Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/2120 E. 2020/125 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/2120
KARAR NO : 2020/125
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2017
NUMARASI : 2014/1431 E – 2017/692 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 05/02/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının inşa edeceği sitenin elektrik enerjisi için … bağlı … müracaat ettiğini, … enerjiyi verme şartlarını bildirdiğini, davalının tek satıcı gücünü kullanarak trafo, yer altı iletim kabloları, … ve benzeri hükümlülükleri, yasal düzenlemelere aykırı olarak davacıya yüklediğini, yasal düzenleme gereğince abonenin, … yerine yapacağı yatırım bedelinin tüketilen elektrik bedelinden düşmesi gerektiğini, davacının elektrik alabilmek için yaptığı harcama bedeli olan 636.181,05.-TL.nin inşa tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazı ile sözleşmenin sunulmadığını, ayrıca bağlantı anlaşması yapılıp yapılmadığı, yapılan tesisin yenileme ve genişleme yatırım projeksiyonu içinde olup olmadığı, karşı tarafın mahsup talebinin yatırımın başlangıcında red edilip edilmediği hususlarının açıklığa kavuşturulması gerektiğini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı, hak düşürücü süre ve husumet itirazı ile birlikte TİP özel C Enerji müsadesi belgesinde, davacı şirketin istemiş olduğu gücün bazı şartlarla yeteri kadar trafo merkezi ve bu merkezden itibaren komple alçak gerilim şebekesi davacı şirket tarafından tesis edilerek … işletme ve bakım karşılığında devredilmesi ile enerjilendirileceğinin belirtildiğini, davalı şirketin mevcut yönetmeliklere riayet ettiğini, tesislerin değeri karşılığında işletme ve bakımlarını yapmakta olduğunu, Enerji Müsade Belgesinin 24. maddesine göre, şartları kabul etmedikleri takdirde 45 gün içinde yazılı itiraz süresi olmasına rağmen, davacının bu sürede itirazı olmadığını beyanla, davanın reddini istemiştir.Davada, davacının talebi üzerine inşaat alanına elektrik temini için davacı tarafından yapılan yatırım giderlerinin davalılardan tahsili talep edilmektedir.Mahkeme “Davanın kabulüyle, 636.181,05.-TL’nin 22/04/2010 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacının dağıtım tarife bedelinden düşülmesine” karar vermiştir. Mahkemenin bu kararına karşı davacı ve davalılar istinaf talebinde bulunmuşlardır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme kararına esas alınan mevzuatın değiştiğini, davalıların ödemelerini, EPDK’dan alınan yönetmeliğin uygulanması için 23/09/2014 tarihli ve 29128 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan EPDK’nın 27/08/2014 tarihinde “Kullanıcı tarafından dağıtım varlıklarının tesis edilme metedolojisi” yasal hüküme göre yapacaklarını, buna göre abone tarafından yaptırılmış olan elektrik dağıtım tesis bedellerinin en fazla 12 taksit halinde aboneye ödenmesi gerektiğini, davalıların, aboneyi yaptırılmış tesisin parasal bedelini defaten ödemek zorunda olduklarını belirterek, karar kısmen düzeltilerek, tesis bedelinin davacıya defaten ödenmesi şeklinde karar verilmesini talep etmektedir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davada davalılar yönünden müşterek müteselsil kaydının kararda belirtilmediğini, sadece davalı olarak kararda belirleme yapıldığını, kararın husumet yönünden belirsiz olduğunu, emsal kararlarda davalı … yönünden husumetten red kararlarının verildiğini, bu nedenle bu davada da davalı … hakkında davanın, husumetten reddi gerektiğini, davalı … sözleşmede taraf olmadığını, sözeşmenin nispiliği gereği bu giderden sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca davacının Tip Özel Enerji Müsadesindeki şartları kabul ederek süresinde itiraz etmediğinden bu özel şartları kabul ettiğinin ilk bilirkişi raporunda belirlendiğini beyanla, davanın reddi için kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın 21.07.2006 tarih ve 6747 sayılı yazısı ve 24.07.2006 tarih, 31–513 sayılı Yönetim Kurulu kararına istinaden … Genel Müdürlüğü ile %100 hissedarı olduğu …Anonim Şirketi arasında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 24.07.2006 tarihinde imzalandığını, elektrik dağıtım faaliyetine ilişkin olarak kullanılan mal ve hakların mülkiyetinden kaynaklı ihtilafların çözümünde yegâne sorumlunun … olduğunu, bunun dağıtım tesislerinin mülkiyetine sahip olmanın doğal sonucu olacağını, davada belirsiz alacak talebinde bulunulamayacağını, belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacı tarafın sözleşme gereklerini yerine getirdikten 5 yıl sonra kendisine sözleşme şartlarının dayatıldığı iddiasıyla yapımı tamamlanan tesislerin bedellerinin iadesini talep ettiğini, sözleşme şartları dayatılmış ve zorla tesisler inşa edilmiş olsa idi dava konusu edilen miktarın büyüklüğü de dikkate alındığında davacı tarafın derhal dava açmasının hayatın olağan akışına uygun olacağını, ancak davacı tarafın herhangi bir şekilde ihtirazı kayıt dahi sunmaksızın imzalamış olduğu sözleşme hükümlerinin aradan geçen 5 yıl gibi uzun bir süre sonra dayatıldığını iddia etmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay kararlarında, 01.03.2003 tarihli Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 6. maddesi ve Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 38/6. fıkrası ile kullanıcı tarafından “Dağıtım Varlıklarının Tesis Edilme Metodolojisi” hükümlerine tekraren atıf yapmak suretiyle davanın halli gerektiğinin ifade edildiğini, bunun ilk şartının (öncelikli şart); kullanıcı ile dağıtım şirketi arasında tesis kullanım anlaşması ve bağlantı anlaşmasının imza edilmesi olduğunu, ancak eldeki dava dosyası ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde, davacı ile davalı şirket arasında gerek tesis kullanım anlaşması, gerek bağlantı anlaşması bulunmadığını, davacı tarafın henüz bu anlaşmalar imza edilmeden yapımı tamamlanan tesislere ilişkin olarak bedel talebinde bulunmasının yasal mevzuat ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin kararları ışığında açıkça hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu konunun dosyadaki 31.10.2016 tarihli bilirkişi raporunda da açıkça ifade edildiğini, yine eldeki davada yalnızca davacı tarafın dosyaya kazandırmış olduğu faturalar üzerinde inceleme yapılarak ve başkaca bir değerlendirme sunmaksızın ikame edilen kararda, davacı tarafın davalı şirketten 636.181,05-TL alacaklı olduğunun kabul edildiğini, davacı tarafın talepte bulunabileceği miktarın, davacı tarafça dosyaya sunulan faturalar vasıtasıyla değil, çeşitli verilerin ortalamasının ele alınması ve bu bedeller üzerinden %20 indirim uygulanması suretiyle elde edilen birim fiyat üzerinden hesaplanması gerektiğini belirterek , kararın kaldırılmasını istemiştir. Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 2004 yılında … özelleştirilmesini kapsama alması sonucu, 21 adet dağıtım şirketi oluşturulmuş, 2006 yılında da bu dağıtım şirketleriyle İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalanmıştır. 2006 yılındaki bu kısmi bölünmelerle, … yanısıra, 21 adet dağıtım şirketi bilançoları yeniden yapılandırılmıştır. Özelleştirme programı kapsamında ve sonraki süreçte elektrik dağıtım müesseseleri il müdürlüklerine dönüştürülmüş ve elektrik dağıtım şirketlerine bağlanmıştır. Elektrik dağıtım şirketlerinin kurulmasından yıllar sonra ise mevzuat gereğince, ayrıca elektrik perakende satış şirketleri de kurulmuş ve elektrik dağıtım ve perakende satış faaliyetleri bu şirketler tarafından birlikte yürütülmüştür. Özelleştirme öncesinde ve sonrasında şirketlerin hakları, borçları ile yükümlüklerinde herhangi bir değişiklik olmamış; elektrik dağıtım müesseselerinin tüm alacakları ve borçları elektrik dağıtım şirketlerine geçmiştir.Davalı ….açısından,… ile … arasında imzalanan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile dağıtım faaliyetine ilişkin iş ve işlemlerde sorumluluğun davalı … ait olduğunun belirtilmesi karşısında, ilk derece mahkemesince ,davalı … husumet itirazının hiç değerlendirilmediği ve karar gerekçesinde tartışılmadan esas hakkında karar verildiği anlaşılmıştır.Bu nedenle, davalı Tedaş’ın istinaf başvurusunun incelenmesi sonucu, … husumet itirazının kararda hiç değerlendirilmediği ve karar gerekçesinde hiç tartışılmadığı görülmekle, bu husus hukuka aykırılık oluşturduğundan, HMK 353/1-a-6 maddesine göre kararın kaldırılması ile bu itirazları karşılar, gerekçeli ve gerekçede değerlendirme içerir bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, sair istinaf talepleri ile istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekmiştir
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı … istinaf başvurusunun kabulü ile,bu davalının husumet itirazının kararda hiç değerlendirilmediği ve karar gerekçesinde hiç tartışılmadığı görülmekle, HMK 353/1-a-6 maddesine göre kararın kaldırılması ile bu itirazları gerekçeleriyle birlikte karşılar şekilde bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Sair istinaf talepleri ve sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edenlere isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 05/02/2020