Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/2164 E. 2019/1862 K. 27.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2017/2164
KARAR NO : 2019/1862
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/06/2017
NUMARASI : 2015/1111 E – 2017/450 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 27/11/2019
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının dava konusu alacağa ilişkin faturaların tanzim edildiği dönemde davalı borçlu şirketin Çorum ili bayiliğini yaptığını, bu nedenle Çorum ilinde hasarlı olan araçların…. markası adı altında onarımını yaptığını, onarım neticesinde oluşan masrafı davalı şirkete fatura ettiğini, davalının davacıya fatura bedelini ödemediğini, ödenmeyen bu fatura bedelleri için davalı aleyhine yasal takibe başlanıldığını, davalı tarafından itiraz edilerek durdurulduğunu, davalının kötüniyetli olduğunun, Haziran 2015 tarihli faturalar aleyhinde icra takibi başlatıldıktan sonra 05/10/2015 tarihinde davacıya iade edilmesiyle ortaya çıktığını ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını, icra inkar tazminatını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; fatura tebliğinin tek başına alacak hakkı doğurmadığı gibi alacağın ispatına da yeterli olmadığını, ibraz edilen faturaların davacı tarafından tek taraflı düzenlendiği için tek başına davayı ispata yeterli olmadığını, davacının düzenlediği dava konusu on bir adet faturada, dosya numarası, araç plakası, miktarı, birim fiyatı, dolu hasarı onarım hizmetini hangi araçlara verdiği, hangi araçların ne tür tamir edildiği, yapılan onarım hizmetinin niteliği, kullanılan parçalar, hizmetin adedi ve türü belli olmadığından VUK 229 ve TTK 21. maddesinin aradığı nitelik ve şartları taşımadığını, takip dayanağı ve dava konusu faturalara dayalı hizmet verilmediğinden, borcu olmadığı gerekçesiyle, başlatılan Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takibe itiraz edildiğini, davacı tarafça hizmet verilmeden ve bedelsiz olarak VUK 229 ve TTK 21’e aykırı düzenlenerek tarafına gönderilen faturaların davacıya posta ile iade edilerek gönderildiğini ve Eyüp ….Noterliğinden 05/10/2015 tarih ve … yevmiyeli ihtarname keşide edildiğini, kötüniyetle icra takibinde bulunan ve itirazın iptali davası açan davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir.Mahkemece; Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … E. sayılı takip dosyası getirtilmiş, vergi dairesinden davalı şirketin 2015 yılı BA formları istenmiş, tanıklar dinlenilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “taraflar arasında teknik servis hizmetine yönelik ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen ve takibe dayanak toplam 11 adet faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafça fatura konusu hizmetin alınmadığı beyan edilmiş ise de, davacı tanığının beyanları göz önünde bulundurulduğunda ve davalının takip tarihi itibariyle 2015 yılına ait toplam 11 adet faturayı vergi dairesi’ne beyan etmiş olduğunun düzeltme öncesi BA formlarından anlaşılması karşısında, davacının faturalara konu servis ve tamir hizmetini verdiğinin ispatlanmış olduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; Bakırköy….. İcra Dairesi’nin … E. sayılı takibine borçlu tarafından yapılan itirazın asıl alacak tutarı olan 79.948,62 TL yönünden iptali ile takibin 79.948,62 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile devamına, davacının davalıyı takip tarihinden önce temerrüde düşürmediği anlaşılmakla işlemiş faiz yönünden talebin reddine, alacak likit olduğundan 79.948,62 TL asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.Söz konusu kararı davalı vekili istinaf etmiş olup, istinaf başvurusunda özetle; mahkeme, tarafından, davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin bir kısmı toplanmadığı gibi gösterilen delillerin hiç değerlendirilmediğini, davacı tarafın 2015 yılındaki dolu hasarı nedeniyle tamir hizmeti verdiğine dair fatura kestiğini iddia ettiğini, 2015 yılı itibarıyla tamir hizmetinin verilmiş olduğu Çorum Bölgesinde, fatuaraların tanzim edildiği dönemde dolu yağıp yağmadığının meteorolojiden sorulmasını talep ettikleri halde bu delilin toplanmadığını, bilirkişi raporlarına itiraz dilekçelerindeki itirazların giderilmediğini, söz konusu hizmeti yaptığı ileri sürülen davacının usta işçilerinin SSK – muhtasar beyanname, işe giriş – çıkış bildirgeleri ve ticari defter kayıtları, hizmetin verildiği ve faturaların kesim tarihi itibarıyla davacının ticari defter ve kayıtlarında bilirkişiler tarafından inceleme yapılmadığını, tanık beyanları ile faturaların çeliştiğini, dava konusu faturaların kesilmiş olduğu tarihler Haziran 2015 içinde olup dinlenen tanık beyanları ile fatura konusu hizmetin verildiği tarihlerin farklı olduğunu, faturanın alacağın varlığına tek başına delil oluşturmayacağını, hizmetin yapıldığının ve teslim edildiğinin ispatı gerektiğini, söz konusu faturalarda teslim alan ve teslim eden kısmları boş ve imzasız olup, raporda da bildirildiğini, davalı tarafça akdi ilişkinin kanıtlanamadığı gibi fatura kapsamının bağlayıcı olabilmesi için öncelikle yanlar arasında faturada gösterilen işlerin yapımı konusunda akdi ilişkinin kurulmuş ve işin de yapılmış (hizmetin) olduğunun davacı tarafça yasal delillerle kanıtlanması gerektiğini, bunun kanıtlanmadığını, emsal Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, bilirkişi raporlarında davacı tanıklarının aleyhe olan beyanlarının nazara alınmadığını, sundukları 10.11.2014 tarihli dolu hasarına ilişkin örnek faturadan anlaşılacağı üzere müvekkili tarafından anlaşmalı bayilerine yaptırılan işlerin, sigorta şirketleri için yaptırıldığından VUK ve TTK uyarınca öncelikle sigorta eksperi tarafından açılan hasar dosyasına konu araçın dosyası açılıp eksperin ismi ve hasar dosya no belirtilip aracın plakasıda işlenip ücret onaylandıktan sonra bayiler tarafından dolu hasarı onarım işlemi yapılıp müvekkili davalı şirkete yapılan işlem ve masraflar kalem olarak belirtilip fiyatı bildirilerek fatura düzenlendiği halde davacı tarafından kesilen faturalar ile örnek sundukları faturalar karşılaştırıldığında, gerçekte dolu hasarı yapılan araç-plaka-dosya numarası-eksper ismi kayıtlı olmadığı gibi, faturanın kesildiği 2015 yılı Haziran ayında Türkiye’de ve Çorum bölgesinde dolu hasarı meydana gelmediğini, davacı taraf ile müvekkili şirket arasında bayılık sözleşmesi olmadığını, dinlenen tanıkların da dava konusu faturaların kesildiği tarihten bir yıl önce 2014 yılında dolu hasarı nedeniyle tamirat yaptıklarını bildirdiklerini, TTK’nın 23. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen karine uyarınca; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerektiğini, faturanın sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerektiğini, sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belgenin fatura niteliğinde olmadığını, sadece faturanın tebliğ edilmiş olmasının akdi ilişkinin varlığını ispatlamayacağını, davacının 2015 yılı yevmiye kebir ve envanter defterleri üzerinde dava konusu faturalara ilişkin hizmetin verilmesine ve işin yapılmasına dair 2015 yılı Haziran ayı kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, davacı tanık beyanları da nazara alınarak – kaporta ve boya uzmanı-otomotiv uzmanı- makine mühendisi, malı müşavirden oluşacak bilirkişi heyetınden söz konusu faturalar ve verilen hızmet ve kullanılan malzeme ve işçiliğe dair bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği ve Yargıtay kararları muavecesinde faturada gösterilen işlerin ve işçilik giderlerinin davacı defterlerinde maliyet bedelleri araştırılmadığını ileri sürerek, HMK 353 /6 uyarınca davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin bir kısmı toplanmadan ve gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle HMK 353/1-a fıkrası gereği davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Dava, davacı şirketin davalının Çorum ilinde bayiliğini yaptığı ve hasarlı araçları tamir ettiği, buna ilişkin faturaların ödenmediği iddiasıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında teknik servis hizmetine yönelik ticari ilişki bulunduğu, takibe dayanak toplam 11 adet faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı tanığının beyanları ve davalının 2015 yılına ait toplam 11 adet faturayı vergi dairesine beyan etmiş olduğu, düzeltme öncesi BA formlarından anlaşıldığından, davacı defterlerinde olup, davalının defterine kaydetmediği ancak vergi dairesine verdiği B-A formları ile bu faturaları bildirdiği, buna göre fatura konusu servis ve tamir hizmetine ilişkin akdi ilişkinin varlığının ve verildiğinin kabul edildiği dikkate alınarak, davacının faturalara konu servis ve tamir hizmetini verdiği, bunun davalı tarafça alındığı anlaşılmıştır. Davalının, vergi dairesindeki düzeltme beyanını, bu davaya konu faturalar için, icra takipleri açıldıktan sonra yaptığı ve sonrasında faturaları iade ettiği tespit edildiğinden itibar edilmemiştir. Buna göre; davalı şirketin davacıdan aldığı, malzeme ve hizmet alımlarına ilişkin faturalarını (BA) formları ile vergi dairesine bildirdiği, böylelikle bu miktar borcun varlığının kabul edildiği, ödeme kayıtlarına rastlanmadığı, davalının ödeme savunmasının da bulunulmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Açıklanan nedenlerle; davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 5.461,29 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.366,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.095,29 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleşince istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/11/2019