Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/119 E. 2018/777 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/119
KARAR NO : 2018/777
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2017
NUMARASI : 2015/175 E- 2017/1159K
DAVANIN KONUSU : Alacak (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ :21/06/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında … müşteri numarası ile … sayılı 2 adet ticari faaliyet amacıyla elektrik abonesi sözleşmesi imzalandığını, abonelik sözleşmesi kapsamında davalı tarafından tahakkuk ettirilen faturalarda; kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletişim sistem kullanım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli adı altında ücretler davacıdan tahsil edildiğini, davacının faturaları düzenli olarak ödediğini, herhangi bir kaçak faaliyetinde bulunmadığını, davalı firmanın bedelleri haksız ve hukuka aykırı olarak davacıdan tahsil ettiğini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 2.000,00 TL lik tazminat bedelinin davalıdan tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı tarafça yargılama sırasında ,talep arttırılmak suretiyle 31.733.96TL’ye yükseltilmiştir.
Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunla getirilen düzenlemeler sebebiyle, dava konusu edilen bedellerin tahsilinin yasal hale geldiği, 6446 sayılı Kanunun geçici 20. maddesi uyarınca, kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş olan dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında aynı yasanın 17. maddesi uyarınca bu yasa hükümlerinin uygulanacağının belirtildiği gerekçesiyle, “davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına , Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, dava değeri itibariyle avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 3.808,08 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine “
karar verilmiştir.Söz konusu kararı her iki taraf da istinaf etmiştir.Davacı tarafın ileri sürdüğü istinaf sebepleri özetle,yürürlüğe giren yasa değişikliğinin kanunların geriye yürümezliği ilkesini ihlal ettiğini, Anayasa Mahkemesindeki davanın bekletici mesele yapılmamasının da hukuka aykırı olduğu şeklindedir.
Davalı taraf ise, davanın reddine karar verilmesine rağmen , davalı lehine vekâlet ücreti /yargılama giderlerine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
HMK.nun 355. maddesi uyarınca, taraf vekillerinin istinaf dilekçelerinde ileri sürdüğü istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
Anılan yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine yapılan iptal başvurularının bekletici mesele yapılmamasına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde , dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde çok sayıda mahkemenin Anayasaya aykırılık başvurularının, istinafa konu kararın karar tarihi itibariyle yasal karara bağlama süresinin geçtiği ve henüz sonuçlanmadığı, bazı mahkemelerinin başvurularının da usulden reddedildiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar( Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2). Aksi halde, Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırabilir. Dolayısıyla, mahkemenin, Anayasanın m. 152,III; Any. Mah.Kuruluş Kn m. 28,IV c,2 gereğince, Anayasa Mahkemesine başvurunun esastan incelenmesini beklemeksizin, yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması ve Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruları bekletici mesele yapmaması hukuka aykırı bulunmamıştır.Davacı tarafın bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı tarafın vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin istinaf taleplerinin incelenmesiyle, yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Bu sebeple; davacının, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden ,davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf talebinin reddine,ancak dava konusuz kaldığından ,HMK 331/1 maddesi uyarınca davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 3.808,08 TL olarak nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve hukuka aykırı olduğundan ,davalının istinaf talebinin bu sebeple kısmen kabulüne diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Böylece ,tarafların istinaf taleplerinin ,ileri sürülen sebeplerle sınırlı incelenmesi sonucunda,davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereği reddine ,davalının istinaf talebinin kısmen kabulü ile ,davalı aleyhine yükletilen vekalet ücreti yönünden karar HMK 353/1-b-2 maddesi düzeltilerek ,yeniden esas hakkında ,aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine ,
B-Davalının istinaf talebinin kısmen kabulü ile ,istinaf konusu karar ,davalı aleyhine yüklenen vekalet ücreti yönünden HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek ,yeniden esas hakkında ;
1-Davacının davasının konusuz kalması nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 31,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 34,16 TL peşin harç + 508,00 TL ıslah harcından oluşan toplam 542,16 TL harçtan mahsubu ile bakiye 510,76 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan; peşin harç, bilirkişi ücreti, posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.727,00 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, dava değeri itibariyle avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 1.980,- TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Davalının sair istinaf taleplerinin reddine,
Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam hacından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Davalı taraftan peşin alınan istinaf karar harcının, isteği halinde davalıya ilk derece mahkemesince iadesine ,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi uyarınca kesin olarak (ıslahla artırılan dava değeri nedeniyle ) oybirliği ile karar verildi. 21/06/2018