Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1478 E. 2018/768 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1478
KARAR NO : 2018/768
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/09/2017
NUMARASI : 2016/677 E – 2017/693 K
DAVANIN KONUSU : Alacak (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/06/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacının davalı ile yaptığı sözleşme gereğince ticarethanesinde kullandığı elektriğin faturalarnı süresi içerisinde bir gecikmeye sebebiyet vermeksizin ödediğini ancak bu faturalarda kayıp-kaçak,dağıtım,sayaç okuma,perakende satış hizmeti ve iletim bedeli adı altında vb bir kısım kalemlerin de tahsil edildiğini farkedince bu bedellerin geri ödenmesi için işbu davayı açmak zorunda kaldıklarını beyan etmiş, sonuç olarak HMK 107.maddesi uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıya şimdilik 5.000,00 TL’nin her bir faturanın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini ayrıca bu bedeller üzerinden haksız olarak alınan KDV’yi de ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte geri ödenmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle: davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6446 sayılı Kanunun 6719 sayılı Kanunla değişik 17. maddesi 10 fıkra hükmü ve geçici 20. maddesi doğrultusunda talebin yasal dayanağının ortadan kalkması nedeniyle davanın konusuz kaldığına bu nedenle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.
Mahkemenin kararına karşı davalı vekili tarafından süresinde ve harcı yatırılarak istinafa başvurulmuştur. İstinaf dilekçesinde özetle: mahkeme tarafından 6719 sayılı Kanun gerekçe gösterilerek davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesine rağmen yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesi yönündeki kararın kadırılarak davanın esası hakkında red kararı verilmesi ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Dava, elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak bedelinin iadesi isteminden kaynaklanan alacak davasıdır.
Yargılama esnasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 20. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. maddesi birinci, üçüncü, dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (c), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile ”Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamın da belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda, tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, tüketici hakem heyetlerinin ve mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayacı okuma perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgi tarifelerin düzenlenmesine EPDK kanunundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda söz edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektirik Piyasası Kanunu’na eklenen geçici 19;” Bu maddeyi ihdas eden kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, geçici 20;” Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
Somut olayda; davacı taraf dava açıldığı tarihinde yürürlükte olan mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E, 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği nedeniyle, davanın konusunun kalmadığı kuşkusuzdur. İlke olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere göre hükme bağlanır. Ne var ki, dava açıldıktan sonra tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması hâlinde bu durumun hükümde göz önüne alınması ve böyle bir hâlde mahkemenin, davanın konusuz kalması sebebiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerektiği de her türlü duraksamadan uzaktır. Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir durum nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilecektir. Dolayısıyla, mahkemece davacı tarafça davalıdan kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedellerinin tahsilinin talep edildiği davada, 6719 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte “konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” dair karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, HMK 331/1. maddesi gereğince davacı tarafın dava tarihi itibariyle uygulamanın haksız olduğu iddiası ile açmış olduğu ve haksız tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, davaya konu bedelleri tahsil eden davalının, davanın açılmasına sebebiyet verdiği ve bu nedenle davacının dava açmasında haksız sayılmayacağı gözetilerek, davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davalıdan tahsili ile yararına 1.980,00 TL maktu vekalet ücreti takdir edilmesi, karşılığında davalı vekiline vekalet ücreti ve yargılama giderinin tahsiline karar verilmemesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalının ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,
Alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına ve istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/06/2018