Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1382 E. 2019/1885 K. 02.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1382
KARAR NO : 2019/1885
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2016
NUMARASI : 2013/138 E – 2016/644 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 28/11/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı şirketin telefon görüşme borcunu yapılan tebigata rağmen süresinde ödemediğini, aboneliğin 21/02/2012 tarihinde iptal edildiğini, sözü edilen alacağın tahsili için Gaziosmanpaşa …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan icra takibinde davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu, yapılan itirazın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, davalı tarafından Gaziosmanpaşa…. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini (2.623,22 TL), takibin devamını, %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesinde özetle; 2006 yılında davacının yaptığı müracaatta, iş yerinin İkitelli’den Bayrampaşa’ya taşınacağını belirterek telefon numarasının nasıl taşınacağını sorulduğunu, kendilerine numara taşımanın mümkün olmadığını, gidilen bölgeden yeni numara alınarak santralden bu yeni numaralara yönlendirme yapılabileceğinin bildirildiğini, bu nedenle Bayrampaşa Esenler Santrali’nden 3 adet yeni numara alındığını ve şirketin taşınma işleminin gerçekleştirildiğini, yeni alınan numaraların yönlendirilmesinin santralden talep edildiğini, taşıma sonrası numaraların daha sonra hiç bir şekilde kullanılmadığını, faturaların yönlendirilen çağrı bedelleri olduğunu, konu ile ilgili teknisyen gönderildiğini, ancak yerin kapalı olması nedeniyle içeri giremediklerini, sonrasında gelen görevlilerce inceleme yapıldığını, yerin kullanılmadığı ve herhangi bir telefon hattı mevcut olmadığının tutanakla belirtildiğini,görevlilerden istenmesine rağmen tutanağın verilmediğini, bu nedenle faturalara itiraz edildiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, yaptırılan bilirkişi incelemesinde kaçak olarak yapıldığı ve çoğu yurt dışı olduğu iddia edilen görüşmelerin davalı tarafından yapıldığının açıkça tespit edilemediği, davacı şirketin kendi elindeki teknik imkanlar ile, yapılan görüşmelerin kim tarafından yapıldığı hususu karşı tarafın numaralarından sorulmak sureti ile tespit edilebileceği halde, bu konuşmaları davalı tarafın yaptığına dair yeterli delil ibraz edemediği, ancak davalı yetkilisinin 16/02/2016 tarihli celsede, davacı tarafa 1.000,00 TL’yi ödemeyi kabul ettiklerini beyan ettiği, davalının da bu kısmi kabul beyanı çerçevesinde davanın kısmen kabulü ile, davalının Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının kısmen iptali ile takibin 1.000,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Sözkonusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinafında, hükme esas alınan bilirkişi raporunun çelişkili olup, hüküm kurmaya yeterli olmadığı, yeterince teknik inceleme içermediği, maddi gerçeğin tam olarak ortaya çıkarılamadığı, yüksek faturaya sebep olan görüşmelerin kim tarafından yapıldığının tesbit edilemediği , müvekili şirketin sorumluluğunun, abonelik sözleşmesinde belirli şartlar uyarınca hattı abone dağıtım kutusuna kadar çalışır vaziyette tutmakla sınırlı olduğu, adına kayıtlı telefondan 3. kişilerce yapılan görüşmeler varsa, sorumluluğun davalıya ait bulunduğu, müvekkilinin sorumluluk alanında herhangi bir zafiyet bulunmadığı, olayda … çağrıların sözkonusu olduğu, aramalar arasında davalı şirketin adına kayıtlı hatlar da bulunduğundan davalı şirketin sorumluluğunun sözkonusu olduğu, abonelik sözleşmesinde bina içi tesisatın sorumluluğunun aboneye ait bulunduğunun düzenlendiği,bu sebeple kaçak görüşme halinde dahi abonenin sorumlu olduğu, sözleşmeye göre davacı şirketin ankastreye kadar sorumluluğunun bulunduğuna ilişkin bilirkişi tesbit ve görüşünün mahkemece gözardı edildiği, hattın milletlerarası görüşmeye açık olmasının da davalı şirketin talebiyle yapıldığı, asıl mağdur olanın fatura borçlarının ödenmemesi sebebiyle davacı şirket oluğu beyan edilerek ,kararın kaldırılması, davanın reddine karar verilmesi istenmiştir….nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, ödenmeyen telefon görüşmeleri faturalarının tahsili için davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinde itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkindir.Davanın dayanağı olan, Gaziosmanpaşa….. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine, ödenmemiş faturalar için 2.623,22 TL fatura tutarı asıl alacak, 98,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.721,52 TL alacak için ilamsız icra takibi yapıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Dava, itirazın iptali talebine ilişkin olup, davacı tarafça, harca esas değer olarak ,dava dilekçesinde asıl alacak miktarı gösterilmiş olmakla, işlemiş cüzi faizin dava konusu edilmediği kabul edilerek değerlendirme yapılmıştır.Çünkü ,yargılama sırasında, davalı yetkilisinin 16/02/2016 tarihli celsede, davacı tarafa 1.000,00 TL’yi ödemeyi kabul ettiklerini beyan ettiği, davacının 1.000,-TL lik bu uzlaşma teklifini, davalı tarafça 1.616,12 TL ilave ödeme yapılırsa kabul edeceğini bildirdiği, dolayısıyla uyuşmazlığın teklif ve karşı teklif dikkate alındığında, takip konusu asıl alacak üzerinde olduğu anlaşılmaktadır.İstinaf sebepleriyle sınırlı inceleme sonucunda ,dosyadaki bilgi ve belgelere göre; 17/12/2014 tarihli bilirkişi raporunda açıklandığı üzere ,her ne kadar … numaralı hatla ilgili olarak kaçak bir görüşme olmadığı tesbit edilememekte ise de , kaçak kullanımın olduğu kabul edildiği takdirde ,sorumluluğun kime ait olduğu noktasında taraflar arasında akdedilen Telefon Abonelik Sözleşmesi hükümlerinin incelenmesi gerekmektedir.Buna göre ,anılan sözleşmenin “Tarafların Hak ve Yükümlülükleri” başlıklı 4.16 maddesinde “Bina içi telefon tesisatı (Ankastre) aboneye aittir. Bina içi telefon tesisatı olmadan bağlantısı yapılacak telefon hattına bina içinden veya bina dışından yapılabilecek her türlü müdahale nedeniyle ortaya çıkacak aksaklıklarda Türk Telokom Sorumluluk kabul etmez” hükmünün kararlaştırılmış olduğu görülmektedir. Sözleşmenin 4.16 maddesinde yer alan “telefon hattına bina içinden veya bina dışından yapılabilecek her türlü müdahale nedeniyle ortaya çıkacak aksaklıklar” ifadesinin telefon tesisatına ilişkin kaçak kullanımı da kapsadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Bu nedenle … numaralı telefon hattından yapıldığı iddia edilen kaçak görüşmelerin telefon tesisatına yapılan müdahale ile gerçekleştirildiğinin kabul edilmesi durumunda sorumluluğun taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca davalı şirket üzerinde olduğunu kabul etmek gerekmektedir.Bu itibarla;davalı şirketin … numaralı hattın kullanılmayacağı, görüşmelerin yeni alınan hatlarına yönlendirilmesi yönünde davacıya yapılmış bir talebin olup olmadığı, santralden böyle bir yönlendirme işlemine ait delil sunulmadığı, davalının eski adresinde dağıtım kutusu sonrası kullanıma uygun bir telefon hattının mevcut olup olmadığının anlaşılamadığı, yüksek faturaya sebep olan çoğu yurt dışı görüşmeleri olan telefon görüşmelerinin, kimin tarafından, ne şekilde yapıldığının anlaşılamamış ise de, … numaralı telefon hattından, 07/02/2012 – 21/02/2012 tarihinde yapılan görüşmeler sırasında davalı şirketin taşınmış olduğu iş yerine ait … numaralı hatta ilişkin şehir içi bir kaç aramanın da yapılmış olduğunun tespit edildiği, bu tespit karşısında davalı şirketin davaya konu fatura döneminde de … numaralı telefon hattını kullanmaya devam ettiği sonucuna ulaşılmasının mümkün olduğu kabul edilmelidir. Bu ihtimalde davalının söz konusu döneme ilişkin kullanımları karşılığından sorumlu olduğu ve davacı şirkete ait sorumluluğun abonelik sözleşmesi uyarınca, dağıtım kutusuna kadar olduğu gözetilerek,davalı şirketin takipteki borca (taleple bağlı kalınarak asıl alacağa) yönelik itirazının haksız olduğu anlaşıldığından, mahkemece davanın kabulü ile Gaziosmanpaşa …..icra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasındaki takibin 2.623,22 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacak likit ve hesaplanabilir olmakla, asıl alacağın %20 si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmesi gerekirken , itirazının kısmen iptali ile takibin 1.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına şeklinde verilen karar, usul ve hukuka aykırı görülmekle ,davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile,istinaf konusu karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Davanın kabulü ile Gaziosmanpaşa ….icra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasındaki takibin 2.623,22 TL asıl alacak üzerinden devamına, 2-Alacak likit ve hesaplanabilir olmakla, asıl alacağın %20 si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Karar tarihindeki Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 179,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 134,40 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 4-Davacının yatırdığı 44,80 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.210,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-Davacı lehine karar tarihindeki AAÜT uyarınca 1.800,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,7-Davalı masrafının üzerinde bırakılmasına ,7-Karar kesinleştiğinde ve kullanılmayan gider avansının taraflara iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak;Davacıdan peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu 65,85 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/11/2019