Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1441 E. 2020/857 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1441
KARAR NO : 2020/857
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2018
NUMARASI : 2016/210 E – 2018/376 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/09/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …Mahallesi … Sokak No:… adresteki binanın maliki olduğunu, binanın 2014 yılında yıkılıp yerine yeni bina yapıldığını, binanın iskanlı olmasından dolayı kiracıların mevcut olduğunu, inşaat sırasında davalı kurumun bilgisi ve onayı ile şantiye elektriği bağlandığını, binanın iskanı alındıktan sonra İgdaş ve İski ile abonelik sözleşmeleri yapılmış olmasına rağmen davalı kurumun görevlilerinin kaçak kullanım adı altında ceza işlem uyguladıklarını, uzun yıllar boyunca tahsil edilmeyen elektrik borçlarından dolayı ve bu borçların 3. Şahıslar tarafından ödenmediği gerekçesi ile sözleşme yapılmadığını, müvekkilinin kiracıları … kuruma olan borçlarını müvekkili tarafından ödenmesinin istendiğini, ödenmeden sözleşme yapılamayacağının belirtilmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, bu nedenle müvekkilinin 3. kişilerin davalıya olan borcundan dolayı borçlu olmadığının tespitine, davalı kurumun sözleşme yapmama kararının kaldırılarak sözleşme yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresinin Taksim olması sebebiyle İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, husumetin …A.Ş’ye yöneltilmesi gerektiğini, bu nedenle davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini, müvekkili şirketin kayıtlarında yapılan incelemede … nolu tesisata ait mahalde muhtelif tarihlerde yapılan kontrollerde müvekkili şirkete ait bulunmayan … seri nolu Makel marka sayaç üzerinden kaçak elektrik kullanıldığının tespit edilerek …. adına tutanaklar düzenlendiğini, davacı adına tutulmuş tutanak bulunmadığını, tahakkuk hesabında hata bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesine talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda;” Dava konusu 7407555 abonelik numarasında tutanak tarihleri esnasında davacı adına abonelik sözleşmesinin bulunmadığı, yeni kullanım hakkına sahip bulunduğunun tespit edildiği anlaşıldığından davacının kiracıları olan …. kaçak elektrik kullanımı sebebiyle tutulan tutanak ve tahakkuk miktarından sorumlu olması hakkaniyet gereğince ve elektrik piyasası tüketici hizmetleri yönetmeliğine göre mümkün olmadığından davalının davacı ile satış sözleşmesi yapma zorunluluğu bulunduğu ” gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının dava dışı 3. kişi … abonelik sözleşmesi ve kaçak elektrik kullanımından dolayı borçlu olmadığının tespitine,Davacının tek satıcı olarak davalı ile perakende satış sözleşmesi yapılmasına karar verilmiştir.Söz konusu kararı davalı vekili istinaf etmiştir. İstinaf başvurusunda özet olarak; dava konusu uyuşmazlığın davacı yanın abonelik sözleşmesinin tesis edilememesinden kaynaklı olması nedeniyle muhatabının müvekkili şirket olmadığını, abonelik tesisine ilişkin muarazanın giderilmesi talebinde husumetin müvekkili şirket “… A.Ş.”ne yöneltilmesinin de hatalı duğunu, husumetin ayrı tüzelkişiliği haiz “… A.Ş.”ne yöneltilmesi ve husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, “… AŞ”nin abonelik verilmesi, elektriğin perakende satışı ile iştigal eden ve EPDK kararı ile kurulmuş ayrı bir tüzel kişiliğe haiz perakende satış şirketi olduğunu ve abonelik sözleşmeleri kurulması ve buna dayalı elektrik tüketim faturalarından kaynaklı uyuşmazlıkların muhatabı olduğunu, dağıtım sistemi kapsamındaki uyuşmazlıklara konu işlemler ise ….A.Ş tarafından gerçekleştirilmekte olduğunu, abonelik verilmemesi konu ihtilafla müvekkili şirketin bir ilgisi olmadığını, kaçak elektrik tutanaklarının müvekkili şirket tarafından düzenlenmiş olmakla birlikte, abonelik verilmesi ve perakende satış sözleşmesi yapılması işlemleri EPDK kararı gereğince kurulmuş olan ve ayrı tüzelkişiliği haiz “… A.Şye” verildiğini, davada davacının abonelik tesisin yapılması yanında dava dışı kiracılara tahakkuk edilen bedellerden de borçlu olunmadığının tespitini talep ettiğini, ancak tahakkuk edilen faturaların davacı adına olmadığını, davacının kendi adına olmayan bedellerden menfi tespit talebinde bulunmasında hukuki yararı olmadığı gibi, başkası adına olan borç nedeniyle menfi tespit davası açmada aktif dava ehliyeti de olmadığını, yerel mahkemece hukuki yararın ve aktif dava ehliyetinin varlığına dair herhangi bir tespit yapılmadan, huzurdaki davada menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı değerlendirmeler içerdiğini ileri sürerek kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Uyuşmazlık, davacının kiracıları olan …. kaçak elektrik kullanımı sebebiyle haklarında tutulan tutanak ve tahakkuk miktarından sorumlu olması yönünden menfi tespit ve bu borçlar nedeniyle abonelik sözleşmesinin yapılmaması nedeniyle muarazanın giderilmesi talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; dava konusu … numaralı elektrik aboneliğinin bulunduğu … Mahallesi …. Sokak No:… Halkalı adresindeki boş dükkanın davacı tarafından 01/01/2009 tarihinden başlamak üzere 6 yıl müddetle … isimli kişiye kiralanmış olduğu, aynı adreste bulunan dükkanın 01/03/2011 tarihinden başlamak üzere 5 yıl süre ile …isimli kişiye kiralanmış olduğu, elektrik satışına ilişkin … ile 21/10/2009 tarihinde abonelik sözleşmesinin imzalandığı, 21/05/2014 tarihinde K.çekmece Belediyesi tarafından riskli bina olarak değerlendirildiği, yıkım işlemleri için elektrik, su ve doğalgazın kesilmesine karar verildiği ,dava dışı …. adına kaçak elektrik kullanımı nedeniyle 2013 7. Ay döneminde, 2014 01 döneminde, 2015 11. Ay döneminde tutanak tutulduğu,… adına 2014/03, 2014/08, 2015/11 dönemine ilişkin kaçak elektrikten dolayı tutanak tutulup tahakkuk yaptırıldığı anlaşılmıştır.Bu belirlemelere göre menfi tespit talebi yönünden yapılan değerlendirmede; davacının dava hakkına sahip olması, dava açabilmesi için yeterli değildir. Bundan başka, davacının dava açmakta hukuki bir yararının bulunması gerekir; yani, dava hakkı, hukuki yarar ile sınırlıdır. Dava açmakta hukuki yararı olmayan kişi, Devletin mahkemelerini gereksiz yere uğraştıramaz. Bu, hukuki korunma (himaye) ihtiyacı olarak da adlandırılmaktadır. Yani, davacının mahkemeden hukuki korunma istemesinde, korumaya değer bir yararı olmalıdır. Dava şartları, medeni usul hukukuna ait bir kurum olup, amacı, bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek, böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır. Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan haller, dava (yargılama) şartlarıdır. Davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için varlığı gerekli hallere, olumlu dava şartları (görev, hukuki yarar gibi); yokluğu gerekli hallere ise olumsuz dava şartları denilmektedir (kesin hüküm gibi). Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan şartlardır. Buna davanın dinlenebilmesi şartları da denir. Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir; taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine (esastan karara bağlanmasına) muvafakat etseler bile, hakim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür.(06.12.2013 Tarih 2013/19-396 Esas , 2013/1655 Karar Sayılı İlam ) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 114/h maddesinde, hukuki yarar açıkça dava şartları içerisinde sayılmıştır. Somut olayda; davacının maliki olduğu dükkanda kiracılar hakkında tutulan kaçak tespit tutanağına dayalı olarak tahakkuk ettirilen tutardan sorumlu olmadığının tespitini talep etmektedir. Kaçak tespiti yapılan yere ilişkin aboneliğin dava dışı … isimli kişiye ait olduğu, dayanak 23.01.2013 günlü kaçak elektrik tespit tutanağında da davacının isminin hiçbir şekilde geçmediği, kaçak tahakkukunun abone … adına olduğu anlaşılmıştır . Bu nedenle; davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığından bahisle dava şartı yokluğundan 6100 Sayılı HMK 114/h, 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken; esasa girilerek davanın kabulü cihetine gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup bu yöndeki istinaf talebi yerindedir. Perakende satış sözleşmesi yapılmasına ilişkin istinaf talebi yönnüden yapılan değerlendirmede ise; davada sıfat; tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Taraf sıfatı (husumet); maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Dava şartı olan taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Dava konusu işlemde abonelik işlemlerinin dava dışı … tarafından yerine getirildiği, … davada taraf olmadığı anlaşılmakla bu yöndeki talebi ise husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiği halde yazılı şekildi karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmadğından bu yöndeki istinaf talebinin kabulü gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle; davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararı HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında; “menfi tespit talebi yönünden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, abonelik sözleşmesi yapılması talebi yönünden ise davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine” karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararı HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında;1-Menfi tespit talebi yönünden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine,2-Abonelik sözleşmesi yapılması talebi yönünden ise davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine,3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 54,40 TL ilam harcından peşin alınan 1.102,53 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 1.048,13 TL harcın davacıya iadesine,4-Davalının yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,5-AAÜT uyarınca red sebepleri ayrı olduğundan her talep yönünden ayrı olmak üzere 3.400,00 TL ‘er vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,6-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,İstinaf incelemesi ile ilgili olarak;Davalıdan peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesineDavalının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 49,00 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesineİstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/09/2020