Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/2317 E. 2018/1392 K. 19.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/2317
KARAR NO : 2018/1392
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/03/2017
NUMARASI : 2014/1672 E – 2017/206 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 2011 yılında akledilen Elektrik Enerjisi Tedarikçi ve Tüketimi Sözleşmesine aykırı ve haksız olarak müvekkilinden tahsil edilmiş kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli ve diğer haksız olarak alınan bedellerin, bilirkişi aracılığıyla tespit edilerek, ödeme tarihinden itibaren işletilecek ticari temrrüt faiziyle birlikte şimdilik 1.000,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının kısmi dava açmakta hukuki yararı bulunmamakta olduğu, davacı tarafından kurul kararından kaynaklanan düzenlemenin iptali için öncelikle idari yargıda iptal davası açılması gerektiği, davanın husumet yönünden reddi gerektiği, müvekkilinin dağıtım şirketi değil, perakende satış lisans sahibi bir toptan satış A.Ş olduğu, tahsil edilen bedellerin müvekkili şirket tarafından … Elektrik Dağıtım A.Ş’ye ödendiği, sadece müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturalarda değil, dağıtım şirketinin faturalarında da bu bedel kalemlerin yer aldığını beyanla ,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, husumetin tüm dava konusu kalemleri uhdesinde bulunduran …Elektrik A.Ş’ye yönetilmesi gerektiği gerekçesi ile davacının davasının husumet nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacıdan haksız olarak tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin istirdadına ilişkin işbu davada husumetin kanuna ve içtihatlara uygun olarak sözleşmenin tarafı olan davalı şirkete yöneltildiği, davalının dağıtım şirketi ile olan rücu ilişkisinin bu davanın konusu olamayacağı ileri sürülerek, kararın kaldırılması istenilmiştir.
HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava,davacıdan hukuka aykırı olarak tahsil edildiği iddia edilen kayıp kaçak vs. adlar altında yapılan tahsilatların iadesi talebine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, “Elektrik Enerjisi Tedariki ve Tüketimi Sözleşmesi 2011 yılında taraflar arasında akdedilmiştir.Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumunun 27.09.2012 tarih 28424 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 12.09.2012 tarihli 4019 sayılı kurul kararı ile Elektrik Piyasası Kanunu’nun 3/1 maddesinin (c) bendi hükmü çerçevesinde, dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin dağıtım şirketleri tarafından 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine ilişkin hazırlanan, “Dağıtım Ve Perakende Satış Faaliyetlerinin Hukuki Ayrıştırılmasına İlişkin Usul Ve Esaslar”ın kabul edilerek, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine karar verilmiştir. Kaldı ki; somut olayda talep sözleşme tarihinden sonra tahsil edilen tüm bedellerin iadesine ilişkin döneme aittir. Davalının bölünmeden önceki borçtan sorumluluğu BK 203. maddesine göre devam eder. Davalı şirketin, tedarikçi sıfatından dolayı davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin iadesi talebi bakımından, somut olayda pasif husumet ehliyeti bulunduğunun kabulü gerekir.Böylece emsal nitelikli Yargıtay kararında kayıp kaçak bedellerinin iadesi hususunda açılan davalarda husumetin sözleşme yapılan şirkete yöneltilmesi gerektiği vurgulanmıştır. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/11060 E. 2017/967 K. ve 08.02.2017 tarihli kararı) Görüldüğü üzere, sorumluluk sözleşmenin tarafı olan şirkette olup somut olayda sözleşmenin tarafı olan şirket davalı şirkettir. Yine Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/18311 E 2015/15438 K ve 08.10.2015 tarihli kararında da, tedarikçi ve pazarlayıcı konumda bulunan şirketlerin sorumluluk doğduğu tespit edildiğinden dava konusu bedellerin iadesinden müteselsilen sorumlu olduğu vurgulanmıştır. Açıklanan nedenlerle; davalı hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmesi usul ve hukuka aykırı olmakla , davacının istinaf talebinin kabulü ile, HMK 353/1-a-4 maddesi uyarınca karar kaldırılarak, davanın esas yönünden yeniden incelenmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf talebinin kabulü ile, HMK 353/1-a-4 maddesi uyarınca karar kaldırılarak, davanın yeniden incelenmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/10/2018