Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/2266 E. 2018/1544 K. 09.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/2266
KARAR NO : 2018/1544
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2017
NUMARASI : 2016/514 E- 2017/619K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 09/11/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin motorlu araç yedek parça satışı ve tamiri yapan bir şirket olup, bu kapsamda davalı şirkete ait araçların bakımı, tamiri ve parça değişimi işlemlerini yaptığını ve bu işlemler nedeniyle düzenlenen iş emirleri kapsamında faturalar düzenlendiğini, müvekkilinin davalıdan olan alacağının fatura ve ticari defterler, hesap ekstresi, iş emirleri ile sabit olduğunu, davalı tarafın buna rağmen borcunu ödememesi nedeniyle hakkında 17.735,81-TL alacağının tahsili için Bursa … İcra Müdürlüğünün …esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı borçlunun haksız yere icra takibine itiraz etmesi nedeniyle icra takibinin durduğunu beyanla , haksız itirazın iptali ile icra takibinin devamına ve alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasında iddia edildiği gibi bir ticari ilişki bulunmadığını, müvekkili şirket yetkili ve çalışanlarının davacı taraftan herhangi bir mal ve hizmet satın almadığını, dosyaya ibraz edilen fatura ve iş emirleri formlarının tamamına yakının imzasız olduğu, araç plakası belirtilmediği gibi imzalı olanların ise müvekkili şirket çalışanı olmayan ve kim oldukları belli olmayan kişilerce imzalandığı, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini , diğer taraftan bir kısım İş Emir Formlarının bazılarında müvekkiline ait araçlara ilişkin plakalar belirtilmekte ise de bu araçların Bursa …. Noterliğinin 19/03/2015 tarihli,… Yevmiye Nolu Kira Sözleşmesi ile 16/03/2015 tarihi itibariyle 1 yıllığına dava dışı…a kiralandığı, kira sözleşmesi ile sözleşmede belirtilen araçların fiili hakimiyetinin dava dışı … ‘a geçtiği, müvekkili şirketin uzun süreli kira sözleşmesi gereği bu araçların işleteni olmayıp dava dışı …r’ın araçların işleteni durumuna geldiğini, anılan sözleşme kapsamında kiralanan aracın kira süresi boyunca kullanımından dolayı bozulma ve yıpranma masraflarının kiracıya ait olacağının kararlaştırıldığı, bu kapsamda davacı tarafça belirtilen tarihlerde söz konusu araçlara ilişkin tüm hukuki sorumluluğunun dava dışı…’a ait bulunduğunu, davacı tarafça bahse konu edilen faturaların da müvekkili şirkete tebliğ edilmeyip ticari defterlerinde de kayıtlı bulunmadığından davacı tarafça tek taraflı olarak oluşturulan kayıt ve belgelere delil olarak dayanılamayacağından , davanın reddi ile davacı aleyhine % 20’den aşağı olmayacak şekilde haksız icra tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı tarafın fatura, iş emri içerikleri ile söz konusu araçlara hizmet verdiğine dair iddialarını usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defter ve dayanağı kayıtlar ile ispat ettiği, davalı taraf ise araçların bir kısmının kendisine ait olmayıp, kendisine ait olanlarla ilgili uzun süreli kira sözleşmesi akdettiği iddiasında bulunmuş ise de, bir kısım araçların davalı şirket adına trafikte kayıtlı olduğu ibraz edilen uzun süreli kira sözleşmesinin araç trafik kayıtlarına şerh verilmediği, kayıt maliki olan davalı yanın yapılan işten sorumlu olacağı, diğer kayıtlar ve itirazları ile ilgili olarak ise ticari defter ve dayanağı kayıtlarını ibrazdan kaçındığı, davacının, sunduğu tüm kayıt ve belgelere, usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerine göre davasını ve alacağını ispat etmiş sayılacağı, davalının ise bu konuda bir ödeme belgesi sunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Sözkonusu kararı ,davalı vekili istinaf etmiş olup,trafik kayıtlarına kira sözleşmesinin şerh edilmediği gerekçesi ile verilen kararın hatalı bulunduğunu, dava konusu tüm araçların uzun süreli kira sözleşmesi ile dava dışı kişiye kiralandığını, kira sözleşmesinin trafik kaydına şerh edilmesi gibi bir yasal zorunluluk bulunmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, kendilerinin ticari defterlerinin incelenmediğini, karşı taraftan herhangi bir hizmet alınmadığından defterlerinde kayıt bulunmadığını beyan ederek, gerektiği takdirde hacimli defterlerin bilirkişi incelemesine sunulacağını, defter ibrazından kaçınmadıklarını, davacının ticari defter kayıtları esas alınarak hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılması istenmiştir.
HMK nun 355. maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, istinafa konu uyuşmazlık, yüklenici (davacı) ile araç maliki (davalı) arasında araç tamirine ilişkin sözleşme ilişkisinin kurulup kurulmadığı, buna bağlı olarak da davacı yüklenicinin, davalıya ait aracın onarım bedelini, araç maliki olması sebebiyle davalıdan talep etmekte haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davalı tarafın, dava konusu araçların uzun süreli kira sözleşmesi ile dava dışı şirkete kiralandığından, davacının işleten sıfatının bulunmadığı gerekçesi ile borçtan sorumlu olmayacağına ilişkin istinaf sebebinin incelenmesiyle ,2918 sayılı KTK hükümlerine göre “işleten” sıfatının tesbiti, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan sorumluluk yönünden önem taşımaktadır. Somut olay yönünden ise ,işleten sıfatının kime ait olduğu önem taşımamaktadır.Olayda tatbiki gereken hükümler Türk Borçlar Kanunu’nun eser sözleşmesine ilişkin hükümleri ile HMK’ nun isbata yönelik hükümleridir. TBK m. 470.maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi; yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Eser sözleşmesi, “iş sahibi” ile “yüklenici” arasında yapılan bir anlaşma uyarınca ve önceden kararlaştırılan belli bir bedel karşılığında, iş sahibinin denetimi ve gözetimi olmaksızın “bağımsız” bir çalışmayla bir nesnenin “yapımı veya bakımı-onarımı ya da üstlenilen bir işin ” yerine getirilmesidir. Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye, iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise iş sahibine düşer.
TBK’nın 12. maddesi uyarınca sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir. Eser sözleşmeleri de geçerliliği şekle bağlı olmayan sözleşmelerden olmakla sözlü, yazılı veya resmi şekilde akdedilebilirler. Ancak HMK’nın 200. maddesinde bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerlerinin 2.500,00 TL’sini geçtiği takdirde senetle ispat olunması gereği düzenlemiş olup; uyuşmazlık ve karşı tarafın hukuki ilişkiyi inkarı hâlinde eser sözleşmesinin varlığının da HMK’nın 200 ve devamı maddelerine göre ispatlanması gerekir.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davalının dava konusu ve plakaları bildirilen araçlarını , 16/03/2015 tarihli noterde düzenlenen 1 yıllık ” Kira Sözleşmesi” adlı sözleşme ile dava dışı şirkete kiraladığı, bu araçların kira sözleşmesi süresi içinde davacı şirket tarafından iş emirlerinin kira dönemine ait olduğu, davacının tamir bedelini davalı araç malikinden talep ettiği, davalının ise araçların onarımı için davacı şirketle aralarında yapılmış bir anlaşma mevcut olmadığını, araçları tamir için davacı şirkete kendisinin götürmediğini iddia ederek, taraf olmadığı sözleşmeden doğan borçtan sorumlu tutulamayacağından bahisle ödemeden imtina ettiği anlaşılmaktadır.
Eser sözleşmesinde, sözleşme ilişkisinin varlığını ispat yükü yükleniciye aittir. Taraflar arasında araç tamirine dair yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Tek taraflı faturaların davacı defterinde kayıtlı olması, fatura içeriği hizmetin verildiğini kanıtlamaya yeterli değildir. Esasen aynı faturaların, davalı defterlerinde kayıtlı olmuş olması halinde de, o faturaların içeriği hizmetin verildiğinin ispatı için yeterli değildir. Hizmet olgusunun ispatı, salt faturayla sağlanamaz. İş emirleri kiralama süresine ait olduğu gibi, bunların davalıyla ilgi ve illiyeti de kurulamamıştır. Bunlar, davalı imzasını içeren belgeler niteliğinde değildir. Davacı, davalı ile aralarında araç tamirine ilişkin sözleşme ilişkisinin kurulduğunu HMK 200 ve devamı maddeleri gereğince ispat edememiştir. Davacı, dava dilekçesinde ve delil listesinde açıkça “yemin” deliline de dayanmamıştır. Onarım işi ile ilgili olarak fatura tanzim edilmesi ve ticari defterlerine kaydedilmesi, davacnın alacaklı olduğunu göstermez. Hal böyle olunca mahkemece; eser sözleşmesinde, sözleşme ilişkisinin varlığını ispat yükünün yükleniciye ait olduğu, yüklenici olan davacının, davalı ile aralarında araç tamirine ilişkin sözleşme ilişkisinin kurulduğunu ispatlayamadığı göz önünde bulundurularak, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, iş bedelinin davalıdan tahsiline yönelik olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple davalı tarafın istinaf talebinin yerinde olduğundan , HMK nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca karar kaldırılarak “davanın reddine” dair aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında ,
1-Davanın reddine,
2-Davalının haksız icra tazminat talebinin , koşulları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli 31,40 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 214, TL harçtan mahsubu ile , bakiye -fazla 182,60,- TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
4-Davalı vekille temsil edildiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir edilen 2.180,-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Davacı tarafça yapılan masrafın üzerinde bırakılmasına ,
6-Davalı tarafça yapılan masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra HMK’nun 333. maddesi uyarınca taraflara iadesine,
Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
Davalı tarafça istinaf sebebiyle yapılan 44,80,-TL masrafın davacıdan alınarak ,davalıya verilmesine,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa ,karar kesin olduğundan istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine ,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/11/2018