Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1289 E. 2018/656 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1289
KARAR NO : 2018/656
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2017
NUMARASI : 2017/404 E – 2017/1048 K
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 24/05/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin … abone tesisat no ile davalı şirketin 01.08.2013 tarihinden dava tarihine kadar elektrik abonesi olduğunu ve davacının bugüne kadar faturalarını düzenli olarak ödediğini, davalı şirketin müvekkilinden elektrik birim fiyatının içine gizlenen kayıp kaçak bedeli tahakkuk ettirilerek bu bedelleri müvekkili şirketten tahsil ettiğini, bu işlemin hukuka aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları ve dava tarihinden sonra tahakkuk ettirilecek kayıp kaçak bedellerine ilişkin dava açma ve talepte bulunma hakları saklı kalmak kaydıyla davalı yanın 01.08.2013 tarihinden itibaren davalı şirketten hukuka aykırı olarak tahsil ettiği şimdilik 10.000,00 TL kayıp kaçak bedelinin (%2 TRT payı içindekiler dahil) tahsil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınmasına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle: davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemenin kararına karşı davacı vekili tarafından süresinde ve harcı yatırılarak istinafa başvurulmuştur.
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı istinaf dilekçesinde özetle: dava açıldıktan sonra mevzuatta değişiklik yapılıp yasanın geriye doğru yürütüldüğünü, Anayasa’ya aykırılık iddialarının da reddedildiğini belirmiştir. Hukuken haklıyken yasa değişikliği ile karar verilmesine yer olmadığı kararına hükmedilip, dava açılmasına davalı sebep olduğu için yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olması gerektiği beyanıyla, sadece yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesini talep etmiştir.
Dava, elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak bedelinin iadesi isteminden kaynaklanan alacak davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6446 sayılı Kanunun 6719 sayılı kanunla değişik 17. maddesi 10 fıkra hükmü ve geçici 20. maddesi doğrultusunda talebin yasal dayanağının ortadan kalkması nedeniyle davanın konusuz kaldığına bu nedenle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraflarca yapılan yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına karar verilmiş, taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Yargılama esnasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 20. Maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. Maddesi birinci, üçüncü, dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (c), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile ” Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamın da belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda, tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, tüketici hakem heyetlerinin ve mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayacı okuma perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgi tarifelerin düzenlenmesine EPDK kanunundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda söz edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektirik Piyasası Kanunu’ na eklenen; geçici 19;” Bu maddeyi ihdas eden kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, geçici 20;” kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’ nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de , geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
Somut olayda davanın açıldığı tarihteki mevzuat,Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarih, 2013/7-2454 E, 2014/679 K sayılı ilamı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 03/06/2014 tarih, 2014/2058 E, 2014/8743 K sayılı ve 3. Hukuk Dairesinin 10/06/2014 tarih, 2014/8719 E, 2014/9201 K sayılı ilamlarında, davacının dava açmakta haklı olduğu bir hukuki yararının bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren ve geçmişe etkili olarak yürütülen yasa değişikliği sonucunda haklı durumda olmasına rağmen haksız duruma düşen davacının davasında davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmişse de, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Bu sebeple; ilk derece mahkemesince, yargılama sırasında yürürlüğe giren yasa değişiklikleri nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve HMK’ nın 331/1 maddesi uyarınca; dava açıldığı tarihte davacı tarafın haklı olması sebebiyle, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin ve bu giderlere dahil olan maktu vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesi gerekir. Ancak ilk derece mahkemesi verdiği kararda her ne kadar yargılama masraflarının, bu masrafı yapanlar üzerinde bırakılmasına hükmetmiş, ayrıca, taraflar lehine veya aleyhine hiç bir vekalet ücretine hükmetmemiş ise de; HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kararda, davacı lehine maktu vekalet ücreti ve yargılama gideri verilmediğinden bu kısmın düzeltilerek yeniden esas hakkında, “davacı lehine 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin ve davacının yaptığı yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” kısmı hükme eklenerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kararda, davacı lehine maktu vekalet ücreti ve yargılama gideri verilmediğinden bu kısım düzeltilerek yeniden esas hakkında;
1-Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 31,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 170,78 TL harçtan düşümü ile bakiye 139,38 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı lehine takdir olunan 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin ve davacının yaptığı 2.867,00 TL yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden davacıya isteği halinde iadesine
Davacının istinaf yargılama gideri olarak yaptığı 116,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/05/2018