Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1284 E. 2020/1173 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/1284
KARAR NO: 2020/1173
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2017
NUMARASI: 2015/462 E – 2017/1082 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin aboneliğinin bulunduğu belirtilen adresinde melamin üretim tesisi bulunduğunu, işyerine geçmiş dönem bazı faturaların gönderilmediğini, davalının hiçbir bildirim yapmadan davacıya hiçbir tebligat yapmadan sözlü veya yazılı bildirimde bulunmadan hukuka aykırı olarak aboneliklerini yokmuş gibi 12/03/2015 tarihinde zabıt tuttuğunu, bu zabıtta sözleşmesiz olarak sayaçtan elektrik kullandığı gibi bir tanım kullanıldığını, bu zabıt ile durumdan haberdar olan davacı şirket yetkililerinin davalı şirketin Bayrampaşa birimine başvurduğunu ve ödeme tarihi 12/02/2015 olan 2015/01 dönem tahakkuku dışındaki borçların icraya verildiğini öğrendiklerini, Bayrampaşa birimi tarafından bildirilen borç listesinde yer alan 2014/3, 2014/8 ve 2015/1 dönem tahakkuklarının diğer icra dosya harç masraf ve avukatlık ücretleri ile beraber ödendiğini, toplamda 9.289,94 TL borç ödendiğini, sonraki dönem içinde son ödeme tarihi 30/03/2015 olan faturanın gönderildiğini ve 5.221,10 TL borç tahakkuk ettirildiğini, arada herhangi bir ayın eksikliği veya faturasız dönem olmadığını, buna rağmen kurumun 2015/3 dönem adı altında Kaçak Elektrik Tüketim Tahakkuku olarak 15.304,20 TL davacı şirkete ayrıca borç çıkardığını,iptal taleplerinin reddedildiğini, aynı döneme ait iki ayrı tahakkukun görüldüğünü, normal faturayı kabul ettiklerin ancak kaçak elektrik tüketim tahakkukunu kabul etmediklerini, elektrik aboneliğinin davalı tarafından bildirimsiz, uyarısız feshedilemeyeceğini, bu nedenle aboneliğin feshini kabul etmediklerini beyanla kaçak elektrik tespit tutanağı ile düzenlenen bedel yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, aboneliğin yasal olarak devam ettiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … no’lu tesisata ait mahalde 12/03/2015 ve 21/05/2015 tarihlerinde yapılan kontrollerde; “idareye kayıtlı sayaçtan sözleşmesiz olarak enerji kullanıldığı” tespit edilerek “… A.Ş” adına … ve … seri no’lu zabıt varakalarının tanzim edildiğini, ilgili zabıtlar için yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri gereği sayacın yazdığı endeks farkları üzerinden hesaplama yapıldığını, bu hesaplama neticesinde; … seri no’lu zabıt için 15.304,20-TL, … seri no’lu zabıt için 21.130,70-TL kaçak kullanım bedelinin davacı şirkete tahakkuk ettirildiğini, dava konusu tesisatta davacı şirket adına olan abonelik sözleşmesinin 19/02/2015 tarihinde feshedildiğini, bu tarihten sonra mahalde sözleşmesiz olarak enerji kullanımı yapıldığını, ilgili tesisatın 19/02/2015 ile 09/06/2015 tarihleri arasında “abone tahliye- davalı takip” konumunda olduğunu, ilgili tutanakların da bu tarihleri arasında tanzim edildiğini, sonuç olarak yapılan tespitler ve bu tespitlere ilişkin yapılan tahakkuk hesaplarında herhangi bir hata ve hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek, ihtiyati tedbir talebi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, taraflar arasında 14/01/2005 tarihinde alçak gerilim elektrik satışına dair abonman sözleşmesinin imzalandığı, davalı tarafından 19/02/2015 tarihinde sözleşmenin feshedildiği gerekçesiyle davacıya 12/03/2015 tarihli bir kaçak usulsüz elektrik tespit tutanağı düzenlediği, sözleşmenin feshinin davalı tarafından davacıya bildirilmediği, elektrik kesilmesine dair bir işlem yapılmadığı, kaçak usulsüz elektrik tespit tutanağının sözleşmenin feshedilmiş olması ve abonesiz elektrik kullanımı nedeniyle düzenlendiği ve davacıdan 21/01/2015 ila 19/02/2015 tarihleri arasındaki kullanımı için kaçak elektrik bedeli talep edildiği, aynı zamanda bu dönem için davacıya abonelikten kaynaklı elektrik faturasının da gönderildiği, sözleşmede, sözleşmenin feshinin açık olarak ne sebeple ve ne şekilde olacağının düzenlenmediği, bu nedenle iki tarafa borç yükleyen iş bu sözleşmede davacının bedel ödeme edimini ifa etmekte temerrüde düşmesi halinde sözleşmenin feshinin Borçlar Kanunu’nun 125/2 maddesi uyarınca davacıya borcun ifasından vazgeçildiğinin bildirilmesi suretiyle yapılması gerektiği, kaldı ki davalı tarafından davacıya bir bildirim yapılmaksızın normal abone kullanımı gibi elektrik faturasının düzenlenip gönderilmesi karşısında sözleşmenin devam ettiği iradesinin gösterildiği ve geçerli bir fesih işlemi olmadığı ,buna göre kaçak usulsüz elektirk kullanımı bulunmadığı gerekçesiyle;”1-Taraflar arasında düzenlenen alçak gerilim elektrik satışına dair 14/01/2005 tarihli abonman sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin tespitine,2-Davalı tarafça düzenlenen 770130 seri numaralı 12/03/2015 tarihli kaçak usulsüz elektrik tespit tutanağı nedeniyle tahakkuk ettirilen 15.304,20 TL bedel yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,3-Mahkememizce verilen ihtiyati tedbirin kararın kesinleşmesine kadar devamına, bu aşamada teminatın iadesi talebinin reddine” karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, denetime elverişli konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, dava konusu “aboneliğin feshi işleminin geçersizliği “ne dair tesis edilen kararın muhatabının davalı şirket olmayıp dava dışı … (… A.Ş.) olduğunu,davanın reddi gerektiğini,davacının aboneliğinin ödenmeyen borçları nedeniyle 19/02/2015 de feshedildiğini,daha sonra davacı tarafça sözleşme yapılmadan elektrik kullanıldığını ve kaçak tutanağının bu nedenle düzenlendiğini,yapılan kaçak tahakkukunun mevzuata uygun olduğunu,eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı taraf davacının borcundan dolayı icra takibi yaptığını ve aboneliği feshettiğini ,davacının abonesiz elektrik kullandığını,bununda kaçak kullanım olduğunu belirterek kaçak tutanağı ve kaçak tahakkuku yapmış isede ,davalının sayaç üzerinde yada sistemde elektrik kesme işlemi yapmadığı,bu durumda davacının aboneliğinin feshinin belirtildiği tarihten sonra dahi davalının düzenlediği faturanın davacı tarafça ödenmesi karşısında ,ayrıca davalının husumet itirazının da yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Yeni bir bilirkişi incelemesinin davaya katkı sağlamayacağı açıktır. Buna göre mahkemenin kararının usul ve hukuka uygun olduğu görülmekle, davalının istinaf talebinin HMK 353/1b-1.madde uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine, Alınması gereken 1.045,42 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 261,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 784,02 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/10/2020