Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/2375 E. 2020/770 K. 10.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2017/2375
KARAR NO: 2020/770
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/09/2017
NUMARASI: 2016/193 E – 2017/756 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/09/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket adına kayıtlı … plakalı aracın 31/10/2015 tarihinde oluşan hasar nedeniyle davalı yetkili servis …e götürüldüğünü, yetkili servisin aracın 3 hafta sonra müvekkili şirkete teslim edileceğini belirttiğini, sipariş edilen yedek parçanın gelmemesi nedeniyle aracın teslim edilemediğini, aracın Mart 2016 da teslim edilebileceğinin belirtildiğini, aracın teslim edilmemesi nedeniyle aylık 15.000,00 TL bedel ile yeni bir araç kiralandığını, her iki davalıya ihtarname gönderildiğini, ihtarname tarihinde kadar 45.000,00 TL kira bedeli ödendiğini, ancak davalı şirketlerce herhangi bir ödeme yapılmadığını, yedek parça temin edilememesinden kaynaklandığını belirterek müvekkili şirketin kiralık araç için ödediği 60.000,00 TL’nin ve davalı şirketin aracı teslim edinceye kadar ödemek zorunda kalacağı kiraların davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … plakalı aracın hasarlı olarak servise getirildiğini, hasar nedeniyle değişmesi gereken orijinal parçaların müvekkili şirket stoklarında bulunmaması nedeniyle diğer davalıdan talep edildiğini, eksper beklendiğini, parçanın değişmesi halinde 15 gün süre verildiğini, tamirin mümkün olmaması halinde parça değiştirilmesi tavsiye ve talimatı üzerine diğer davalıdan parçanın müvekkili şirkete gönderilmesi talep edilmiş ise de parçanın diğer davalıda olması nedeniyle yurt dışından celbinin gerektiğini, davacının hasarlı aracının halen serviste beklemekte olduğunu, müvekkilinin herhangi bir kusrunun olmadığını, araç kiralama bedelinin haksız ve fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın davalı şirket tarafından ithal edilmediğini, müvekkili şirket tarafından tanzim edilmiş bir garanti belgesinin bulunmadığını, aracın Mart 2016’da teslim edilecek olmasının hangi mevzuat hükümlerine aykırı olduğu konusunda bir açıklama olmadığını, davacının teknik hukuk anlamında tüketici olmadığı için 6502 sayılı TKHK SSH huzurdaki davaya uygulanmasının mümkün hukuken olmadığını, müvekkili şirkete dava yöneltilmesinin hukuki dayanağı olmadığını, müvekkili şirketin araç tamirdeyken ikame araç temin etme zorunluluğu olmadığını, davacının ne marka, ne sınıf bir araç kiraladığının anlaşılamadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; davalı … Tic. A.Ş.’ne yönelik açılan davanın reddine, davalı …’ne yönelik açılan davanın 55.000,00 TL’lik kısmının kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.Söz konusu kararı davacı … davalı … vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda özet olarak; davalı … şirketi davaya cevap dilekçesinde dava konusu edilen olayda tamir için 15 gün süre verdiğini belirttiğini, talep edilen zarardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, bilirkişi tarafından düzenlenen 14.04.2017 rapora karşı 09.05.2017 tarihli beyan ve itiraz dilekçesi sunulduğu halde itirazlarının değerlendirilmediğini, taleplerinin 5.000,00 TL’lik kısmının reddine karar verildiğini, davalı … şirketi davaya cevap dilekçesinde tamir için 15 gün süre verdiğini belirtmesine rağmen bilirkişinin beyan ve taleple bağlılık ilkesini dikkate almaksızın makul tamir süresi olarak 30 gün değerlendirerek hesaplama yaptığını, savunmayı aşar nitelikte hesaplanan 30 günlük süre hesaplamasına yasal sürede itiraz edildiğini, taraflar lehine hesaplanan avukatlık ücretinin de hatalı hesaplandığını ileri sürmüştür. Davalı … vekili istinaf başvurusunda özetle; müvekkili şirketin davaya konu aracın ithalatçısı ve satıcısı olmadığını,aracın tamirve onarım işlerinin garanti kapsamında yapılmadığını, Gri market araçların tamir-onarım işleri için yasal bir sürenin öngörülmedğini,yedek parçaların ise diğer davalı tarafından piyasadan temin edilmesinin mümkün oduğunu,müvekkilinin ikame araç tahsis yükümlülüğünün de bulunmadığını,müvekkilinin pasif husumet ehliyetinin olmadığını, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen garanti belgesinin bulunmadığını, bu sebeple davacıya karşı hukuki sorumluluğunun olmadığını, aracın 31.10.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle tamir ve onarım için davalı servise sbırakıldığını,bedeli mukabilinde diğer davalı şirket tarafından tamir edildiğini, müvekkilinin bu ilişkinin tarafı olmadığını,garanti kapsamı dışındaki araç için müvekkilinin parça temin garantisi altında bulunmadığını, müvekkili ile diğer davalı arasında da müvekkili tarafından ithal edilecek parçaların kullanılacağı üçüncü kişilerden parça temin edilmeyeceği yönünde anlaşma olmadığını, tek yedek parça tedarikçisi olmadığını, sorumluluğun münferiden diğer davalıda olduğunu,mhükme esas alınan araç kira bedeline ilişkin hesaplamanın da hatalı olduğunu, ithalatçının sorumluluğundan bahsedilemeyeceği gibi günlük kira bedelinin fahiş olduğunu, TBK’nın 86/2 maddesine göre çeşit borcu söz konusu olduğundan, davacıya karşı kira parası sorumluluğunun mevcut olması halinde bunun sınırının ancak ve sadece ortalama bir aracın günlük kirası kadar olması gerekitğini, o tarih aralığında ortalama aracın günlük kira parasının ise 100,00 TL olduğunu, raporu itirazlarının dikkate alınmadığını, rapordaki tamir süresine ilişkin hesaplamanın da hatalı olduğunu,davacının tacir tüzel kişi olması nedeniyle Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliğinin olayda uygulanamayacağını,aracın 03.11.2015 ttarihinde diğer davalıya teslim edildiğini, parça siparişinin ise 09.12.2015 tarihinde verildiğini, tarih arasında müvekkiline iletilmiş yedek parça talebinin bulunmadığını,yedek parçanın diğer davalıya 16.03.2016 tarihinde teslilm edildiğini, aracın teslimine kadar geçen 6 günden müvekkilinin sorumlu olamayacağını, siparişin verilip parçanın teslimine kadar geçen sürenin 68 gün olup parça temini için 10 günlük makul sürenin kabulü halinde dahi 58 günlük süre için kira ödendiğinde bunun 29.000,00 TL olacağını,raporda 110 günlük sürenin esas alındığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, aracın tamir için bırakıldığı serviste onarımın geç yapılması nedeniyel oluşan zararın tahsili talebine ilişkindir.Dosya kapsamından; davacı şirkete ait aracın 31.10.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası parça değişimini gerektiren bir arıza oluşması sebebiyle yetkili servis olan davalı … Tic. A.Ş.’ye 03.11.2015 tarihinde teslim edildiği, yetkili servis tamir için gerekli parçayı temin edilmek üzere … marka aracın Türkiye temsilciliğinden parça temini 09.12.2015 tarihinde talep edildiği, davalı …’de parça istimini kabul ederek aracın üretim yeri olan Almanya ülkesinden talep edildiği ve bu hali ile parça gelmesinin uzun süre aldığı, yedek parçanın 16.03.2016 tarihinde teslim edildiği, aracın bu tarihten sonra tamir işinin yapılarak davacıya 22.03.2016 tarihinde teslim edildiği, bu hususlarda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı görülmüştür. Somut uyuşmazlıkta mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı …’nin sorumluluğunun aracın teslim süresinden itibaren hesaplandığı, ancak gerek davacı iddiası gerekse bilirkişi raporlarında davalı … tarafından parça siparişinin ise 09.12.2015 tarihinde verildiği görülmekte ise de sorumluluğun başlangıç tarihinin aracın servise bırakıldığı tarih olarak esas alınması hatalıdır. Parça siparişinin verildiği tarihten itibaren normal bekleme süresinin hesaplanarak bu süreyi aşan kısım üzerinden hesaplama yapılması gerekirken yazılı şekildi karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Açıklanan nedenlerle; davacının ve davalı … AŞ’nin istinaf başvurularının kabulü ile kararın HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, “parça siparişinin verildiği” tarihten itibaren bekleme süresinin hesaplanarak bu süreyi aşan kısım üzerinden hesaplama yapılması için dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalı … AŞ’nin istinaf başvurularının kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapımak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edenlere isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/09/2020