Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1233 E. 2019/1495 K. 03.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1233
KARAR NO : 2019/1495
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2017
NUMARASI : 2015/581 E – 2017/1081 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/10/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacının, davalı … ile 24/11/1999 ve 14/01/2008 tarihli, davalı … A.Ş ile 15/06/2010 tarihli, davalı … A.Ş. ile 01/11/2012 tarihli, davalı …ile de 10/11/2014 tarihli elektrik sözleşmelerinin imzalandığını, davalılar tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, herhangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 10.000,00 TL’nin faizi ile birlikte davalılar taraftan tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili bilahare vermiş olduğu ıslah dilekçesi ile dava değerini 2.140.000,00 TL TL’ye yükseltmiştir. Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde özetle, kayıp kaçak ve diğer bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığını, 6446 sayılı EPDK’nın verdiği yetki ile bu bedellerin belirlenmesi için alınan EPDK kararlarının ve belirlediği tarifelerin tüm tüzel ve gerçek kişileri bağladığını, kanuni zorunluluklar gereği tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edilemeyeceğini beyanla, davanın reddini talep etmişlerdir.Mahkemece, davanın 10.000,00 TL’lik kısmi açısından konusu kalmadığından bir karar verilmesine yer olmadığına, ıslah ile arttırılan 2.130.000,00 TL’lik kısım açısından davanın reddine, davalı … San.ve Tic. A.Ş. açısından davanın bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına, bu esas üzerinden yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına, HMK 150.maddesi uyarınca yasal süresi içinde yenilenmemesi durumunda bu esas üzerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Söz konusu kararı davacı ve davalılar vekili (dosyadan tefrik kararı verilen … A.Ş. dışındaki) istinaf etmiştir.Davacı istinaf sebepleri olarak, davanın tümden konusuz kalması gerektiğini beyan ederek reddedilen ıslah edilen kısım yönü itibariyle davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı …. istinaf dilekçesinde; 10.000,00 TL’lik kısım yönünden davanın reddi gerektiğini, bu kısım yönünden ücreti vekalete hükmedilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ıslahla attırılan ve reddedilen kısım yönünden vekalet ücretinin her bir davalı için ayrı ayrı hükmedilmesini taleple, kararın kaldırılmasını istemiştir.Davalı … istinaf dilekçesinde; davanın tamamının reddini gerektiğini, mahkemece 10.000,00 TL yönünden konusuz kalmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olmasının ve bu kısım yönü itibariyle vekalet ücreti ve yargılama giderlerine mahkum edilmelerinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı … Tic. A.Ş. istinaf dilekçesinde; konusuz kalan 10.000,00 TL yönünden davanın reddi gerektiğini ve red kararı gereği yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesi gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını istemiştir.Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Tarafların istinaf sebeplerinin incelenmesinde, 6719 Sayılı Yasa yargılama sırasında 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Davacı tarafça yasanın yürürlüğe girmesinden sonra talebin ıslah yolu ile arttırıldığı, davacının bu kısım yönünden de haksız olduğu davalı tarafça istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de, davacının 6719 Sayılı Yasanın yürürlüğünden önce bu davayı açarak, kayıp kaçak bedellerinin alınamayacağını ileri sürdüğü gözetildiğinde, yargılama süresince de aynı iddiasını devam ettirerek, alınan bilirkişi raporu sebebiyle talebini artırmasına yasa bir engel bulunmamaktadır. Dava tekdir, ıslah bir haktır ve asıl davanın devamıdır. Diğer deyişle, asıl davadaki hukuki iddianın devamıdır, ayrı bir iddia sözkonusu değildir. Dava sırasında yürürlüğe giren yasayla kayıp kaçak bedellerinin maliyet unsuru olarak, değişik adlarla faturaya yansıtılmasının kabul gördüğü ve eldeki davalara uygulanacağı düzenlendiğinden dava bu sebeple konusuz kalmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmayacaktır. Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Bu sebeple mahkemece asıl ve ıslahen arttırılan talep yönünden “dava konusuz kaldığından; esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK 331/1 maddesi uyarınca yargılama gideri ve bu kapsamda maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesi gerektiğinden, mahkeme kararı kaldırılarak yeniden dava dilekçesindeki değer ve ıslah ile arttırılan kısım yönünden davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve davacı lehine de tüm davalılar için tek ve ortak sebebe dayanarak red edildiği gözetilerek Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu ücreti vekalet ve yargılama giderlerine karar vermek gerektiği kanaatiyle davacının istinaf talebi yerinde görülmüş ve HMK 352/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden hüküm kurulması gerekmiştir. Davalıların istinaf taleplerinin incelenmesine gelince, davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E, 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Bu itibarla, davanın yasa değişikliği sebebiyle reddine karar verildiği de gözetilerek, davalılar lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi mümkün olmadığından, davalıların istinaf talepleri yerinde görülmemiş ve HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalı …San. ve Tic. A.Ş. açısından hükümle tefrik kararı verildiği ve hakkındaki karar gerekçeli kararla tebliğ edildiği halde istinafı olmadığından hükümde bu kısım aynen muhafaza edilmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;A-Davalıların istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine,B-Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 352/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında;1-Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,2-Davalı …San. ve Tic. A.Ş. açısından davanın bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına,3-Bu esas üzerinden yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına, HMK 150.maddesi uyarınca yasal süresi içinde yenilenmemesi durumunda bu esas üzerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine, 4-Davanın tamamı konusuz kaldığından davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … A.Ş, …Ticaret A.Ş, …A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, 5-Harçlar yasası uyarınca belirlenen karar harcı olan 31,40-TL’nin, peşin alınan 170,78 TL ve 36.375,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 36.545,78 harçtan mahsubu ile fazla harç olan 36.514,38 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,6-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 266,00 TL yargılama giderinin davalılar … A.Ş, …ve … A.Ş’den tahsili ile davacıya verilmesine, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, 8-Sair istinaf sebeplerinin reddine,İstinaf incelemesi ile ilgili olarak;Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin istinaf eden davalılardan ayrı ayrı alınarak Hazineye irat kaydına, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davacıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davacının istinaf sebebiyle yaptığı 184,00 TL yargılama giderinin davalılar … A.Ş, …ve …. A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,Davalıların istinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalılar üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/10/2019