendisinden alınarak müvekkiline ödenmesine karar verildiğini, bunun da haklılıklarını ispatlamış olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, ayıplı hizmet nedeniyle oluşan zararın tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacıya ait aracın 30.10.2012 tarihinde çekici ile davalıya ait servise getirildiği, tespit sırasında bilirkişi raporunda belirtildiği üzere standart dışı yakıt kullanımı nedeniyle hasar gördüğü iddia edilen enjektörlerin incelenemediği ve hasarı hakkında görüş bildirilemediği, araçtaki arızanın servisteki işlemler sırasında oluştuğunun kabul edilerek rapor düzenlendiği, mahkemece davalının incelenmesi talebiyle sunduğu … servis raporunun 01.11.2012 tarihli olduğu ve süresinde sunulmadığı gerekçesiyle incelemeye konu yapılmadığı, ancak bu raporun tespit dosyası içerisinde mevcut olduğu, mahkemece yargılama sırasında bildirilen taraflar arasındaki aynı servis işlemi nedeniyle görülen dava dosyasının dosya içerisine alıp somut olaya etkisinin gerekçeli kararda değerlendirilmediği görülmüştür. Buna göre yapılan değerlendirmede, tespit dosyası içinde bulunan belgelere göre arızalı parçaların tamir edilmiş olduğu, bu hususun değerlendirilmeden bilirkişinin yeni parça fiyatına ilişkin belirlemesinin hükme esas alınmasının hatalı olduğu, sunulan raporun tespit dosyası içinde olmasına rağmen yeni delil bildirimi kabul edilemeyeceği, bu delilin esaslı delil niteliğinde olduğu, araçtaki arızanın kaynağının tam olarak saptanmadığı, raporda enjektörlerin durumunun değerlendirilmediğinin belirtilmesine rağmen bu hususun aydınlığa kavuşturulmadığı anlaşılmakla itirazın iptaline ilişkin dosya getirtilerek ve davalının esaslı delil niteliğindeki raporunun gerektiğinde üçlü bilirkişi heyeti ile inceleme yaptırılarak arızanın servisteki hatalı işlemden kaynaklanıp kaynaklanmadığının belirlenmesi ve buna göre de husumet itirazının çözülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/09/2020