Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/2123 E. 2018/1436 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/2123
KARAR NO : 2018/1436
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2017
NUMARASI : 2016/585 E – 2017/319 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/10/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; abone olan davacıdan, davalı tarafça düzenlenen elektrik faturalarında, her hangi bir tüketim karşılığı olmayan, kayıp kaçak, iletim, dağıtım, PSH bedeli, TRT payı ve elektrik tüketim vergisi gibi bir kısım adlar altında tahakkuk ettirilen ve haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürdüğü bedellerden, şimdilik 37.461,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Söz konusu kararı davacı ile davalılar ve katılma yoluyla davalı … AŞ vekilleri istinaf etmişlerdir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk itirazlar hakkında karar verilmeden esasa ilişkin karar verildiğini, davalı … AŞ’nin mazeretinin kabul edilmediğini, 6719 sayılı yasanın dava tarihinde henüz yürürlüğe girmediğini, kanunların geriye yürümezliği kuralına aykırı olarak uygulandığını, tarifedeki oranla işlemlerin örtüşüp örtüşmediğinin bilirkişi incelemesi ile resen araştırılması gerektiğini, 6719 sayılı yasanın bu olaya uymadığını, davanın reddi kararının hatalı olduğunu beyanla, konusuz kalması halinde bile haklılık oranının araştırılması ile gerektiğinde davanın konusuz kalması sonucu davacı lehine masraf ve vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı …ve davalı İçtaş …. AŞ vekili ile katılma yoluyla davalı … AŞ vekili istinaf dilekçelerinde ayrı ayrı; davanın reddine karar verilmesine rağmen davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin de açıkca aykırılık teşkil ettiğini belirterek, kararın yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda düzeltilmesini talep etmiştir.
İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak ilk derece mahkeme kararının incelemesiyle; 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Hal böyle olunca, dava tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişiklikleri, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalarda) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. geçici 19. ile 20. maddeleri, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır. O halde, davalı dağıtıcı şirket, mevcut yasal düzenleme ile dava konusu bedellerin tahsilini talep edebilecektir.
Davacı bilirkişi raporu alınmamış olmasını istinaf sebebi olarak bildirmiş ise de, iddianın ileri sürülüş şekline göre ve taleple bağlılık kuralı gereği, bu bedellerin hiç alınamayacağı ileri sürüldüğünden, bilirkişi incelemesi yapılmasının bu uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlamayacağı kabul edilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa nedeniyle, yürürlüğe giren geçmişe etkili 6719 sayılı Kanun nedeniyle, davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E – 2017/16544 K sayılı ve 2017/13142 E – 2017/16545 K sayılı kararlarındaki gibi “davanın konusunun kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerektiği halde davanın reddine karar verilmesi hukuka uygun bulunmadığından davacının buna dair istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek “konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca davalıların istinaf sebeplerine göre, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir. Somut davada; dava açıldığı tarihte davacının, dava açmakta haklı olduğu, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, yargılama giderlerinin davalılardan tahsili ile davalılar lehine masraf ve vekalet ücreti taktir edilmemesine ilişkin karar usul ve yasaya uygun olup bu nedenle davalılar lehine masraf ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden davalıların bu konudaki istinaf talebinin ayrı ayrı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekir.
Davacının vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik istinaf sebeplerine gelince; somut olayda; davacı tarafın dava açıldığı tarihteki mevzuat, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E – 2014/679 K. sayılı kararı ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları gereği içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, bu kapsamda kayıp kaçak ve diğer bedellerin tahsilini talep edebileceği dikkate alındığında, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği ya da içtihadı birleştirme kararı gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Dolayısıyla, davacı mevzuat değişikliği sonrası haksız çıkmış olsa da, dava tarihi itibariyle, uygulamanın haksız olduğu iddiası ile açmış olduğu bu davasında, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, mahkemece, yasa değişikliği nedeniyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinden, vekalet ücreti yönünden ise davacı mevzuat değişikliği sonrası haksız çıkmış olsa da, dava tarihi itibariyle, uygulamanın haksız olduğu iddiası ile açmış olduğu davasında, dava tarihinde haklılığı (Baki Kuru dördüncü cilt sayfa 3687) göz önünde tutularak, anılan yasa maddeleri ve 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi gereğince, davacı lehine maktu vekaleti takdir edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davalıların istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, davacının istinaf talebinin kısmen kabulü ile kararın HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca “red” hükmü ile “davacı yargılama giderlerine dair ” hüküm kısmı düzeltilerek yeniden esas hakkında; “konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının yaptığı 200,00 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, davalıların yaptıkları yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına ve lehlerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, sair istinaf taleplerinin reddine” karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Davalı Bedaş, davalı … Tic. AŞ ve katılma yoluyla davalı … A.Ş’nin istinaf taleplerinin ayrı ayrı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine
B-Davacının istinaf talebinin kısmen kabulü ile; HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca karar düzeltilerek yeniden esas hakkında;
1-Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına
2-Alınan 639,75 TL peşin harçtan, alınması gereken 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 608,35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davacı tarafça yatırılan 31,40 TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine
3-Davacı tarafça yapılan 200,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT gereğince 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının taraflara karar kesinleştiğinde talep halinde iadesine,
Davacıdan peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine
Davalılardan istinaf sebebiyle alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından, herbirinden peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL’nin her bir davalıdan ayrı ayrı alınarak Hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça istinaf sebebiyle yapılan 192,50 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine
Davalıların istinaf yargılama giderinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361. madde uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25/10/2018