Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/2111 E. 2020/116 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/2111
KARAR NO : 2020/116
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2017
NUMARASI : 2016/599 E – 2017/519 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 04/02/2020
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile arasında elektrik abone sözleşmesinin bulunduğunu, davalı şirket tarafından davacıya kesilen faturalarda haksız olarak tahsil edilen kayıp kaçak sayaç okuma bedeli, (PSH) perakende satış hizmeti, dağıtım bedeli, iletim vs bedellerin haksız ve hukuka aykırı olarak alındığını beyanla bu bedellerden şimdilik 10.000,00 TL ile davacı OSB’nin enerji fonundan muaf olmasına rağmen davacıdan bu tahsilatlarla birlikte enerji fonu da tahsil edildiğini belirterek enerji fonu olarak KDV ile birlikte tahsil edilen 295.048,63 TL’nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri ayrı ayrı cevap dilekçelerinde ; kayıp kaçak bedellerin ilgili mevzuat çerçevesinde abonelere yansıtıldığını ve uygulamanın yasal bir zorunluluk olduğunu, ayrıca davacının enerji fonundan muaf olmadığını bildirmek suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın yargılaması sırasında 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa ile 6446 sayılı yasaya getirilen yeni düzenlemeler gerekçe gösterilerek, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına davacı lehine masraf ve vekalet ücreti taktirine karar verildiği görülmüştür.Mahkemenin kararını davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; kararın hukuka aykırı olduğunu, konusuz kalmaya ilişkin karar kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini, 6719 sayılı yasanın Anayasaya aykırı olduğunu, Anayasa mahkemesinde açılan iptal davası sonucunun beklenmediğini, 6719 sayılı yasanın geçmişe etkili olarak uygulanmasının kanunların geriye yürümezliği kuralına aykırı sayılacağını, ayrıca düzenlenen ve tahsil edilen faturaların EPDK düzenleyici işlemlerine aykırı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken yapılmadığını beyanla davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bu nedenlerle kaldırılmasını istemiştir. Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Anılan yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiasına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na 04/06/2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması hukuka aykırı bulunmamıştır. Kaldı ki 28/12/2017’de Anayasa Mahkemesi bu konudaki muhtelif mahkeme başvurularını reddetmiş olup, Anayasa Mahkemesince anılan yasanın eldeki davalara da uygulanacağına ilişkin hükmü iptal edilmediğinden davalı tarafın bu bedelleri maliyet unsuru olarak talep edebileceği hususu kesinleşmekle, bu yönlere ilişkin davacı istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davacı tarafın bilirkişi incelemesi yaptırılması talebi yönünden ise, davacı tarafın talebinin dava konusu bedellerin haksız alındığı, hiç alınmaması gerektiği iddiasına dayalı olduğundan, iddianın ileri sürülme şekli, mahkemenin taleple bağlılığı ilkesi gözetildiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasının davaya katkı sağlamayacağı kanaati ile davacı tarafın bu yöne ilişkin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 2018/5200 E. – 2019/115 K. ilamı) Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin benzer davalarda, eldeki davalara yönelik, yürürlüğe giren bu yasa nedeniyle davanın konusunun kalmadığına dair karar verilmesi gerektiği yolundaki emsal 2017/13140 E – 2017/16544 K sayılı ve 2017/13142 E – 2017/16545 K sayılı kararlarındaki gibi kayıp kaçak vs bedellerin istirdadına ilişkin davanın konusunun kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve hukuka uygun bulunmuştur.Ayrıca dava konusu yapılan enerji fonu bedellerinin istirdadına ilişkin ise, 3291 sayılı yasanın 2.maddesi 4.fıkrasında”Organize Sanayi Bölgesi tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak tedarikçilerden katılımcıları için temin ettikleri enerjiye ilişkin ayrıca katkı payı yatırmaz” ibaresinde tedarikçiden enerji alırken, enerji fonunun dahil olup olmadığı hususu yasa metninde açıkca belli değildir. Ayrıca katkı payı alınmaz ibaresi mevcuttur. Davacı …, dava konusu yapılan enerji fonu yönünden, kendisi enerji tedarik ederken, enerji fonu ödemeyeceğini, muaf olduğunu ileri sürmekte ise de; bundan, tedarikçisinden, katılımcılarına enerji temini için enerji alırken, enerji fonundan muaflığı anlamını çıkartmamak gerekir. Yasa, “ayrıca katkı payı yatırmaz” ibaresini kullanmaktadır. Dolayısıyla bu düzenleme, …, ayni enerjiyi katılımcılarına verirken, mükerrer enerji fonu tahsilini önlemek adına yapılan bir düzenleme olup, OSB’nin, tedarikçiden temin ederken, enerji fonundan muaflığı anlamına gelmemektedir. Benzer düzenleme TRT payı yönünden de mevcut olup, Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin kararları ile TRT payından da muaf olmadığı kabul edilmektedir. Bu konuda bilirkişi incelemesi yapılmasının davaya katkı sağlamayacağı açıktır. Bu nedenle enerji fonu yönünden de davanın konusunun kalmadığına ilişkin mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun olmakla davacının tüm istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1.madde uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/02/2020