Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/2357
KARAR NO : 2019/1695
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/05/2017
NUMARASI : 2014/1228 E – 2017/356 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/10/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalı şirket tarafından sağlanan 212 3.. 60 00 numaralı telefon hattı görüşmelerine dair 29 Kasım – 29 Aralık 2013 fatura dönemine ait olmak üzere 20.01.2014 tarihli … fatura ID no’lu 21.864,00 TL tutarlı ve Ocak 2014 dönemine ait 31.01.2014 tarihli .. fatura ID numaralı 24.874,50 TL tutarlı faturalara itiraz edildiğini, ancak hizmetin aksamaması içinde zorunlu olarak ödemelerin yapıldığını, ilk faturaya yönelik itirazın reddedildiğini, diğer itiraz konusundaysa bir bildirimde bile bulunulmadığını, müvekkili şirketin telefon numarasının ana santral numarası olup, altında 600 adet …hattı bulunduğunu, itiraz konusu döneme ilişkin arama detay rapuru çıkartıldığını ve müvekkili şirkete ait … hattından yine alt … numarası olan 3.. 60 80 numaralı hattın yaklaşık 9.200 kez arandığının görüldüğünü, aynı havuzda çalışan hattın dönem içerisinde 9.200 kez aranmasının mümkün olmayıp, müvekkili şirketin gelen çağrıları santrali üzerinden IP tabanlı çalışan gateway cihazına yönlendirerek Sytel santral sunucusuna aktardığını, bu yönlendirme işleminin, son derece hatalı olarak davalı şirket tarafından dış arama olarak değerlendirilip, ücretlendirilerek, müvekkiline dış arama ücreti olarak fatura edildiğini, bu konudaki düzeltme taleplerininde sonuçsuz kaldığını, … karşılaştırma tablosunda davalı taraftan gelen detaylı arama raporu ile … karşılaştırma tablosunda, çağrıların dakikasına kadar aynı olduğunu, buna rağmen düzeltme taleplerinin kabul görmediğini, bu şekilde müvekkili şirketten tahsil olunan toplam 46.738,50 TL miktarın yaklaşık 42.500,00 TL tutarındaki kısmının fazladan ve haksız ödenmek zorunda kalındığını beyanla 42.500,00 TL’nin ödenme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Telekom vekili cevap dilekçesinde özetle; zararın varlığı halinde bunun sistemi kuran personel veya şirketlerden talep edilmesi gerektiğini, bu itibarla husumet itirazında bulunduklarını, yapılan inceleme sonucunda müşterinin diğer diğer aramalarının normal seyrinde olduğu, söz konusu dönemde santralde herhangi bir arızanın ya da tarife hatası olmadığının tesbit edilip, müşterinin kendi mahallini kontrol etmesi gerektiğinin rapor edildiğini, müvekkili şirketin aramaların içeriğini denetleme yükümlülüğü ve yetkisinin bulunmadığını, fatura bedellerinde herhangi bir hata bulunmadığını, davaya konu numaranın dahili hat numaralarından biri olduğunu, ne varki sistemi kuran teknik personel tarafından dahili aramaların müvekkili şirket şebekesine yönlendirildiğini, müvekkili şirketin oluşan zararda bir kusurunun bulunmadığını, bina içi sitemin yapılmasından davacının sorumlu olduğunu, davacı yanın bu bakımdan gerekli önlemleri almadığını, standart olarak çağrı kurma ve ücretlendirme yapılmış olması karşısında sebepsiz zenginleşme iddiasınında yerinde olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi, bu kapsamda iki adet fatura tanzimi ve bedelinin itirazla ödendiği hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı şirketin 2004 yılından bu yana 10.02.2004 tarihli sözleşme ile santral kurulum şekli ile birlikte bu sistemi kullanmakta olduğu, … (Direct Inward Dialing) -doğrudan dahili arama- santrallerinin sabit telefon işletmelerinin abonelerine sağladığı bir özellik olup, bir telefon hattı için belirli bir numara havuzunun aboneye tahsisinin yapıldığı, böylece tek bir telefon hattı olan şirketin, çalışanlarına ayrı ayrı telefon hattı almak zorunluluğundan kurtulduğu, buna karşın dava konusu olayda aynı havuzda çalışan hattın aranmasının mümkün olmaması prensibine rağmen bu şekilde arama gerçekleştiği, davacı şirkete, gelen çağrı ilanı, santral üzerinden IP tabanlı çalışan gateway cihazına yönlendirilerek Sytel santral sunucusuna aktarılmasında, davalının dış atama olarak değerlendirip davacıya dış arama ücreti olarak fatura edildiğini, … karşılaştırma tablosunda, detaylı arama raporu ile … santral sunucu raporunun karşılaştırılmasında, çağrıların dakika dakika aynı olduğunun tesbit edildiğini, davacı şirket alt … numarası ile dış arama yapılmadığının sabit olduğunu, davalı yanın bu yöndeki itirazlarına karşın ek raporda da belirtildiği üzere, iç aramaları dış arama gibi fatura eden davalı şirketin kural koyucu ve teknik üstünlüğüne nazaran ve sistemin uzun yıllardır çalışma süreside dikkate alındığında data merkezi üzerindeki sunucu ve bilgisayar sistemlerinden santral üzerindeki sitemleri ve tanımları bazında tespit edip teknik değerlendirme ve inceleme yapma yükümlülüğü karşısında kusurlu olduğu, davacı yanın ödeme dökümlerine nazaran davalı yana yapılan ödemelerin 2.000,00 – 3.000,00 TL aralığında olduğu da tesbit edildiği” gerekçesiyle davanın kabulüyle 42.500,00 TL davacı alacağının, ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili davacıya verilmesine karar verilmiştir.Söz konusu kararı davalı … vekili istinaf etmiş olup, istinaf dilekçesinde özetle; davacının kendi santralindeki hatalı işlemler nedeniyle çağrıları müvekkili şirket şebekesine yolladığını, zararın sistemi kuran personel veya şirketlerden istenmesi gerektiğini, mahkemece husumet itirazlarının değerlendirilmeden karar verildiğini, müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını, davacının itirazı üzerine müvekkili tarafından yapılan teknik incelemede söz konusu dönemde santralde herhangi bir arızanın olmadığının tespit edildiğini, davacının itiraz dilekçesinde kendileri tarafından kurulan sistemden bahsetmiş olduğunu, sistemi kuran teknik personel tarafından dahili aramaların müvekkili şirket şebekesine yollandığını, aramaları denetleme yükümlülüklerinin olmadığını, bu nedenle müvekkilinin kural koyucu ve teknik olarak üstün taraf olduğuna ilişkin gerekçenin hukuki dayanağının olmadığını, kök ve ek raporlarda davacının kusurunun tartışılmadığını, davacının tacir olması nedeniyle ticari faaliyetine ilişkin her türlü önlemi alması gerektiğini, bina içi tesisatın yapılmasından davacının sorumlu olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Dava, davalı …. tarafından davacı şirketle imzalanan sözleşme kapsamında tahsis edilen ISDN hattına bağlı telefonların dahili aramaları dış arama olarak kaydettiği iddiasına dayalı zararın tazmini istemine ilişkindir. Hakim, davanın çözümü için kendisinin sahip olmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde, bilirkişinin oy ve görüşünü almalıdır. (HMK m.266 v.d). Bilirkişi kendisinden sorulan husus hakkında, özel ve teknik bir bilgiye sahip ve o konuda uzmanlaşmış olmalıdır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişilerin bilgisayar mühendisi ve mali müşavir olduğu görülmekle telefon hattının ve santralinin işleyişi ile ilgili uzmanlıklarının bulunduğu hususunda dosya içerisinde bir bilgiye rastlanılamamıştır.O halde, mahkemece kurulumu davacının yaptığı santraldeki hatadan mı yoksa santral hatası olmaksızın davalı … yaptığı ücretlendirmeden mi kaynaklandığı konusunda telekom haberleşme uzmanı, elektronik ve bilgisayar uzmanı bilirkişi raporu ile tarafların olaydaki varsa kusur oranları da irdelenip davacının alacağı bulunup bulunmadığı konusunda, kural koyucu ve teknik üstünlüğün tek başına kusur olup olmadığı da tartışılarak Bilişim ve Telekomünikasyon alanında konusunda uzman bilirkişi heyetinden, davalıların olaydan dolayı sorumlulukları hususunda yeniden rapor alınması, oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, yetersiz bilirkişi raporu ve eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2014/11427 E – 2014/15444, 2014/4000 – 2014/10925, 2014/5708 – 2014/8007 K.)Bu itibarla, mahkemece yapılan yargılamada konsunda uzman olmayan bilirkişilerin sunduğu raporun esas alındığı, bu haliyle tarafların dayandıkları delil ve esas yönden incelemenin eksik olduğu değerlendirilerek HKM 353/1-a-6 maddesi gereğince karar kaldırılarak Bilişim ve Telekomünikasyon alanında konusunda uzman bilirkişinin de yer aldığı heyetten, davalıların olaydan dolayı sorumlulukları hususunda yeniden rapor alınmasıyla oluşacak sonuca göre karar verilmesini temin için kararın kaldırılmasıyla dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca karar kaldırılarak bilişim ve telekomünikasyon alanında konusunda uzman bilirkişi heyetinden, davalıların olaydan dolayı sorumlulukları hususunda yeniden rapor alınacak yeni bilirkişi raporu ile tarafların olaydaki kusur durumları da irdelenip, davacı alacağı bulunup bulunmadığı konusunda yeni bir rapor alınması, kural koyucı ve teknik üstünlüğün tek başına kusur olup olmadığı tartışılarak yeniden karar verilmesinin temini için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a ve 353/1-a maddeleri gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/10/2019