Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1224 E. 2020/1012 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1224
KARAR NO : 2020/1012
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2018
NUMARASI : 2017/681 E – 2018/66 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı firmanın …. nolu elektrik tesisatına ilişkin davalı şirketin abonesi olduğu işyerinde davacının poşet işi ile uğraştığını, davacının 19.08.2014 tarihinde ticari faaliyetine başladığı, faaliyet başlarken ölçü devresindeki sayaç da davalı şirket tarafından mühürlenerek kontrol altına alınmış olduğunu, davalı şirketçe davacının işyerinde kurulu sayacı, OSOS (uzaktan okuma sistemi) sistemine uyumlusunun takılması için sökülmüş olduğu, davacının sayacımn bir bozukluk ya da eksik tüketim nedeniyle sökülmediği, sayaç değiştirildikten iki yıl sonra ek tahakkuk yapılmasının yasal dayanağı bulunmadığı, yeni ticari faaliyetine başlayan davacı işyerinde ilk aylarda tüketimin düşük olmasının işin doğası gereği olduğunu, sayaca bir müdahalenin olmadığı, tüketimin artmasının nedenin ise iş hacminin artması olduğunu,davacının kullanıcısı olduğu … no.lu elektrik tesisatına ilişkin 28.08.2014 – 04.05.2015 döneminde davacının ölçü devresinde tüketimi kayıt altına alan kuruma kayıtlı sayaç takılı olduğu, sayaca herhangi bir müdahalede bulunulmadığı ve endekse dayalı fatura tahakkuku yanında ticari faaliyete başladığı 9. gününde tüketimlerin düşük olduğu ve işyerini 13.03.2015 tarihinde kapattığı halde 04.05.2015 tarihine kadar 2016/9 faturasına ilave edilen 24.863,90 TL ek tahakkuk bedelinin EPDK yönetmeliğine ve kurul kararına aykırılık teşkil ettiği, davacı firmanın sayaca hiçbir müdahalede bulunmadığı halde davacı hakkında haksız olarak tahakkuk edilen 24.863,90 TL ek tahakkuk bedeli oranında borçlu olmadığı tespiti ve faturanın iptali ile öncelikle teminatsız olarak veya mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında dava konusu faturalara dayalı olarak yapılacak elektriğin kesme işleminin dava sonucuna kadar durdurulmasına ve davacının abone olma talebinin karşılanması hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kullanıcısı olduğu … no.lu elektrik tesisatına ait … seri numaralı … marka sayacın 15.02.2016 tarihli laboratuar muayenesi sonucunda “Arızalı” ve “Ekranının kapalı olduğu” tespiti yapılmış olduğu, tespite istinaden tüketimlerin incelendiği, 30.08.2015 ile 31.05.2016 tarihleri arasındaki tüketimler referans alınarak 28.08.2014 ile 04.05.2015 tarihleri arasımdaki döneme ilişkin 65.808 kWh eksik tüketim tahakkuku yapılmış olduğu, eksik tüketim nedeniyle 2016/09 dönemli 26.093,90 TL elektrik faturası düzenlenmiş olduğu, davalı Şirket tarafından tanzim edilen fatura ve hesap bültenleri tamamen Eneıji Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 14/b-3 hükmüne uygun olduğu, davacı tarafın resmi aboneliğini 19.08.2014 tarihinde yapmış olsa da mahalde yeni faaliyette bulunan şahıs olmadığı, bu tarihten önce … adlı şahsın aboneliği bulunduğu, davacının dava dışı … adlı şahıs ile birlikte firmayı işlettiği, … adlı şahsın aboneliği döneminde 30.12.2009 tarihinde de tesisatta bulunan … seri numaralı sayacın yanmış ve okunuyor olması sebebiyle sökülmüş olduğu ve tutulan tutanağın firma yetkilisi sıfatıyla bizzat … tarafından imzalanmış olduğu, davalı kurumca davacı tarafın başvurusu üzerine incelemelerde bulunmuş olduğu, 20.10.2016 tarihli çevre araştırmasında ” mahallin 2014 yılına kadar 2 yıl boş olduğu, 2014 yılının sonlarına doğru kullanılmaya başlandığı (tüketim kayıtlarının 2014/08 döneminde tahakkuk olmaya başlamış olduğu) granül kırma işinin yapıldığı, işlerin zayıf olması nedeniyle sürekli çalışamadığı, çevre araştırmasından yaklaşık 1 ay önce mahallin kullanım amacının değiştiği, artık poşet imalatı yapıldığı bilgilerine ulaşıldığı, çevre araştırmasından abonenin ek tüketim hesaplanan tarih ile muntazam dönem seçilen tarih aralığında benzer davranışlarla çalıştığı tespit edildiği, söz konusu tesisata ait tüketim grafiği de incelendiğinde tüketime referans alman muntazam dönem ile eksik tahakkukun yapıldığı arızalı dönem arasındaki tüketim farkının açıkça görüldüğü, bu araştırma ve bilgiler ışığında davacı yanın davalı kuruma yapmış olduğu fatura itirazının reddedildiğini, davacının 13.03.2015 tarihinde işyerini kapatmış olduğunu söylemesine rağmen 2016/09 dönemli güncel kullanıma ait bedeli kabul ettiğini, eğer söz konusu yeri davacı işletmiyorsa ihtiyati tedbir kararının hukuki yararının bulunmadığı, bu çelişkilerin davacı yanın iddialarındaki haksızlığı açıkça gösterdiği beyan edilerek davanın reddine, ihtiyati tedbir karannın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda ; davacı tarafın aboneliğinde bulunan 5591841 nolu elektrik tesisatında 28/08/2014- 04/05/2015 tarihleri arasında kurulu olan … nolu sayacın hatalı tüketim kaydettiği, işbu arızalı sayaç tespitine istinaden, davalı kurumca düzenlenmiş olan 2016/9 dönemli faturası ile davacı tarafa tahakkuk ettirilmesi gereken eksik tüketim bedelinin (ek tahakkuk) Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 14/b-3maddesi çerçevesinde yapılan tespit ve hesaplamalara istinaden 7.473,39 TL olduğu, davalı kurumca yapılan hesaplamalarda 24.863,90 TL ek tahakkuk bedeli tespit edildiği, bu doğrultuda davalı kurumca davacı taraftan 24.863,90 – 7.473,39 = 17.390,51 TL.nın fazla tahakukkuk ettirildiği gerekçesiyle; “Davanın kısmen kabulü ile, dava konusu PBB2016000060928 nolu ve 2016/09 dönemli 24.863,90 TL ek tahakkuk bedelli faturanın 17.390,51 TL’lik kısmından davacının borçlu olmadığının tespitine” karar verilmiştir.Söz konusu kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; yapılan bu tahakkuk müvekkil kurum tarafından tamamen enerji piyasası denetleme kurulu tarife ve yönetmeliklerine uygun olarak düzenlendiğini, Enerji Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 14/b-3 hükmü; “(1) ve/veya (2) numaralı alt bentlerde düzenlenen tespitin bulunmadığı durumlarda; varsa tüketicinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa tespit tarihinden sonraki tüketicinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması dikkate alınarak hesaplama yapılır ve fark tüketiciye iade veya fatura edilir.” denilmekte olduğunu, mahkeme tarafından hükme alınan bilirkişi raporunda ise, “ihtilaf konusu sayaç endeksleri incelendiğinde 23.01.2015 tarihleri ile 04.05.2015 tarihleri arasında büyük bir düşüş yaşandığı, davacının almış oldukları makinaları iade ettiği ve işi bıraktığı iddialarının aksine tüketim değerlerinin sayaç değiştirildikten sonra makul olmayan bir ivme ile yükselmiş olduğu, davalı kurum tarafından düzenlenen tespit tutanağının aksi sabit oluncaya kadar hukuki nitelik taşıyan geçerli belgelerden sayıldığı, davacının abonesi bulunduğu tesisatın 28.08.2014-04.05.2015 tarihleri arasında kurulu olan ELM 78128942 nolu sayacın arızalı olduğu ve hatalı tüketim değerleri kaydettiği,buna göre eksik tüketim hesabı yapılıken de ihtilafsız sayacın dikkate alınmasının teknik açıdan daha tutarlı olduğu “yönünde tespitler yapıldığını,sayacın ihtilaf konusu dönemde arızalı olduğu bilirkişi tarafından da açıkça belirtilmiş olmasına rağmen eksik tahakkuk hesabı yapılırken, geçmiş dönem tahakkuklarını bu bedellerden düşürülerek hesaplama yöntemine gidildiğini,bu hesaplama yöntemine ve rapora itirazlarının dikkate alınmadığını,hükme elverişli olmayan ve itirazlarının giderilmediği bilirkişi raporuna göre hüküm verilmesinin yasaya aykırı olduğunu beyanla,kararın kaldırılmasını istemiştir.Davacı sayacının arızalı olduğu ve eksik tüketim kaydetmesi nedeniyle sayaca ait geçmiş dönem sağlıklı verilerinin bulunmadığı gözetilerek, geçmiş dönem verilerinin ihtilafsız olarak kabul edilmesine olanak olmadığı açık olduğundan,ilgili Enerji Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği, kapsamında tespit tarihinden sonraki dönemde tüketicinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerin ortalaması baz alınarak yapılan hesaplama ile sayacın eksik tüketim kaydetmesi,bu nedenle ilgili döneme dair ödenen geçmiş tüketim fatura tutarlarınında bu bedelden düşülmesi suretiyle yapılan hesaplamayı içerir bilirkişi raporu taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bulunmuştur.Yeni bir bilirkişi incelemesinin davaya katkı sağlamayacağı açıktır.Buna göre ,mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun olduğundan, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1b-1.madde gereği reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1b-1.madde gereği reddine,Alınması gereken 1.187,94 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 296,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 890,96 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/10/2020