Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/2252 E. 2018/1749 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/2252
KARAR NO : 2018/1749
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: …1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2016
NUMARASI : 2016/391 E – 2016/1096 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 06/12/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 07/09/2012 tarihinde sonradan abone olduğu yerin fiili kullanıcısı olduğu dönemde 02/08/2012 tarihinde kaçak su kullandığının tespit edildiğini, buna yönelik fatura bedelininin tahsili yönünden yapılan takibe haksız itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; alınan bilirkişi raporunda, davalının ödemesi gereken asıl borç miktarının 1.843,85-TL, gecikme miktarının 2.124,41-TL ve gecikme KDV’sinin 206,82-TL olduğu, davacının İSU Tarifeler Yönetmeliğinin 46 ve 69/j maddelerini ihlal ettiği, abonenin suyunu kapatmadığı, sözleşmeyi iptal etmediği, zararın ve borcun artmasına sebep olduğu ve bu nedenle davacının Borçlar Kanununun 44. maddesi uyarınca müterafik kusurlu olduğu, bu nedenle gecikme miktarı ve KDV toplamı olan 2.331,23-TL den indirim yapılması gerektiğinin belirlendiği, davalının 02/08/2012 tarihinde kaçak su kullandığının tespit edildiği, kaçak su kullanım tespiti yapıldıktan sonra davalının 07/09/2012 tarihinde aboneliği üzerine aldığı, aboneliğin üzerine kaydı için verdiği dilekçesi ile 2001 yılı 02. döneminden 2012 yılı 09. dönemi aralığındaki borçların da üstlenildiği, kaçak tüketim tahakkuku borçları ödenmediği gibi yeni sayaç okuma işleminin de davalı tarafından sürekli engellendiği, bu nedenle bilirkişinin, davacı tarafın alacağın tahsilinde müterafik kusuru ile gecikme cezasına sebebiyet verdiği konusundaki mütalaasına katılmak mümkün olmadığı gerekçesiyle; “Açılan davanın kabulü ile; davacı tarafça davalı aleyhine yapılan icra takibine itirazın iptali ile takibin devamına,davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlar oluşmadığından reddine”karar verilmiştir.
Mahkemenin bu kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur. İstinaf dilekçesinde, davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken, reddi kararının usul ve hukuka uygun olmadığını beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davadaki somut uyuşmazlığın kaçak su kullanımına dayalı itirazın iptaline ilişkin olduğu,davalının eyleminin haksız fiil niteliğinde bulunduğu açıktır. Ayrıca İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Somut olayda, dava konusu alacak miktarı haksız fiile dayandığından, (likit) belirlenebilir olmadığı ve yargılama sonucu belirlendiği kabul edilmekle, icra inkar tazminatı talebinin reddine dair verilen karar usul ve hukuka uygun olduğundan, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1.madde gereğince reddine karar verilmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,
Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/12/2018