Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1459 E. 2020/775 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/1459
KARAR NO: 2020/775
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2018
NUMARASI: 2016/123 E – 2018/222 K
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/09/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kadıköy şubesinin elektrik faturalarının tanzimi ve düzenli şekilde ödenmesi hususunda davalılardan … A.Ş. ile sözleşme akdettiğini, dava konusu Kasım 2015 tarihine kadar en fazla 1.000,00 TL – 1.500,00 TL arasında gelen elektrik faturasının, 2015 Kasım ayında 16.428,94 TL olarak tebliğ edildiğini, müvekkilinin elektriğinin kesilmemesi için ihtirazi kayıt koyarak faturayı ödediğini, davalının bu durumun sayaç sorunundan kaynaklandığını bildirildiğini ileri sürerek müvekkilinden hukuka aykırı bir şekilde, haksız ve mesnetsiz olarak tahsil edilen 16.428,94 TL fatura bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin EPDK’dan aldığı … numaralı lisansıyla, ikili anlaşmalar yoluyla belirli bir sınırın üzerinde elektrik tüketen (2015 yılı için serbest tüketici limiti yıllık tüketimi 4000 kWh 1 tüketicilere elektrik enerjisi tedarik ettiğini, elektrik enerjisi tedarik ederken Elektrik Piyasası Kanunu (EPK) ve ilgili yönetmeliklere bağlı olarak tedarik bölgesine göre unvanı …, … vb. olarak değişebilen dağıtım şirketlerinin enerji nakil hatlarını kullandığını, müvekkili ile davacı arasında imzalanan yetki sözleşmesinde uyuşmazlıkların çözümünde HMK’nin 17/1. ve 19/1. maddesi kapsamında İstanbul Mahkemeleri kesin yetkili olduğunu, taraflar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığından, bulunsa dahi yetki itirazında bulunan davalı yönünden dosyanın tefrikiyle yetkisizlik kararı verilebileceğinden; dosyanın müvekkil şirket yönünden tefriki ile davanın yetki yönünden reddine ve dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini, davacının öne sürdüğü iddialar dağıtım şirketlerinin yükümlülüğünde bulunan işlerle ilgili olduğundan, huzurdaki davada müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğinden, müvekkili yönünden davanın pasif husumet ehliyeti eksikliği nedeniyle reddine, usuli itirazlarımız yerinde görülmediği takdirde; davacının dava konusu faturalara itiraz etmediğini, faturaların kesinleştiğini, faturalarda tahakkuk edecek bedellerin ödeneceğine dair geçerli bir özel hukuk sözleşmesi mevcut olduğunu, sebepsiz zenginleşme şartlarının oluşmadığını, her halde müvekkilinin tahsil edilen bedelleri iade etme zorunluluğu bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin dava konusu ile herhangi bir ilgisinin olmadığını ileri sürerek davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini, davanın … A.Ş.’ye ihbarına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; sayaç okuma hatasından kaynaklı olarak davalıların sorumluluğunda olan davaya konu 16.428,94 TL’lik fatura borcunun davacı tarafça ödendiği, davacının, ilgili fatura tarihi itibariyle esasen ödemesi gereken fatura tutarının 2.595,84 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 13.833,10 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Söz konusu kararı davalı … ve … vekili istinaf etmiştir. Davalı … vekili istinaf başvurusunda özetle, alınan bilirkişi raporlarında da dava konusu faturanın sayaç okuma hatasından kaynaklandığı ve söz konusu durumdan … ile …in sorumlu olduğunu, müvekkilinin pasif husumet ehliyetinin olmadığını ileri sürmüştür. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özet olarak; bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davacının 31.01.2015 ve 01.11.2015 tarihleri arasındaki geçmiş kullanımlarının, Kasım ayı faturası içerisinde davacıya toplu olarak tahakkuk ettirildiğini, bu bedelin, 31.01.2015 ve 01.11.2015 tarihleri arasındaki 10 aylık döneme ilişkin olduğunu, bilirkişinin de somut olayda 10 aylık bir hatalı/eksik okuma söz konusu olduğunu tespit ettiğini, buna rağmen hükme esas alınan raporda, bu yöndeki itirazlarına rağmen 10 aylık bir hesaplama yapmak yerine sanki yalnızca Kasım ayı için eksik okuma varmışçasına bir aylık hesaplama yapıldığını, 8 Mayıs 2014 tarihinde yayınlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 14. Maddesinde “Sayacın, tüketicinin kusuru dışında herhangi bir nedenle; a)Hiç tüketim kaydetmediğinin tespiti halinde varsa tüketicinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa, tespit tarihinden sonraki tüketicinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması alınarak GEÇMİŞ DÖNEM TÜKETİMLERİ HESAPLANIR VE FATURA EDİLİR.” düzenlemesinin bulunduğunu, Sayaçların okunması ve denetlenmesinden dağıtım şirketi … sorumludur. Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereği …’ın sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. Dava, sayaç arızası nedeniyle yanlış olarak düzenlenen elektrik faturası nedeniyle menfi tespit ve ödenen meblağın iadesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı ile davalı … arasında düzenlenen sözleşme gereği davacının, ticarethane gurubunda davalının elektrik abonesi olduğu, davacı hakkında düzenlenen 17.12.2015 tarihli faturada ödenmesi gereken genel toplam 16.428,94 TL olarak tespit edildiği ve davacı tarafça işbu fatura bedeli 18.01.2016 tarihinde ödendiği, bilirkişi raporuna göre davalı …’nın, müşterisine elektrik tedarik ettiği, müşterinin tükettiği elektrik miktarını dağıtım şirketinin (…) ölçüp tedarik şirketi ile paylaştığı, tedarik şirketinin de bu ölçümü esas alarak fatura düzenlediği, 5 haneli olan sayacın 6 haneli tüketime ulaşması sebebiyle sayacın işlemez hale geldiği, tahmini tüketim verileri esas alınarak davaya konu faturanın düzenlendiği, esasen davaya konu istemin sayaç okuma hatasından kaynaklandığı, dağıtım şirketi olan …’ ın sayaçların okunması, bakımı ve işletilmesi hizmetlerini yerine getirmemesinden, tedarikçi olan diğer davalının ise hatalı okuma yapıldığını bilerek işlem yapmış olmasından kaynaklı olarak sorumlu oldukları, raporda kasım ayı faturası olarak değerlendirme yapıldığı görülmüştür. Tüm bunlara göre davalı …’ın husumet itirazının değerlendirilmediği (ki bilirkişi raporunda da …’ın sorumluluğunun tespit edildiği), …’ın dosyada taraf olmadığı, bilirkişi raporunda sadece Kasım ayına yönelik hesaplama yapıldığına dair istinaf itirazının yerinde olduğu anlaşılmaktadır.Buna göre, dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilerek, 31.01.2015 ve 01.11.2015 dönemi için hüküm kurmaya elverişli ve yargısal denetimine uygun bir rapor aldırılarak, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarı belirlenmeli ve sonucu dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme, soruşturma ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Bu itibarla, davalılar … ve … AŞ’nin istinaf başvurularının kabulü ile, kararın HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalılar … ve … AŞ’nin istinaf başvurularının kabulü ile, kararın HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edenlere isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/09/2020