Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1477 E. 2018/1807 K. 17.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1477
KARAR NO : 2018/1807
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2017
NUMARASI : 2016/569 E – 2017/1030 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/12/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında elektrik abone sözleşmesinin bulunduğunu, davalı şirket tarafından davacıya kesilen faturalarda haksız olarak tahsil edilen kayıp kaçak sayaç okuma bedeli, (PSH) perakende satış hizmeti, dağıtım bedeli,iletim bedellerin haksız ve hukuka aykırı olarak alındığını beyanla bu bedellerden şimdilik 15.000 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı … Elektrik Parekende Satış A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir.Davalı …Dağıtım A.Ş. vekili cevap dilikçesinde davanın reddini talep etmiştir.Davalı … Üretim A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; yetki itirazı ile birlikte davanın reddini istemiştir.Asli müdahil TRT Genel Müdürlüğü vekilinin cevap dilekçesinde;davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın yargılaması sırasında 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa ile 6446 sayılı yasaya getirilen yeni düzenlemeler gerekçe gösterilerek, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına davacı lehine masraf ve vekalet ücreti taktirine karar verildiği görülmüştür.Mahkemenin kararına karşı davacı vekili , davalı … Enerji vekili, davalı… vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; her davanın açıklandığı andaki duruma göre değerlendirileceğini, 6719 sayılı yasanın dava açıldıktan sonra yürürlüğe girdiğini,sonradan yürürlüğe giren yasanın geçmişe etkili olarak uygulanamayacağını, belirterek, esasa girilerek haklılık doğrultusunda kabul kararı verilmesi için kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı … Enerji vekili istinaf dilekçesinde;sözleşmedeki yetki koşuluna göre yetkili yerin Bakırköy Mahkemeleri olduğunu, süresinde verilen cevap dilekçesi ile yetki itirazı yaptıklarını, davalılar arasında dava arkadaşlığı olmadığını, davacının davada baştan beri haklı olmadığını,davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti verilmesi gerekirken aksine davacı lehine yargılama giderine hükmolunmaması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davacının dava açmakta haklı olmadığını,aslında davanın reddi gerektiğini, davalı lehine yargılama gideri ve ekalet ücretine hükmolunması gerekirken aksine davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan 6719 sayılı kanun yenilik getirmediği, mevcut mevzuatı tahkim ettiği, bu nedenle davacının dava başında haklılığından söz edilemeyeceği, davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdiri usule ve hukuka aykırı olduğu, bu kısmın kaldırılmasını, lehe vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesini istemiştir. HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa nedeniyle davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E – 2017/16544 K sayılı ve 2017/13142 E – 2017/16545 K sayılı kararlarındaki gibi davanın konusunun kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve hukuka uygun bulunmuştur.Davacının istinaf taleplerinin HMK 353/1b-1.madde gereği reddi gerekir. Davalılardan …Enerji …şirketi vekili cevap dilekçesiyle yetkisizlik itirazında bulunmalarına rağmen mahkemece dikkate alınmadığını istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de; 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesinde düzenlenen, tacirlerle kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş yada doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir yada birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilecekleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece yetkili kılınan bu mahkemelerde açılacağına dair hükmün kapsamına göre, yetki şartı, taraflar arasındaki sözleşmede geçerlidir. Ancak bu yetki şartı kesin yetki olarak değerlendirilemez. Zira kesin yetki halleri HMK’nın yetki ile ilgili hükümlerinde açıkça belirtilmiştir. Örneğin, HMK 11. maddesindeki mirastan doğan davalar, 12. maddesindeki taşınmazın aynından doğan davalar gibi. Kesin yetki bulunan durumlarda, tarafların yetki sözleşmesiyle başka bir mahkemeyi yetkili kılmaları mümkün değildir. Oysa HMK’nın 17. Maddesinde tarafların, yetki sözleşmesine rağmen sözleşmede belirtilen mahkeme dışındaki kanunda yetkili olduğu hükme bağlanan mahkemelerin de yetkilerinin devam edeceğini kararlaştırabilecekleri öngörülmüştür. Kesin yetki durumunda ise yetki sözleşmesi yapılamaz. Nitekim HMK’nın 18. maddesinde açıkça “tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hallerinde yetki sözleşmesi yapılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Tüm bu hususlar gözetildiğinde, yetki sözleşmesi yada yetki şartında, yetkili olduğu belirtilen mahkemenin kesin yetkili olduğundan söz etmek mümkün değildir. HMK’nın 10. maddesine göre sözleşmelerden doğan davalarda yetki, özel yetki kuralıdır ve dava akdin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Ayrıca HMK’nın 7. maddesinde de, davalının birden fazla olma durumunda, davanın bunlardan birinin yerleşim yerinde açılabileceği düzenlenmiştir. Ancak, dava sebebine göre kanunda davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının olduğu yerlerde, davanın, davalılardan birinin sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirme amacıyla açıldığı anlaşılırsa, mahkeme davalı itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir, hükmü yer aldığından, somut olayda davalılardan … ve …’ın yerleşim yerlerinin, mahkemenin yargı çevresi sınırları içinde olduğu ve HMK’nın bu hükümleri çerçevesinde, açıklanan nedenlerle; davalı … Enerji …. AŞ yönünden yetkisizlik kararı verilmesinin zorunlu olmadığı da gözetilerek, buna yönelik istinaf talebinin reddi gerekmiştir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2014/292 E – 6812 K. Sayılı ilamı aynı nitelikteki davada, aynı uyuşmazlık konusundaki aynı itirazla ilgili olarak bu açıklamalara emsal niteliktedir)Davalıların istinaf taleplerinin incelenmesiyle; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Bu sebeple mahkemece ” dava konusuz kaldığından; esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK 331/1 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve bu kapsamda maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesinde usul ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Çünkü davacının, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davalılar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden , davalıların istinaf talebi yerinde görülmemiş ve istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Bu nedenlerle; davacı ve davalıların istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı ve davalıların istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı reddine,
Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcı taraflardan peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına ve istinaf eden taraflar üzerinde bırakılmasına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden taraflar üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/12/2018