Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1394 E. 2020/484 K. 20.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/1394
KARAR NO: 2020/484
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2018
NUMARASI: 2015/1085 E – 2018/119 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 20/05/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkil şirkete ait olan … plaka nolu aracın 07/03/2014 tarihinde davalı şirkete ait serviste genel bakımının yaptırıldığını, 07/04/2014 tarihinde aracın arıza ikazı verdiğini,davalı tarafın bozulan parçanın araca zarar vermeyeceğini, arızalı parçayı …’den isteyeceklerini bildirdiklerini, 25/04/2014 tarihinde araçtan ses gelmeye başladığını, çekici vasıtası ile aracın … Yetkili Servisine çekildiğini, yapılan incelemede aracın periyodik bakımının gerektiği gibi yapılmadığı için pistona yağ akıtan memenin tıkandığının tespit edildiğini, İstanbul Anadolu 11.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/84 D.İş sayılı tespit dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda 14.500,00-TL zarar olabileceğinin tespit edildiğini, onarım bedeli olarak 3.960,00-TL ödendiğini, davalı şirketin bilirkişi raporuna itiraz etmediğini ileri sürerek , 4.403,08-TL’nin aracın arıza yaptığı 25.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacıya ait aracın 10/12/2013 tarihinde servise getirildiğini, servis formunda aracın motorundan ses geldiğine dair bir şikayet olmadığını, 10/12/2013 tarihinde aracın müşteriye teslim edildiğini, 4 ay sonra arıza ışığının yanıp sönmesi nedeniyle servise tekrar geldiğini, problemin alt karterin yağ pompasına yapışmasından kaynaklandığını, aracın müvekkili servise geldiği tarihin 10.12.2013 ve km’nin 59.915 olduğunu, hasarın ise yaklaşık 4 ay sonra 26.04.2014 tarihinde araç 67.866 km’de iken meydana geldiğini, yani arızanın 8.000 km yol katettikten sonra meydana geldiğini, bu nedenlerle davacıya ait araçta meydana gelen hasarla müvekkili şirketin yaptığı bakım hizmetinin ilgisinin olmadığını, hasarın bizzat davacıdan veya 3.şahısların fiilinden kaynaklandığının teknik raporlar ve … A.Ş. kayıtlarıyla sabit olduğunu beyanla , davacının hukuki dayanaktan yoksun davasının reddini talep etmiştir. Mahkemece,yargılama sırasında gerek bilirkişi … tarafından düzenlenen, gerekse bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporların birbirleri ile örtüşmekte olduğu , somut verilerin daha detaylı irdelendiği bu raporlara üstünlük tanınması gerektiği, davacının davaya konu ettiği araç arızasının davalının eyleminden kaynaklanmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle , davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 11 Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/84 Değişik İş dosyasındaki 19/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu … plakalı minibüsteki motor arızasının kullanıcı hatası olmadığını, periyodik bakımının yetkili servis tarafından gereği gibi yapılmamasından kaynaklandığını, aracın karterinde darbe nedeniyle bir hasarın oluşmadığını, pistona yağ akıtan memenin tıkalı olması nedeniyle yağ püskürtmemesi sonucu arızanın meydana geldiğinin gözlemlediğini , mahkemece oluşturulan bilirkişi heyetinin ise ilk bilirkişinin yaptığı inceleme sonucunu dikkate almadığını , dosya içerisindeki bir fotoğraf üzerinden yaptıkları inceleme sonucu aracın motor karterinde darbe olduğu sonucuna vardıklarını ve üstelik bu darbenin servise gelmeden oluştuğu ve davalı servisin kusurunun bulunmadığına ilişkin kanaatin tamamen varsayıma dayalı bulunduğunu, sözü edilen hasar bakımdan önce olsa bile, aracın periyodik bakımını yapan servis görevlilerinin bu arızayı tespit edip raporlamaları ve araç sahibinin onayını alarak onarmaları gerektiğini, servis, hizmetinin görünen ve görünmeyen hasarlar ve darbelerin tespit edilerek araç sahibini uyarmasını kapsadığını, olayda davalı servisin bunu yapmayarak davacının aracında hasar oluşmasına sebep olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, ayıplı araç tamiri iddiası ile alacak talebine ilişkindir. Mahkemece yargılamada alınan bilirkişi raporuna itiraz üzerine , İTÜ’den seçilen 3 kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınmış, raporların birbirleri ile örtüştüğü, davacının davaya konu ettiği araç arızasının davalının eyleminden kaynaklanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içinde bulunan ve davacı tarafça dava öncesi yaptırılan tesbit sonucu alınan 19/09/2014 tarihli bilirkişi raporunda,aracın periyodik bakımının gereği gibi yapılmadığı,aracın karterinde ve karter muhafazasında bir darbe veya herhangi bir şekilde hasar görülmediği,pistona yağ akıtan memenin tıkalı olduğu ,bu durumda periyodik bakımda görülüp gereğinin yapılması gerektiği kanaati ile hasar/masraf miktarı bildirilmiştir. Ancak yargılama sırasında alınan 30/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu aracın motorunda meydana gelen hasarın, aracın karterinin alttan aldığı darbe ile karterde oluşan hasarın meydana getirdiği yağlama yetersizliği nedeniyle oluştuğu kanaati beyan edilmiştir. Hükme esas alınan 02/01/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da , araçta meydana gelen arızanın, davalı şirketin yaptığı periyodik bakımla bir ilgisinin olmadığı, bu bakım işleminden sonra yapılan bir işlem sırasında karterinin hatalı şekilde kaldırılması sonucu oluştuğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir. Alınan kurul raporu , tesbit raporu da dikkate alındığında ,mevcut bilirkişi raporları yönünden uzlaştırıcı ve hükme elverişli rapor mahiyetindedir.Esasen, mahkemece yargılamada alınan raporlar arasında, periyodik bakımla ilgili bir sorun olmadığına dair belirleme ile ilgili herhangi bir çelişki de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Sadece, delillerin daha detaylı bir şekilde teknik yönlerden irdelendiği raporun hükme esas alınması ve buna göre davacının davaya konu ettiği araç arızasının davalının eyleminden kaynaklanmadığı gerekçesi ile verdiği kararda usul ve hukuka aykırılık bulunmamadığı anlaşılmış ,davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/05/2020