Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1297 E. 2018/638 K. 23.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1297
KARAR NO : 2018/638
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2017
NUMARASI : 2016/578 E- 2017/1053K
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ :23/05/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalıdan elektrik hizmeti satın aldığını, tahakkuk ettirilen elektrik faturalarından kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli adı altında hukuka aykırı tahsilatlar gerçekleştirdiğini, bu bedellerin toplamının 5.260,93 TL tutarında olduğunu, bu tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya usul, zaman aşımı, husumet yönünden itirazda bulunduklarını, tahakkuk ettirilen faturalardaki tüm bedellerin yasal dayanağı olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Mahkemece 2015/1121 Esas sayılı dosya üzerinden Anayasa Mahkemesine iptal başvurusunda bulunulmuş, Anayasa Mahkemesi tarafından bir karar verilmemiş olduğundan mahkemece söz konusu uyuşmazlıklar hakkında yürürlükteki kanun hükümlerine göre “Dava hakkında hüküm oluşturulmasına yer olmadığı” kararı verilmiş ve davacı lehine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Karara karşı davalı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olduğu görülmüştür.
Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde özetle; EPDK’nın düzenleyici bir işlemi olan ve ülke genelinde uygulanan kayıp kaçak bedelinin, mahkemece iptal edilmedikçe veya yetkili merci tarafından geri alınmadıkça geçerli ve uygulanır olduğunu, lisans sahibi şirketlerin tarifeleri uygulayıp uygulamama ve kayıp kaçak bedelini tahsil etmeme gibi bir inisiyatiflerinin olmadığını, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda yapılan değişiklik ile bu kanunun yürürlükten kaldırılmadığını veya iptal edilmediğini, bu sebeple davanın konusunun kalmadığından bahsedilmemesi gerektiğini ve davanın esasına girilerek değerlendirme yapılması gerektiğini, bu durumda tahsil edilen bedellerin mevzuata uygun alınıp alınmadığının araştırılması gerektiğini, istinaf başvurusunun kabulü ile mevcut kararın kaldırılarak davanın reddine ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını, davalı lehine vekalet ücretine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. ile tüketiciler lehine, geçmişe yönelik olarak ödedikleri kayıp kaçak ve diğer fatura kalemlerini geri alma imkanı getirilmiş, 6446 sayılı Kanuna göre tahsil edilen bu bedelleri geri almak isteyen tüketiciler 6719 sayılı kanunun 21. Maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. Maddesine eklenen 10. fıkra ile bu haklarından geri bırakılmışlardır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa nedeniyle davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E – 2017/16544 K sayılı ve 2017/13142 E – 2017/16545 K sayılı kararlarındaki gibi davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu nedenle; davalının bu hususa ilişkin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Dava tarihi itibariyle davacının Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararına göre haklı olduğu aşikardır. Bu sebeple davacı lehine hükmedilen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin yerinde olduğu görülmektedir. Sonradan 6446 Sayılı Kanuna getirilen düzenleme her ne kadar geriye etkili olarak uygulansa da dava açıldığı andaki haklılık durumu göz ardı edilemez. Yerel mahkemece yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin verilen karar yerindedir. Dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın yargılama sırasında meydana gelen mevzuat değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden sorumlu tutulması olanaklı değildir. (Yargıtay 3. HD Başkanlığı’nın 2016/20106 E 2017/9319 karar sayılı 07/06/2017 günlü ilamı da bu yöndedir)
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereği reddine ,
Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.