Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1179 E. 2019/1171 K. 10.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1179
KARAR NO : 2019/1171
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARAIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2017
NUMARASI : 2016/626 E- 2017/1129K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 10/07/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak bedeli gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 2.000,00- TL’nin … ve … ayrı ayrı TCMB en yüksek avans faizi ile alınarak, davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımı nedeni ile reddi gerektiğini, işbu dava muhatabının EPDK olduğunu, müvekkilinin EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereği tespit edilen tarifelere göre faturaları tahakkuk ettirdiğini, davalının EPDK’nun bu doğrultuda çıkardığı düzenleyici işlemlerine uyduğunu, müvekkilinin bu nedenle dava konusu uyuşmazlık nedeni ile sorumluluğunun bulunmadığını, davanın EPDK’ya karşı idari yargıda açılması gerektiğini, yargı yolu yönünden de davanın reddi gerektiğini beyanla öncelikle, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini savunmuştur.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle husumet yokluğu nedeni ile müvekkili açısından davanın reddini, ayrıca hak düşürücü süre/zamanaşımı yönünden davanın usulden reddini, esas yönünden ise davacının açtığı haksız davanın ve kayıp/kaçak, sayaç okuma, vs.adlar altında alınan bedellerle ilgili istemin reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini savunmuştur. Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 Sayılı Yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.Sözkonusu kararı katılma yoluyla davacı vekili ve davalılar vekili istinaf etmiştir.Katılma yoluyla istinaf eden davacının vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu bedellerin Yargıtay içtihatlarına ve hukuka aykırı olarak tahsil edildiğini, Mahkemenin yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın Anayasa’ya aykırılığı ile ilgili olarak yapılan başvuruların sonuçlanmasının beklenmediğini, 6446 sayılı Kanunun geçici 20. Maddesi doğrultusunda davanın reddine karar verildiğini, hazırlanan bilirkişi raporunda EPDK tarifeleri ve düzenleyici işlemlerin neler olduğunun belirtilmediğini, davacı açısından değerlendirilme yapılmadığını, bu yönü ile denetimden uzak bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğunu beyanla karar kaldırılarak davanın kabülünü, davalı … istinaf talebininin reddini, vekalet ücreti ve masrafların davalılara yüklenmesini istemiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu bedellerin 6719 Sayılı Yasanın yürürlüğünden önceki mevzuata göre da alınması gerekli bedeller olduğunu, sözkonusu yasanın bu duruma sadece açıklık getirdiğini, davacının dava açtığı tarihte de bu hükümlerin yürürlükte olduğunu, kararda aleyhlerine vekalet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmiş olması ve kendileri lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla kararın bu yönlerden kaldırılmasını istemiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle, esastan red olan davada vekalet ücreti ile yargılama giderinin davalı taraftan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmesinin kanuna aykırılık teşkil ettiğini ve kararı veren mahkemenin, bu kararın hukuki gerekçesini yazamadığını, bu kararın ancak bir maddi hata ile verilebilecek karar olduğunu, kararın kaldırılması ve düzeltilmesi ya da Yerel Mahkemeye geri gönderilmesi ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesini talep ederek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Anılan yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiasına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na 04/06/2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması hukuka aykırı bulunmamıştır. Kaldı ki 28/12/2017’de Anayasa Mahkemesi bu konudaki muhtelif mahkeme başvurularını reddetmiş olup, Anayasa Mahkemesince anılan yasanın eldeki davalara da uygulanacağına ilişkin hükmü iptal ettiğinden, davalı tarafın bu bedelleri maliyet unsuru olarak talep edebileceği hususu kesinleşmekle, buna ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa nedeniyle davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E – 2017/16544 K sayılı ve 2017/13142 E – 2017/16545 K sayılı kararlarındaki gibi davanın konusunun kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği halde davanın reddine karar verilmesi hukuka uygun bulunmadığından karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca bu konuda düzeltilerek “konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar vermek gerekmiştiSomut olayda; davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E – 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Dolayısıyla, davacı mevzuat değişikliği sonrası haksız çıkmış olsa da, dava tarihi itibariyle, uygulamanın haksız olduğu iddiası ile açmış olduğu bu davasında, davaya konu bedelleri tahsil eden davalılar davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, mahkemece, yasa değişikliği nedeniyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinden, yargılama gideri ile vekalet ücreti yönünden, davacı mevzuat değişikliği sonrası haksız çıkmış olsa da, dava tarihi itibariyle, uygulamanın haksız olduğu iddiası ile açmış olduğu davasında, dava tarihinde haklılığı (Baki Kuru dördüncü cilt sayfa 3687) göz önünde tutularak, anılan yasa maddeleri ve 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi gereğince, davacı lehine yargılama gideri verilmesine rağmen, maktu vekalet ücreti takdir edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmış, bunun düzeltilmesi gerekmiştir.Davalılar … ve … istinaf taleplerinin incelenmesiyle, her iki davalı da istinaf dilekçelerinde davacı lehine vekalet ücretine hükmolunduğunu belirtmiş iselerde, kararda davacı lehine sadece yargılama giderine hükmedildiği görülmekle, davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları uyarınca dava açmakta haklı olduğu gözetilerek kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı açıktır. Bu nedenle davanın yasa değişikliği sebebiyle reddine karar verildiği değerlendirildiğinde davalılar lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi mümkün olmadığından, davalıların buna dair istinaf talebi yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle; her iki davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca reddine, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kararın düzeltilmesiyle, yeniden esas hakkında “konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresi hükme eklenmek suretiyle yeniden karar verilmesine, sair istinaf sebeplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;A- Davalı … ve … istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine,B-Katılma yoluyla istinaf eden davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmesine,1-Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına 2-Harçlar kanunu gereği alınması gereken 31.40 TL harcın, davacı tarafından dava açılırken yatırılan 68.31 TL harçtan mahsubu ile bakiye fazla yatan 36,91 TL’nin talebi halinde davacıya iadesine, 3-Davacının yaptığı 27,70-TL başvuru harcı, 31.40 TL peşin harç,4,30 vekalet harcı, 128,95 TL tebligat posta masrafı, 600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 793,85 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,4-Davacı kendisini vekili ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdiren 1.980,00TL maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, 5-6719 sayılı kanunla yapılan değişiklik sonrası dava tarihindeki hükümler ve Yargıtay uygulaması dikkate alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine vekalet ücreti taktirine YER OLMADIĞINA,6-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine, İstinaf incelemesi yönünden; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından, istinaf eden herbir davalıdan peşin alınan 35,90 TL harcın ayrı ayrı mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin istinaf eden davalılardan ayrı ayrı alınarak hazineye irat kaydına, Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 115.00 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,Davalıların istinaf yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasınaİstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/07/2019