Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1235 E. 2020/119 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1235
KARAR NO : 2020/119
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/02/2018
NUMARASI : 2016/1051 E – 2018/99 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 04/02/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında elektrik abone sözleşmesinin bulunduğunu, davalı şirket tarafından davacıya kesilen faturalarda haksız olarak tahsil edilen kayıp kaçak sayaç okuma bedeli, (PSH) perakende satış hizmeti, dağıtım bedeli, iletim bedellerin haksız ve hukuka aykırı olarak alındığını beyanla bu bedellerden şimdilik toplam 10.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren hesap edilecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri cevap dilekçesinde ayrı ayrı davanın reddini talep etmişlerdir.Mahkemece; alınan bedellerin EPDK kararlarına uygun olduğunun belirlendiği gerekçesiyle; davanın reddine ve her iki davalı için ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmiştir.Mahkemenin kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde alınan bilirkişi raporunun hükme dayanak yapılamayacağını, yetersiz olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Somut olayda davanın 6719 Sayılı Kanun yürürlüğünden sonra, 17.08.2016 tarihinde açıldığı, dava tarihinde 6719 sayılı yasanın yürürlüğe girmiş olduğu, bilirkişi raporuna göre de aboneden tahsil edilen bedellerin 6719 sayılı kanun kapsamında EPDK’nın yürürlükteki tarifelerine uygun olduğu anlaşılmıştır.Bu itibarla dava tarihinde yürürlüğe giren 6719 Sayılı Kanun değişiklikleri uyarınca, diğer deyişle mevcut yasa çerçevesinde davanın konusuz kalmasından sözedilemeyeceği davacının dava tarihinde dava açmakta haklı olmadığı, 6719 sayılı yasanın yürürlüğe girmiş olması nedeniyle, toplanan deliller, abone dosyası, faturalar ve bilirkişi raporlarına göre davacından tahsil edilen bedellerin maliyet unsuru olarak alınabileceğinin yasayla açıkça düzenlenmiş olduğu ayrıca, EPDK tarifelerine uygun olduğu, kaldı ki talebin, bu bedellerin hiç alınamayacağı iddiasıyla sınırlı olduğu, oysa davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6719 sayılı kanun ile bunların maliyet unsuruna dahili sonucu alınabilir hale getirildiği anlaşıldığından, mahkemenin davanın reddine ilişkin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuş, davacının esasa yönelik istinaf talebinin HMK 353/1b-1.maddesi gereği reddi gerekmiştir.Ayrıca davalılar için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi ve diğer hususlar davacı tarafça istinaf konusu yapılmadığından istinaf incelemesi dışında tutulmuştur.Bu nedenle davacının istinaf talebinin HMK 353/1b-1.madde gereği reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Davacı harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/02/2020