Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1270 E. 2018/1087 K. 13.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1270
KARAR NO : 2018/1087
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/11/2017
NUMARASI : 2017/775 E – 2017/1051 K
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 13/09/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile, davalı …Elektrik Parakende Satış A.Ş tarafından, müvekkili aleyhine, ilamsız Takip yapıldığını, ödeme emrinin tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiğini, müvekkili şirket tebliği aldıktan sonra davalı şirket ile görüştüğünü ve isim benzerliği olduğu için böyle bir durum olduğunun kendisine bildirildiğini, ancak buna rağmen müvekkili şirkete hacze gidildiğini, müvekkilinin telafisi güç zararlara duçar olması tehlikesi karşısında davalıya haciz tehdidi altında ödenen 5.576,17 TL’de dikkate alınarak teminatsız olarak söz konusu takibin iş bu dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasını, müvekkili banka hesabından haciz yoluyla alınan 5.576,17 TL’nin hacizden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte istirdatını, yapılacak yargılama sonrası, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün …E. sayılı takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dosyası borçlusu şirketin ticaret ünvanı ile davacının ticaret ünvanının birbirinin tamamen aynısı olduğunu, davanın ikamesinde müvekkili şirkete kusur yükletilmeyeceği izahtan vareste olduğnu, söz konusu benzerlikten doğan karışıklıktan müvekkili şirkete hiçbir şekilde bilgi vermeksizin ve müvekkili şirketin söz konusu hatayı düzeltmesi için şans vermeyerek huzurdaki davayı açtığını, söz konusu sehven yapılmış olan maddi hatanın taraflarınca tespit edilmesi akabinde İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında gerekli düzeltmelerin taraflarınca ivedi olarak yapıldığını, müvekkili şirketin herhangi bir kastı veya kötü niyetinin söz konusu olmadığını, bu nedenle açılan davayı kabul ettiklerini ve söz konusu davanın ikamesinde taraflarına yükletilebilecek bir kusurun bulunmaması sebebi ile yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece ,davalının davayı kabul etmesi nedeni ile davanın kabulüne, Davacının İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasına ödenen 5.576,17 TL’nin ödeme tarihi olan 15/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, icra takibinin iptaline, Davalının ağır kusuru ve kötü niyeti tespit edilemediğinden ve şartları oluşmadığından, tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Sözkonusu kararı davacı taraf istinaf etmiştir. İstinaf sebepleri; davalı şirketin davayı kabul etmiş olmasına rağmen, aracına yeniden haciz koyup mağduriyetin devam ettirildiği, davalının davayı kabul edip, kötü niyetli olmadığını bildirmesine rağmen, 01/11/2017 tarihinde davaya konu icra dosyasından … plakalı davacı aracına haciz koyduğu, davalının haksız ve kötü niyetli olduğu davada hem davada kötü niyetini örtmek adına davayı kabul edip hem de davacı aracına haciz koyarak aslında davacıyı sıkıştırmaya devam ettiği, bu hususun dahi davalı şirketin kötü niyetli olduğunu kanıtlar nitelikte olduğu şeklinde sıralanmış ve davacı lehine kötü niyet tazminatı hükmedilmesi gerektiği belirtilerek, bu nedenle kararın kaldırılması istenmiştir.
…nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72.maddesi, menfi tespit davası açan borçlunun tazminat isteme hakkı vardır. Anılan maddenin 5. fıkrası aynen; “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” hükmünü içermektedir.
Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır.
Başka bir ifadeyle; İİK.nun 72/5. maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, davacı (borçlu) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötüniyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötüniyetli olduğunu iddia eden davacı (borçlu)’nun üzerindedir.
Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir hükmünde, takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötüniyetli olması da gerekmektedir. Davacı şirket ile takipteki borçlu şirketin ticaret ünvanın çok benzer olması sebebiyle, takibin açılması sırasında davalının birebir ünvan benzerliği sebebiyle hataya düşerek vergi kaydındaki numara farklılığından bilahare hatayı fark ederek gerçek borçluya yönelmiş olması sebebiyle yasanın 72/5 maddesinde öngörülen takibin açıldığı andaki, diğer deyişle takibin başlangıcında aranan kötüniyet şartı gerçekleşmemiştir. Davayı kabulden sonraki haciz işlemleri İİK’nun 72/5 maddesinin öngördüğü kötüniyet tazminatını gerektirmez.
Açıklanan nedenlerle, mahkeme kararında istinaf sebebiyle sınırlı yapılan inceleme sonucu, yasaya ve hukuka aykırılık görülmediğinden, davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,
Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına ve istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 13/09/2018