Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1246 E. 2020/798 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/1246
KARAR NO: 2020/798
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2017
NUMARASI: 2015/727 E – 2017/954 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 10/09/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 31.12.2014 tarihine kadar tedarikçi …’dan elektrik enerjisi aldığını, elektrik dağıtım şirketinin … olduğunu, adı geçen dağıtım şirketinin, her ay aktif ve reaktif tüketimleri ölçüp, tedarikçi …’a bildirmesi, …’ın da her ay aktif ve reaktif tüketim miktarlarını ve aktif tüketim bedellerini, oluştuysa reaktif tüketim bedellerini (reaktif cezaları) davacı …’a bildirmeleri gerektiği halde, tedarikçi …, davacıya gönderdiği 31.10.2014, 08.12.2014 ve 31.12/2014 tarihli faturalarda aktif enerji tüketim miktar ve bedelleri yer almasına rağmen, reaktif tüketim miktarları ve bunlara ilişkin oluştuğu iddia edilen reaktif enerji bedelleri (reaktif cezalar) bildirilmemiş, … Ekim 14, Kasım 14, Aralık 14 aylarında oluştuğunu iddia ettiği toplam reaktif enerji bedellerini ihtiva eden 31.01.2015 tarih ve 120.393,04 -TL tutarlı faturayı ve aynı 120.393,04 TL bedeli içeren 10.02.2015 tarihli mükerrer faturayı gönderdiğini, zamanında bilgilendirilmediğinden cezaya girdiğini, davacı … firmasının 07.01.2015 tarihinden itibaren tedarikçi …’dan elektrik enerjisi almaya başladığını, tedarikçi …’nın, davacı … firmasına 07.01.2015 – 31.01.2015 döneminde harcadığı 360476,550 kVARh reaktif enerji için, 1628146,800 kWh aktif enerji miktarının % 20’si olan 325629,36kWh aştığı gerekçesiyle 19.02.2015 tarihli fatura ile 360476,550 kVARhxO,13344860 TL/kVARh = 48.105,09- TL tutarında reaktif enerji bedeli (reaktif ceza) tahakkuk ettirdiğini, cezaya girildiğini dört ay sonra öğrenebildiğini bu nedenle de kompanzasyon sistemini revize edemediklerini, ihtirazi kayıtla şerhli olarak tüm reaktif ceza bedellerinin ödendiğini beyanla, şimdilik 5.000-TL nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davada yetkisizlik itirazında bulunarak, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinini yetkili olduğunu, davacı ile 08.01.2015 tarihinde sözleşme imzalandığını, davalı yönünden davacının kısmi dava açamayacağını,davalının düzenlediği faturaları zamanında ve ilgili mevzuata uygun olarak düzenlediğini, davacının düzenlenerek davacıya gönderilen hiç bir faturaya itiraz etmediğini, reaktif bedelinin EPDK mevzuatına uygun olduğunu beyanla, bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret mahkemesi olduğunu, davacının dosyası ve faturalar incelendiğinde talebinin haksız olduğunu,davalının düzenlediği faturaları zamanında ve ilgili mevzuata uygun olarak düzenlediğini, davacının davalı tarafça düzenlenen ve davacıya gönderilen hiç bir faturaya itiraz etmediğini, alınan reaktif bedelinin EPDK mevzuatına uygun olduğunu belirterek bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …i A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; iş bu davada mahkemenin yetkili ve görevli olmadığını, bu davanın Danıştay’da görülmesi gerektiğini, taraflarına yönelik belirsiz alacak davası açılamayacağını, alacağın zamanaşımına uğradığını, davanın taraflarına yöneltilemeyeceğini, davalı şirketin elektrik üreticisi olup ana depoya elektrik vermekle yükümlü olduğunu, davacıya karşı yapılan işlem EPDK mevzuatına uygun olduğunu, tüketim miktarına yapılan itirazlarda dağıtım lisans sahibi kayıtları dikkate alındığını, Serbest Tüketici sözleşmesinin zorunlu olup tacirler arasında yapıldığını, fatura içeriklerine TTK 21 maddesi kapsamında itiraz edilmediğini belirterek bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi sunarak aslında talep arttırım dilekçesi olan bu dilekçede; davalılardan … ile …ın Ekim-Kasım-Aralık 2014 dönemine ait 10.02.2015 tarihli faturaya istinaden ödenen 120.393,04 TL bedelli olarak düzenlenen ve ödenen reaktif cezanın ortaya çıkmasında kusur ve sorumlulukları gereği 120.393,04 TLsinin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan avans (reeskont) faizi ile birlikte, davalılar … ile …tan müştereken ve müteselsilen tahsili suretiyle davacıya iadesi, ayrıca davalılardan … ile … A.Ş.nin, Ocak 2015 dönemine (Ocak 2015 ki faturada bu dönem Şubat 2015 olarak geçmektedir) ait olan ve 19.02.2015 tarihli fatura kapsamında yer alan ve bu faturaya istinaden ödenen 48.105,09 TL lik reaktif cezanın ortaya çıkmasında kusur ve sorumlulukları gereği ödenen meblağın 56.764,01 TL sinin (KDV dahil), ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan avans (reeskont) faizi ile birlikte, davalılar … ile … A.Ş.den müştereken ve müteselsilen tahsili suretiyle davacıya iadesineni talep ederek eksik harcında yatırıldığı görülmüştür. Mahkeme, alınan bilirkişi heyet kök raporunda , EPDK’nın 8/1/2004 tarih ve 284/2 sayılı ile 06.07.2004 tarih ve 337 sayılı kararının 5 .D. maddesinde; “Aboneye ait kompanzasyon tesisinde arıza sonucu oluşan ihlalin yılda (takvim yılı) bir kez olması halinde reaktif enerji bedeli jaturalamada dikkate alınmaz ” hükümleri gereğince; dava konusu somut olayda davacıya ait kompanzasyon tesisinde arıza sonucu oluşan ihlalin 2014 yılında bir kez ve 2015 yılında; bir kez olması nedeniyle reaktif enerji bedelinin (reaktif ceza) dikkate alınmaması gerektiğinden, davacıdan tahsil edilen reaktif enerji bedellerinin iade edilmesi gerektiğini,davacıdan tahsil edilen 120.393,04-TL reaktif enerji bedelinin davacıya iade edilmesi konusunda … ve … A.Ş, nin kusurlu ,davacıdan tahsil edilen 48.105,09-TL+8.658,92 TL(KDV) =56.764,01 TL reaktif enerji bedelinin … ve … nin kusurlu eylemlerinin bulunduğunun belirlendiği ve bu tutarların belirtilen miktar ve davalılardan alınarak davacıya iade edilmesinin belirlendiği,itiraz sonrası alınan ek heyet bilirkişi raporunda ise kök raporun aynı tespitlerine yer verildiği belirtilerek , “İş bu asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile: 1-Davalılardan … A.Ş ve … A.Ş’den 56.764,01-TL nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine, 2-Davalılar … A.Ş., ve … A.Ş’den 120.393,04-TL nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,” karar verilmiştir. Mahkemenin bu kararına karşı davacı vekili ile tüm davalılar vekilleri tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde;hükmedilen kararda faiz başlangıç tarihlerinin ödeme tarihleri yerine dava tarihi olarak belirtildiğini, ödeme tarihlerinden itibaren alacağa faiz yürütülmesi yönünden kararın düzetilmesini istemiştir. Davalı … şirket vekili istinaf dilekçesinde,bu davalı yönünden davanın tefriki gerektiğini,yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu,kısmi dava açılamayacağını ,reaktif bedeli EPDK kararlarına uygun şekilde tahsil edildiğini,bu davalıya kusur yöneltilemeyeceğini,davacının imzaladığı sözleşmede bu konudaki müeyyidelerin açıkca belirtildiğini, reaktif tüketimlerin yılda bir defaya mahsus iptali ile ilgili yönetmelik 2006 yılında yürürlükten çıkarılmıştır. 2006 yılından 26.12.2016 tarihine kadar reaktif tüketimin affı ile ilgili bir düzenleme bulunmadığını,bu nedenlerle bilirkişi raporunda hatalı değerlendirme yapıldığını, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı … Enerji …vekili istinaf dilekçesinde; kararın dayandırıldığı gerekçedeki EPDK kurul kararının 2004 yılına ait olduğunu, 2004 yılındaki EPDK kurul kararı 2014 yılı tarife dönemini kapsamadığını, her tarife döneminde Kurul kararlarının değişebildiğini,dava konusu Ekim 2014, Kasım 2014, Aralık 2014 ve Ocak 2015 tarihlerinde 18.12.2012 tarihli 4193 sayılı EPDK kurul kararının uygulanmdığını,bu kararın 01.01.2013 tarihinden itibaren uygulanmak üzere 28.12.2012 tarih ve 28511 sayı ile Resmi Gazetede yayınlandığını,EPDK’nın 18.12.2012 tarihli 4193 sayılı kurul kararında “reaktif enerjide belirlenen sınırın yılda bir kez aşılması durumunda faturalamada dikkate alınmayacağına” ilişkin bir hüküm bulunmadığını, reaktif enerjide sınırın aşılması bir takvim yılında 1 kez olması halinde dahi faturalama yapılabildiğini,EPDK’nın 18.12.2012 tarihli 4193 sayılı kurul kararında “reaktif enerji” ana başlığı altında “endüktif reaktif enerji” alt başlığı altındaki madde:13/3 “Çekilen Reaktif enerjiyi ölçmek üzere gerekli ölçü sistemini tesis eden müşteriden Enerji Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinde belirtilen endüktif reaktif enerjiye ilişkin oranların aşılmaması halinde reaktif enerji bedeli alınmaz. Bu sınır aşılırsa çekilen reaktif enerjinin tamamına (endüktif sayaçta ölçülen değer) reaktif enerji tarifesi uygulanır” hükmü yer aldığını,bu maddeye paralel bir madde de 14. maddede kapasitif reaktif enerji için düzenlenmiş olup madde 14/3:”Sisteme verilen Reaktif enerjiyi ölçmek üzere gerekli ölçü sistemini tesis eden müşteriden Enerji Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinde belirtilen kapasitif reaktif enerjiye ilişkin oranların aşılmaması halinde reaktif enerji bedeli alınmaz,bu sınır aşılırsa sisteme verilen reaktif enerjinin tamamına (kapasitif sayaçta ölçülen değer) reaktif enerji tarifesi uygulanır” hükmü yer aldığını,buna göre 01.01.2013 tarihinden itibaren uygulanmak üzere 28.12.2012 tarihinde resmi gazetede yayınlanan 18.12.2012 tarihli 4193 sayılı EPDK kurul kararına göre “Endüktif ve Kapasitif” Reaktif enerjide belirlenen sınırların aşılması halinde reaktif enerji tarifesinin uygulanacağının açık olduğunu,kompanzasyon panosundaki arızalardan davacının sorumlu olduğunu,ayrıca davacı tarafın kompanzasyon panosunda reaktif enerjinin belirlenen sınırı aşıp aşmadığını, reaktif enerjinin aktif enerjinin %kaçına ulaştığını görebildiğini belirterek ilgili kuul kararları dikkate alınmadan hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu kapsamında verilen kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı … şirket vekili istinaf dilekçesinde;mahkemenin artık yürürlükte olmayan 2004 tarihli EPDK Kurul kararı uyarınca karar tesis ettiğini, 2004 tarihli EPDK Kararının ‘Reaktif Enerji Tarifesi ‘ başlıklı bölümünde arıza durumunda ihlalin yılda 1 kez olması halinde reaktif enerji bedelinin faturalamada dikkate alınmayacağının düzenlendiğini,ancak 2012 tarihli EPDK Kurul Kararının ‘Reaktif Enerji Tarifesi’ başlıklı bölümünde bu şekilde bir düzenleme bulunmadığını,davacının arıza iddasının ispatlanmadığın,buna rağmen bilirkişilerin bu yönde hatalı değerlendirme yaptıklarını,bu davalıya kusur yöneltilemeyeceğini,ayrıca bu davalıya kusur yöneltilemeyeceği gibi,davacının 3 ay boyunca reaktif kullanım oranını kontrol etmemesi nedeniyle , dava konusu reaktif kullanım bedellerine kendi kusuru ile sebebiyet verdiğinin göstergesi olduğunu,davadaki taleplerin zamanaşımına uğradığını,hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Benzer davalara ilişkin Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2017-14777 E, 2017/14654 K.sayılı emsal ilamında 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uyuşmazlıkla ilgili “Sözleşmeden doğan davalarda yetki“ başlıklı 10. maddesi “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” hükmünü, “yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmünü, aynı Kanun’un 448. maddesi gereğince kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı hükmünü ihtiva etmektedir. HMK’nın 17. maddesinin ikinci cümlesine göre, “Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır”. HMK 167. madde uyarınca birlikte açılan davalar hakkında yargılamanın her aşamasında davaların ayrılmasına karar verilebilir. Somut olayda davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. O nedenle yetki itirazında bulunan davalı ile ilgili tefrik kararı verilmesi gerektiği açıktır. Davalı … tarafından yetkisizlik konusunda istinaf talebinde bulunulmuş isede,davalılardan … ile davacının yaptığı sözleşmede yetkili mahkemenin İstanbul mahkeme ve icra daireleri olarak belirlendiği,diğer davalı … ..şiketinin adresinin Ankara olduğu,davalı … şirketinin adresinin Maltepe/İstanbul olmasına rağmen davacı ile olan sözleşmesinde yetkili mahkemenin sözleşmede boş bırakıldığı ve yetkisizlik iddiasının sadece davalı … şirketi tarafından istinafa getirildiği görülmekle, davalıların sorumlu oldukları dönemler açısından davalı … şirketi ile davalı … şirketi,ayrıca davalı … şirketi ile davalı … şirketleri ilgli dava konusu yapılan alacak kalemleri hakkında bu davada ihtiyari dava arkadaşı olduklarından, davalı … şirketi yönünden diğer davalı … şirketi ile ilgisinin bulunmadığı,sadece davacının elektrik aldığı diğer firma olması sebebiyle aynı konu hakkında hakkında dava açılması gözetilerek,davalı … ve davalı … yönünden dava konusu yapılan alacak kalemlerine dair davanın davalı … açısından bu davadan tefriki ile hernekadar sözleşmede yetkili mahkeme belirtilmemiş isede, davalı … adresinin Maltepe/İstanbul olduğu gözetilerek bu alacak kalemine dair davada davalı … yönünden yetkisizlik kararı verilmesinin sağlanması için tefrik kararı verilmesi gerektiği gözetilerek,davacı ve diğer davalıların istinaf talepleri incelenmeksizin kararın HMK 353/1a-3.madde gereği kaldırılmasına karar verilmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı …’nın istinaf başvurusunun kabulü ile,davacı ve diğer davalıların istinaf talepleri incelenmeksizin , davalı … yönünden yetkisizlik kararı verilmek üzere davanın tefriki yönünden HMK 353/1-a-3 maddesi uyarınca kararın kaldırılarak, dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edenlere isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/09/2020