Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/2170 E. 2018/859 K. 03.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/2170
KARAR NO : 2018/859
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/09/2017
NUMARASI : 2016/560 E – 2017/638 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/07/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmetleri bedeli, TRT payı, enerji fonu, dağıtım bedeli, KDV gibi adlar altında faturalara yansıtılan sözleşmelere ve kanuna aykırı olarak tahakkuk ettirilerek, tahsil edilen bedellerin haksız olduğunu bildirmek suretiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL davalıdan ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte tahsil edilerek, davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri cevap dilekçesinde özetle; EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereği tespit edilen tarifelere göre faturaların tahakkuk ettirildiğini, 6446 sayılı Kanunun 17/1. maddesi ve 4628 sayılı Kanunun 27/6. maddesi ile EPDK kararları ve Elektrik Piyasası Mevzuatı gereğince düzenlenen faturalar elektrik maliyetinin bir unsuru olduğunu, söz konusu bedellere ilişkin kurul kararı yürürlükte ve mevzuatın bir parçası olduğundan bu bedellerin tahsil edilmesinde hukuka bir aykırılık olmadığını bildirmek suretiyle davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İlk derece mahkemesince, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunun 17. maddesine 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile eklenen 10. fıkra hükmü ve 6719 sayılı kanunla eklenen geçici 20. madde hükmü esas olmak üzere davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davalıların vekilleri tarafından süresi içinde istinafa başvurulmuştur.
Davalı vekilleri ayrı ayrı istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin daha önce şirketin tahsil ettiği bedeller yasaya uygun değilmiş gibi yeni yasal düzenleme sonrasında yasa değişikliği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin usulsüz olduğunu, 6719 sayılı yasanın yürürlüğü ile değişen bir durum olmadığını, aksine faturaya konu edilen bedellerin tahsilinde oluşan tereddütlerin giderilmiş olduğunu, bu nedenle davacı yararına vekalet ücreti takdiri ile yapmış olduğu yargılama giderlerinin davalılardan tahsiline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirmek suretiyle kararın kaldırılmasını, davanın reddini, davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmişlerdir.
Davalıların istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ilk derece mahkeme kararının incelemesiyle; 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır,” hükmünü içermektedir. Hal böyle olunca, dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişiklikleri, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalarda) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. geçici 19. ile 20. maddeleri, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır. O halde, davalı dağıtıcı şirket, mevcut yasal düzenleme ile dava konusu bedelleri abonelerinden tahsil edebileceği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E, 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, mahkemece, yasa değişikliği nedeniyle, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken red kararı verilmesi yasaya uygun değilse de; bu husus davalı tarafça istinaf konusu yapılmadığından, inceleme dışı tutulmuştur.
Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Davalıların, lehine vekalet ücreti/yargılama gideri takdiri gerektiği yolundaki istinafları yönünden yapılan incelemeye göre ise; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesinin 2017-382 E.sayılı bu konudaki istinafla sınırlı yaptığı inceleme sonucu, red kararını, muhafaza ederek sadece vekalet ücreti ve yargılama giderini düzelterek verdiği kararının Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2017/13884 E.sayılı onaması da emsal alınarak , somut davada; dava açıldığı tarihte davacının, dava açmakta haklı olduğu, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, dava tarihindeki haklılık durumu sebebiyle (davalının istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak inceleme yapıldığından) davacı lehine maktu vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin usul ve hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalıların buna dair istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalıların istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine,
Davalılardan alınması gereken 35,90’ar TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50’şer TL’nin istinaf eden davalılardan ayrı ayrı alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden tarafların üzerlerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/07/2018