Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1296 E. 2018/646 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1296
KARAR NO : 2018/646
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2018
NUMARASI : 2015/143 E – 2018/199 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/05/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile arasında elektrik abonesi sözleşmesi akdedildiğini, buna istinaden davalı tarafından tahakkuk ettirilen faturalarda kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletişim sistem kullanım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli adı altında ücretlerin tahsil edildiğini, ayrıca bu bedeller üzerinden alınan %2 TRT payı ve %18 KDV’nin de yasal bir gerekçesinin bulunmadığını, elektrik enerjisinin nakli sırasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet ilkeleri ile bağdaşmadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih 2013/7-2454 E. 2014/679 K. sayılı ilamının da bu yönde olduğu, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ilk başta 1.000,00 TL haksız bedelin ticari faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, daha sonra 07/06/2016 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda bedeli ıslah ederek 24.311,88 TL’yi talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil kuruma husumet yöneltilemeyeceğini, zaman aşımı itirazlarının olduğunu, yetki itirazlarının olduğunu, davanın Danıştay’da açılması gerektiğini belirterek, haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş ve ayrıca davaya konu bedelleri tahsil eden davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiği, dava açıldığı tarihte 6719 sayılı Kanunda henüz yasa değişikliğinin yapılmadığı, dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu görüldüğünden, yargılama masraflarının davalıdan tahsili ile 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Karara karşı davalı ve davacı vekillerince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olduğu görülmüştür.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kendisinden haksız bir tahsilat yapılmasından dolayı açılmış bir davanın çıkarılan bir yasa ile engellenmesi hak arama özgürlüğünü engelleyici nitelik taşıdığını, geriye dönük olarak açılan davalar ve başvuruları da kapsayan geçici 20. maddede aleyhe geriye yürümezlik ilkesinin ihlal edildiğini, davanın ilk açıldığı tarihteki mevzuata göre çözülmesi gerekirken yerel mahkemenin davanın reddine yönelik verdiği kararın kazanılmış hak ilkesine aykırılık teşkil ettiğini ve hukuka aykırı olan bu kararın kaldırılması gerektiğini, kayıp kaçak, iletim bedeli, sayaç okuma bedellerine ilişkin açılan davada Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/7-2454 E., 2014/679 K. çerçevesinde dava konusu bedellerin iadesinin haklı bir talep olduğu sonucuna vardığını, sayılan bu sebeplerle İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 28.02.2018 tarih ve 2015/143 E. 2018/199 K. sayılı kararının ortadan kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; lisans sahibi şirketlerin tarifeleri uygulamama gibi bir inisiyatiflerinin olmadığını, 6446 sayılı kanuna getirilen düzenlemeler ile kanunun yürürlükten kalkmadığını, davacının dava açtığı tarihteki hükümlerle şuanda uygulanacak hükümlerin aynı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini gerektiren bir diğer nedenin de taraflar arasındaki uyuşmazlığın ödeme veya sair nedenlerle son bulmadığının olduğu, yerel mahkemece davanın konusuz kalması kabul edilmesine rağmen hatalı bir şekilde yargılama giderlerine davalı aleyhine hükmettiği, davacı tarafından ikame edilen davanın değeri 1.000,00 TL olmasına rağmen 1.980,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, aksi kanaatte olup davacı lehine vekalet ücretine hükmedilecek ise bu ücretin 1.000,00 TL olması gerektiğini, sayılan tüm bu nedenlerle istinaf başvurusunun kabulü ile mevcut karar kaldırılarak öncelikle davanın reddine ve yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılarak, lehine vekalet ücretine karar verilmesini, bu uygun görülmezse konusuz kalma nedeniyle dava açmakta davacı yanın haksız olduğu gözetilerek, lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmolunmasını talep etmiştir. İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe de etkili 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş , bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir. Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Bu sebeple, yasa değişikliği ve getirilen yeni düzenleme sebebiyle,bu bedeller maliyet unsuruna dahil edildiğinden ve bu düzenlemelerin eldeki davalara da uygulanacağı 17. maddede belirtildiğinden, mahkemelerin ve tüketici hakem heyetlerinin bu konudaki yetkileri, denetim görevi ile sınırlandırılmıştır. Bu gerekçelerle; davacı vekilinin bu hususlara ilişkin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa nedeniyle davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E – 2017/16544 K sayılı ve 2017/13142 E – 2017/16545 K sayılı kararlarındaki gibi davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu nedenle; davalının bu hususa ilişkin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E, 2014/679 K. sayılı ilamı ile tüketiciler lehine, geçmişe yönelik olarak ödedikleri kayıp kaçak ve diğer fatura kalemlerini geri alma imkanı getirilmiş, 6446 sayılı Kanuna göre tahsil edilen bu bedelleri geri almak isteyen tüketiciler 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. fıkra ile bu haklarından geri bırakılmışlardır. Dava tarihi itibariyle davacının Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararına göre haklı olduğu aşikardır. Bu sebeple davacı lehine hükmedilen yargılama giderleri ve vekalet ücretinin yerinde olduğu görülmektedir. Dava her ne kadar konusuz kalsa da, sonradan 6446 Sayılı Kanuna getirilen düzenleme geriye etkili olarak uygulanacağından dava açıldığı andaki haklılık durumu göz ardı edilemez. Yerel mahkemece yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin verilen karar yerindedir. Ayrıca vekalet ücretinin tespitinde davanın ıslah ile belirlenen miktarı göz önünde tutulur. Dava 1.000,00 TL üzerinden açılsa da sonradan 24.311,88 TL olarak ıslah ve kabul edilmiştir. Hükmedilen vekalet ücretine ilişkin istinaf talepleri bu nedenle yerinde değildir. Davanın konusuz kalma halleri ödeme ve sair nedenlerle sınırlı değildir. Usul gereği konusuz kalma kararı verilmesi gereken bir durum söz konusudur. Bu sebeplerle davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir.Tüm bu sebeplerle; davacı ve davalının istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı ve davalının istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine,Alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcı peşin alınmakla, yeniden alınmasına yer olmadığına ve istinaf eden taraflar üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/05/2018