Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1433 E. 2020/739 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/1433
KARAR NO: 2020/739
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/12/2017
NUMARASI: 2014/1642 E – 2017/1078 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 08/09/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin Bağcılar ilçesi, … Mah. … Caddesi, … ada, … parsel üzerinde inşa edeceği toplu konut merkezinde yer alacak konutlar için elektrik ihtiyacının karşılanarak konut aboneliklerinin yapılması amacıyla …a bağlı İstanbul Avrupa yakasında konudan sorumlu … A.Ş. ne ( …) 13.12.2010 tarihinde müracaat ettiğini, davalı …’ın ise elektrik aboneliği talebine “şartname” nitelikli cevap yazısı ile davacı tarafa teknik özellikleri belirlenmiş transformatör ve enerji nakil hatları sistemine ait imalat şartlarını ileri sürerek, bu işlerin gerçekleştirilmesi karşılığında abonelikleri verdiğini, tek satıcı olmasından kaynaklanan gücünü davacı şirket aleyhine kullanmış olduğunu; elektrik aboneliği işlemini gerçekleştirmek için davacıdan … tarafından yerine getirilmesi gereken transformatör, yer altı enerji kablosu, proje gibi yükümlülüklerini Anayasa ve diğer yasal düzenlemelere aykırı olarak davacı şirkete yükleyerek yaptırmış olduğunu, davacı şirketin elektrik alabilmek için 323.807.-TL tutarlı harcama yaptığını, elektrik faturalarındaki işlere ait 423.807,00.-TL ve diğer belirsiz ve tespiti gereken imalatın trafo yeri, işçilik, OG kablo için kazı, inşaat kısımlarını ve diğer giderlerin trafo köşkü ve trafo yerinin …’a devir tarihi olan 08.10.2012 tarihinden itibaren ticari faizi ile davalı … A.Ş. den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde ; zamanaşımı, hak düşürücü süre ve husumet itirazlarında bulunarak, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olamayacağını; Elektrik dağıtım şirketleri ile … arasında 24.07.2006 tarihinde İşletme hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığını,bu sebeple tüm sorumluluğun …’ a ait olduğunu, davalının tesislerin mülkiyet bedelinden sorumlu tutulamayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde ; … ile kendisine bağlı elektrik dağıtım şirketleri ile arasında imzalanmış olan “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” 7,5, Maddesine göre elektrik dağıtım şirketlerinin faaliyetlerinden …’ ın sorumlu olmayacağını, bu nedenle tüm sorumluluğun da …’ a ait olduğunu beyanla, davanın usul ve esas bakımından reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece ,davalı … aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı … aleyhine açılan davanın ,faturalı alacaklar yönünden, 423.807,00.-TL’ nin geçici kabul tarihi 25.09.2012 tarihinden bir ay sonrası 25.10.2012 tarihinden başlamak üzere aylık 12 eşit taksitte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, vadesinde geri ödemesi yapılmayan taksitlere vade tarihlerinden itibaren 3095 sayılı yasa uyarınca yasal faiz uygulanmasına, Belirsiz alacak yönünden başlangıçta bir miktarda olsa değer belirlenip harç yatırılmadığından ve verilen ıslah dilekçesi ile davanın tamamının ıslahı değil, değer artırım dilekçesi olarak verilmiş olmakla faturasız imalat bedelleri yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Sözkonusu kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle,mahkemece talep etmiş oldukları faturasız imalat bedelleri yönünden “davanın açılmamış sayılmasına” karar verildiğini, davanın açıldığı tarihte, davacı şirketin alacağın değerinin tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin mümkün olmadığını, aynı zamanda belirlenen değerin de objektif olarak belirlenmesi için konunun uzmanı bilirkişilerce hesap edilmesi için alacak talebinin bir bölümünün “belirsiz alacak davası” olarak açıldığı, dava sadece belirsiz alacak konusunu ihtiva etmiş olsa idi, bu durumda Mahkemenin belirtmiş olduğu gibi belli bir bedel tespit edilerek kısmi de olsa harç ödemelerinin gerekeceği,oysa faturalı bölüm için zaten 7.237,60.-TL harcın ödenmiş bulunduğu,bu yüzden daha sonra belirlenmiş talep için de harcı ödeyerek tamamladıklarını,eksik yatan bir harç bedeli bulunmadığı,yargılama yapılacak tutarın bilirkişilerce belirlendiğini,bu talep yönünden karar verilmesi için ortada bir engel bulunmadığını ileri sürmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davada müvekkili şirkete husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığı ve bu bağlamda pasif husumet ehliyetinin yokluğu nedeniyle eldeki davanın müvekkil şirket açısından reddine karar verilmesi gerektiği, davacı tarafın faturasız harcamalar adı altında talep ettiği alacak kalemlerinin hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığı ileri sürülmüştür. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava; davacının bedel ödeyerek yaptığını ve davalının kullanımına sunduğunu beyan ve iddia ettiği iletim tesisi için yaptığı harcamaların tahsili talebinden ibarettir.Davacı istinafının incelenmesiyle ;mahkemece davacı tarafından belirsiz alacak kapsamında ve başlangıçta hiç harç yatırılmadan belirsiz ve tespiti gereken imalat giderleri talep edilmiş ve ıslah dilekçesi ile harcı yatırılmış ise de, başlangıçta dava açarken dava değeri kısmen de olsa belirlenip harç yatırılmadığı, ıslah dilekçesi ile davanın tamamının ıslah edilmediği, sadece değer artırım dilekçesi verildiği gerekçesi ile , faturasız imalat giderleri yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. HMK’nun belirsiz alacak ve tespit davası başlıklı 107.maddesinde; davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklının, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği ; karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda ise davacının, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği düzenlenmiştir. Somut olayda,davacı taraf ,davalı adına yaptığı iletim tesisi bedelini talep etmekte olup,bu talebinin bir kısmı faturalı ,diğer kısmı ise faturasızdır.Davacının amacı,bu hususta yaptığı tüm masrafların davalıdan tahsilini sağlamaktır. Nitekim ,dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere dava açılmıştır.O halde ,dava tek olduğundan , yargılama sırasında faturasız alacak miktarının belirlenmesi ile ,dava konusu edilen bu talep yönünden de gerekli harç ikmali yaptırılarak ve usuli işlemler tamamlanarak , bu talep yönünden de olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken,açılmamış sayılma kararı verilmesi usul ve hukuka aykırı olmakla ,davacının istinaf talebinin sebeple kabulü ile HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılması ile ,yeniden yargılama yapılarak ,bu talep yönünden de karar verilmek üzere dosyanın ilgili mahkemesine gönderilmesine, karar şekline göre ,bu aşamada davalı taraf istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf konusu kararın kaldırılması ile ,yeniden yargılama yapılarak ,karar verilmeyen talep yönünden de karar verilmek üzere dosyanın ilgili mahkemesine gönderilmesine -Davalı taraf istinaf sebeplerinin karar şekline göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, Peşin alınan istinaf karar harçlarının, istinaf edenlere istekleri halinde ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.08/09/2020