Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/973 E. 2018/10 K. 11.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2017/973
KARAR NO : 2018/10
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2017
NUMARASI : 2015/118 E – 2017/109 K
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
KARAR TARİHİ : 11/01/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazı 01/04/1997 tarihinden itibaren başkalarına kiraya verdiğini, davalının 30/11/2007 tarihli 22.466,00 TL’lik faturanın tahsili için davacı ile dava dışı … adına Bakırköy 8. İcra Müdürlüğünde takip başlattığını, takibe itiraz ettiğini, kendisinin elektrik kullanmadığını, kurumun 6111 sayılı yasa gereği takibi devam ettirerek borcu arttırdığını beyanla, bu miktar borç ve 4.697,74 TL gecikme cezası ile birlikte toplamda 26.098,51 TL’den borçlu olmadığının tespitini ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde,belirtilen dönem borçlarının davacı tarafça ödenmesi gerektiğini, 22.441,90 TL’nin tahsili için icra takibi yapıldığını, 622 sayılı yasa gereği cezalı tarife uygulandığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Davalı vekili daha sonra açıklayıcı beyan olarak davacının toplam 9.006,50 TL’lik borcu kabul ederek taksitlendirme yaptığını, ancak taksitleri ödemediğini, icra dosyasına itiraz üzerine süresinde kurumun itirazın iptali davası açmadığını, şu anda menfi tespite konu bir icra dosyası olmadığını bildirmiştir.
Mahkeme davanın kabulü ile, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … sayılı takibinde, takibe dayanak teşkil eden 30/11/2007 tarihli 22.466,00 TL’lik elektrik faturası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının İİK 72. madde gereği tespitine, kötüniyet sabit görülmediğinden tazminat talebinin reddine karar vermiştir.
Mahkemenin bu kararına karşı davalı vekili süresinde ve harcını ikmal ederek istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf dilekçesinde; davacı ile dava dışı … adına toplam 50.268,00 TL’lik icra takibi başlatıldığını, icra dosyasına itiraz edildiğinden herhangi bir işlem yapılmadığını, kuruma müracaat üzerine tahakkkuk eden 11 faturanın 6 tanesinden davacının sorumlu olduğunu kabul ettiğini ve bu bedel üzerinden borç çıkartıldığını, toplam 9.006,50 TL için taksitlendirme yapıldığını,bu borç için bonolar düzenlendiğini, davacının hiç bir taksidi ödemediğini, kurum kayıtlarında davacının borcu kabul ettiği dönemlerin sabit olduğunu, icra dosyasının itirazın iptali davası açılmadığından düştüğünü, bilirkişi raporunda alacak hakkında hesaplama yapılmadan değerlendirme yapıldığını, davacının dava açmakta hukuki menfaaatinin tartışılmadığını, bilirkişi raporunda kimlerin ne oranda sorumlu olduklarının da belirtilmediğini, davacının borç takstlendirmesi için verdiği senedin resmi senet olduğunu, bu kayıtların celbedilemediğini belirterek, yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak karar verildiğinden kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı 22/01/2012 tarihli cevap dilekçesinde öncelikle Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla davacı ve …. hakkında icra takibi yapıldığını, itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, davacının 12/06/2003, 11/07/2003, 07/08/2003, 22/08/2003, 07/10/2003 son ödeme tarihli faturalardan sorumlu tutulduğunu, davacının bu 6 dönemdeki toplam borcu 9,006,50 TL asıl alacak ile toplam 10.479,35 TL’lik borcun, dava dışı … tarafından ödendiğini ve Necdet Altınel tarafından aboneliğin üzerine alındığını, icra dosyasının 2007 yılında düşürüldüğünü, icra tehdidinin bulunmadığını belirterek, davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığını bildirmiştir.
Davacının 21/08/2016 tarihinde vefat ettiği, yargılama sırasında davacı vekili tarafından veraset ilamı ve mirasçılardan alınan vekaletname uyap üzerinden gönderilmesine rağmen dosya içine alınmadığı, karar başlığında da mirasçıların taraf olarak zuhulen gösterilmediği belirlenmiştir ise de; yargılama devamında ölen davacı yerine mirasçıların veraseti ve onlardan alınan vekaletname sunulmuş olması karşısında, karar başlığında yazılmamış olması maddi hata kabul edilmiş ve başlığa eklenmiş olup, bu madde eksikliğinin ilk derece karar başlığında tamamlanmasının, mahkemesince yerinde giderilebilecek bir eksiklik olduğu kabul edilmiştir.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda, borcun başkaları tarafından üstlenildiği, ancak davacının dava açmakta hukuki yararının olduğu, davacının bizzat yapılandırma yapmadığı, senet düzenleyen kişilerin yapılandırma yaptıkları belirtilerek, borcun üstlenilmesi ile davacı yönünden borcun sona erdiği, davacının bu borç sebebiyle borçlu olmadığı bildirilmiştir.
Öncelikle davacı ile davalı kurumdan, davadaki takip dosyasına ilişkin borç sebebiyle takibin devam ettiği ve borç miktarının arttırıldığına dair 6111 sayılı torba yasa hatırlatılarak davacıya herhangibir tebligat, muhtıra veya yazı gönderilip gönderilmediği, bu konuda davacıya bildirim yapılıp yapılmadığı hususunda varsa belgelerin gönderilmesi istenilmiş, ölen davacı mirasçıları vekili tarafından 6111 sayılı torba yasa hatırlatılarak bildirim yapıldığına ilişkin yazı örneğinin sunulduğu, yine davalı kurum tarafından da, 6111 sayılı yasa gereği davacıya bildirim yapıldığına dair müzekkere cevabının icra bilgisi ve mektup örneği ile gönderildiği görülmüştür.
2011 yılında 6111 sayılı yasa gereği davacıya icra takibine konu borç nedeniyle yapılandırma teklifi gelmesi gözönüne alındığında, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olduğu kabul edilmelidir. Esas yönünden ise; borcun yüklenilmesi taraf değişimine yol açar. Borç konusu değişmez, taraf değişir. Dış yüklenmeden dolayı artık asıl borçlu borçtan kurtulur. (TBK 196 ve 198 maddeleri)
Somut davada, alacaklı davalı ile dava dışı takip borçlusu … arasında 10.479,35 TL’lik davacıya ait borç ile ilgili, borcun dava dışı kişi tarafından üstlenilmesi ve senetler verilmesi talebi kabul görmüş, ancak bunlar ödenmediği için icra takibi yapılmıştır. Artık borcun dış üstlenilmesi ve alacaklı tarafça kabulü nedeniyle asıl borçluya gidilemeyeceği açıktır.
Dava ve takibe konu borç, dava dışı … tarafından üstlenildiği gibi, …. ile davalı arasında aynı yer için abonelik sözleşmesi de imzaladığı için abonelik sonrası borçların ….adına tahakkuk etmesi gerektiği ve sonraki borçların bu dava konusu olamayacağı düşünülmelidir. Nitekim davalı vekilinin cevap dilekçesi ve aşamalı beyanlarında davacı borcunun dava dışı … tarafından üstlenildiğinin bildirildiği de sabittir.
Bu nedenlerle davalının istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1 b-1.madde gereğince reddine,
Alınması gereken 1.534,65 TL istinaf karar harcının alınan 384,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.150,65 TL’nin davalıdan alınıp hazineye irat kaydına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 11/01/2018