Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2018/1002 E. 2018/1085 K. 13.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2018/1002
KARAR NO : 2018/1085
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2017
NUMARASI : 2016/904 E – 2017/153 K
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
KARAR TARİHİ : 13/09/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil şirketin davalı şirketin 10091434514 ve 10011426812 abone numaralı müşterisi olduğunu, davalı şirketin abone tarihinden itibaren faturaları müvekkil şirkete tahakkuk ettirmek ve fatura bedellerini tahsil etmekte olduğunu, müvekkil şirketin davalıdan elektrik enerjisi satın aldığını, kullanmış olduğu elektrik enerjisi için kendisine gönderilen her faturayı düzenli olarak ödediğini bu güne kadar kaçak elektrik kullanmadığını, Yargıtay’ın son zamanlarda vermiş olduğu kararlarda da belirtmiş olduğu üzere davalı tarafın almış olduğu haksız ücretlerin hukuk devleti ile bağdaşmadığı bu sebeplerle de geriye dönük olarak söz konusu haksı zolarak tahsil edilen ücretlerin iadesine karar verilmesi gerektiğini, davalı tarafın müvekkilden haksız bir şekilde dağıtım bedeli, iletim bedeli, parekende satış hizmet bedeli, okuma ve kayıp/kaçak bedellerini tahsil ettiğini beyanla müvekkilinden tahsil edilen haksız ödemelerin kalem kalem hesaplanarak ticari faizi ile birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece deliller toplanarak ve davalının süresinde yaptığı yetki itirazı değerlendirilerek tacirler arasındaki sözleşmeye konu yetki şartının tarafları bağlıyacağı gerekçesine rağmen sözleşmede yazılı İstanbul Mahkemelerine değil davalı şirket merkezini esas alarak dava dilekçesinin yetki yönünden reddine ve davalı şirket merkezinin Bağcılar’da olduğu gerekçesiyle, buranın bağlı olduğu Bakırköy Ticaret Mahkemelerine dosyanın gönderilmesine karar verildiği, 07/03/2017 tarihinde verilen kararın davacıya 10/04/2017 tarihinde, davalıya da aynı tarihte tebliğ edildiği ve tebliğden itibaren yasal süre içerisinde istinaf kanun yoluna gidilmediği, bu kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bu kez mahkemece 17/01/2018 tarihinde kesinleşen bu karar akabinde yetkili mahkemeye dosyanın gönderilmesi için usule uygun bir talep bulunmadığından HMK 7/1 uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu ek kararın her iki tarafa tebliğe çıktığı ve davacı tarafça 23/01/2018 tarihinde tebliğ edilen bu karar akabinde 05/02/2018 tarihinde istinaf dilekçesi verildiği görülmüştür.
Ancak, istinaf dilekçesinin içeriğinde yukarıda izah edildiği üzere kesinleşen 07/03/2017 tarihli kararı istinaf ettiği, diğer deyişle yetkisizlik kararını istinafa getirdiği anlaşılmaktadır. İstinaf edilen karar, açılmamış sayılmaya ilişkin 17/01/2018 tarihli ek karar değildir. Hal böyle olunca davacının istinaf ettiği 07/03/2017 tarihli kararın taraflara tebliğ üzerine kesinleştiği, kesinleşen karara karşı kanuni süre içerisinde verilen bir istinaf dilekçesi olmadığı, dolayısıyla istinaf talebinin HMK 345 , 346 ve 352 maddeleri uyarınca kanuni 2 haftalık süre geçtikten sonra verildiği görülmekle, davacının istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf dilekçesinin HMK 345, 346 ve 352 maddeleri uyarınca reddine,
Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesileştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 13/09/2018