Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1467 E. 2020/956 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1467
KARAR NO : 2020/956
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2018
NUMARASI : 2015/616 E – 2018/96 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 24/09/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının Bakanlar Kurulu’nun 04/05/1995 tarih ve 22277 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1995/6750 sayılı kararı ile İzmit Büyükşehir Belediyesine bağlı olarak kurulmuş müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğine haiz bir kuruluş olduğunu, davacının davalı İSU’nun 52028601 numaralı iş yeri abonesi olduğunu, uyuşmazlığın davalı tarafından müvekkilinden haksız yere atık su tutarı adı altında tahsil edilen bedellerin iadesi ve atık su bedeli adı altında alınan bedellerin hukuka aykırılığın tespitinden ibaret olduğunu, müvekkili tarafından davalıya taleplerini içerir 11/09/2014 tarihli başvuru yapıldığını fakat davalı tarafça 07/11/2014 tarihli cevap yazısı ile bahsedilen taleplerin reddedildiğini, müvekkilinden tahsil edilen tutarların hukuka aykırı olup iadesinin ve alınan tutarların hukuka aykırılığının tespitinin gerektiğini, müvekkilinden atık su bedelinin tahsil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, atık su bedeli yükümlüsü olma şartı olarak aranan şartlardan olan kanalizasyon sistemi kullanma ve sanayi abonesi olma koşullarının müvekkili açısından oluşmadığını, müvekkilinin davalı ile su abonelik sözleşmesi imzalayarak müvekkilinin içeriğini müdahale olunmaz şartlarını müzakere etme imkanı bulunmayan bir sözleşme ile imzalanan ve bu sözleşme ile ilgisi bulunmayan ekstra yükümlülükler altına sokulmasının izah edilebilecek ve hukuk düzeninin koruyacağı bir davranış olmadığını, davalının eşitlik ilkesine aykırı davrandığını, atık su tutarı adı altında tahsil edilen tutarların oldukça fahiş olduğunu ve kamu hizmetinin niteliği ile bağdaşmadığını, müvekkilinin biyolojik arıtma tesisi sahip olup hiçbir şekilde kirletmediğini beyan ederek atık su tutarı adı altında alınan tutarların hukuka aykırılığının tespiti, söz konusu tutarların talep ve tahsilinin durdurulması ile atık su bedeli adı altında tahsil edilen tüm tutarların müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının “kullanılmış suların uzaklaştırma bedeli”ni İSU tarifeler yönetmeliğinin 21. maddesinin ilk cümlesi uyarınca ödemekle mükellef olduğunu, yönetmelik hükümlerinin açık olup, davacının, İSU’nun hizmetlerinden faydalandığını, atık su bedelinin sadece su ve kanalizasyon hizmeti karşılığı alınan bir bedel olmadığını, yönetmeliğin 21.1.b maddesinin kanalizasyon şebekesi bulunan yerlerde kalan ve kullanılmış su üreten abonelerden atık su bedeli alınacağı hükmünü içerdiğini, yine aynı yönetmeliğin 21.3 maddesinde “kullanılmış sularını kanala, alıcı ortamlara deşarj eden tesis ve işletmelerin özellikleri dikkate alınarak varsa sayaçla ölçülen sarfiyat üzerinden, yoksa sayaç taktırıncaya kadar çalışan personel sayısına veya kendi grubundaki emsallerine göre üretimin niteliğine bağlı olarak hesaplanan su tüketimi üzerinden KSUB alınır” ifadesini içerdiğini, yargıtay kararlarının da savunmalarını teyit eder nitelikte olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. İDM tarafından yapılan yargılama sonunda; “davacı şirketin … mah. … cd. No:… Çayırova/KOCAELİ adresinde bulunan işyerinde kendisine ait atık su arıtma tesisinin, buraya gelen atık suyun çeşitli biyolojik ve kimyasal işlemlerden geçerek posasının ve suyunun ayrı bölmelere ayrıldığı, biriken posaların ise belirli periyotlarla ücret karşılığı vidanjör ile tahliye edildiği, bu suretle davacının atıksuyu kendi kurduğu arıtma sistemi ile arıttığı, davalı tarafça yapılan herhangi bir arıtma sisteminin davacı tarafça kullanılmadığı, davalının hizmet vermediği bir durum nedeniyle bedel talep edemeyeceği, hal böyle olmasına rağmen davalı … davacıdan hizmet sunmamasına ve davalı tarafından her hangi bir kirlilik meydana getirilmemesine rağmen … numaralı … abonesi olan davacı … A.Ş’ye davalı kurum tarafından dava tarihi olan 17/12/2014 tarihine kadar kesilen faturalardaki atık su bedelleri toplamı olarak davacıda haksız surette 32.270,04 TL tutarında kesinti yapıldığı ” gerekçesiyle davanın KABULÜ ile; davalı tarafça davacıdan kesintisi yapılan 32.270,04- TL atık su bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf başvurusunda özet olarak; bilirkişi raporlarını hatalı olduğunu, bu bedellerin sözleşme gereği alındığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.Davada uyuşmazlık; atıksu arıtma tesisi bulunan davacı aboneden atıksu bedeli alınıp alınmayacağına ilişkindir.Somut olayda, davacının işyerinde kendisine ait atık su arıtma tesisinin, buraya gelen atık suyun çeşitli biyolojik ve kimyasal işlemlerden geçerek posasının ve suyunun ayrı bölmelere ayrıldığı, biriken posaların ise belirli periyotlarla ücret karşılığı vidanjör ile tahliye edildiği, bu suretle davacının atıksuyu kendi kurduğu arıtma sistemi ile arıttığı ve dereye deşarj edildiği tespit edilmiştir.Buna göre; davacı kurumun, su abonesi olup, davaya konu yerde kanalizasyon alt yapısının bulunduğu yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Böylece, davalı tarafından davacı tarafa altyapı hizmeti verildiği sabittir. Dolayısıyla her abonenin kullandığı su kadar atık su ürettiği ilkesi gereği davacıdan atık su bedelinin tahsilinin hukuka uygun olduğunun kabulü gerekmektedir.Ne var ki; davalı tarafından yapılması gereken atık suyu arıtma işinin davacı tarafından, arıtma tesislerinde yapıldığı da anlaşılmaktadır. Bu durumda; davacıdan tahsili gereken atık su bedelinden, mahkemece hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapılması gerektiği de düşünülmelidir. Bu itibarla, uyuşmazlık konusunda uzman bilirkişi heyetinden atık su bedelinin hesaplanması için taraf ve yargısal denetime elverişli bir rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş davalının istinaf başvurusunun kabulüyle HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasıyla, yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/09/2020