Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1400 E. 2018/743 K. 07.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1400
KARAR NO : 2018/743
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2018
NUMARASI : 2016/395 E- 2018/216K
DAVANIN KONUSU : İstirdat
KARAR TARİHİ :07/06/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalılar arasında imzalanan sözleşme gereğince; davalıların müvekkilinden kayıp kaçak, sayaç okuma, parekende satış bedeli ve iletim hakkı kullanım bedeli ile dağıtım sistemi kullanım bedeli tahsil ettiğini, müvekkilinin söz konusu alacak kalemlerinden sorumlu tutulması ve bunların tahsil edilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, haksız olarak ödemek zorunda kaldığı kayıp kaçak bedeli, parekende satış hizmet bedelleri, sayaç okuma bedeli, iletim hakkı kullanım bedeli, dağıtım sistemi kullanım bedellerinin tespiti ile tespit tarihine kadar fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL haksız ve hukuksuz tahsilatın ödeme tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde; Davanın İdare Mahkemesinde açılması gerektiğini, davanın hukuki yarar şartının bulunmadığını, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, söz konusu kalemlerin idari bir kararla davacıya yansıtıldığını, yasal düzenleme ile gelen idari tasarrufların İdari Yargı düzeyinde iptalinin gerektiği, söz konusu bedellerin yasadan kaynaklandığını, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Bedaş vekili cevap dilekçesinde; Zamanaşımı, huzumet, yetki ve yargı yolu itirazında bulunduğu, huzurdaki davanın muhattabının EPDK olduğunu, EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereğince tarifelere göre faturaların tahakkuk ettirildiğini, davacının EPDK aleyhine iptal davası açması gerektiğini, 6719 sayılı yasa uyarınca geçerli EPDK kararı iptal edilmedikçe tüm tüketicileri bağlayacağından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı İstanbul İkitelli OSB vekili cevap dilekçesinde; Son yargıtay kararları ışığında, açılan davaya konu alacak hesaplanabilir olduğundan kısmi davanın konusu yapılamayacağını, davacının gerek gelen faturalar, gerekse yapılan ödemeler nezdinde iade talep ettiği bedelleri belirlemesi mümkün olduğundan, davanın kısmi dava olarak açılmasında hukuki yararı olmadığını, anılan dava şartının sonradan davacıya süre verilerek düzeltilemeyeceğini, bu sebeple davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle, haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda ,yargılamanın devamında 17.06.2016 da yürürlüğe giren 6719 S.Y.nın geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Sözkonusu kararı ,davalılar BEDAŞ VE BEPSAŞ vekilleri istinaf etmiştir. Dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 Sayılı Yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir.Bu parasal sınır 2018 yılı için 3.560,-TL ye yükselmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı taraça istinaf edilen davanın değeri 1.000,- TL olup, karar tarihinde davalı taraflar yönünden miktar itibarıyla karar kesindir. Bu itibarla, istinaf konusu kararın HMK’nın 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle,davalıların istinaf dilekçelerinin HMK’nın 346, 341 ve 352/1-b maddeleri uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalıların istinaf dilekçelerinin, karar istinaf eden davalılar yönünden kesin olmakla, HMK 346,341 ve 352/1-b maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine,
Peşin alınan istinaf karar harçlarının istinaf edenler üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/06/2018