Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/2054 E. 2018/1384 K. 19.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/2054
KARAR NO : 2018/1384
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/04/2017
NUMARASI : 2016/505 E – 2017/269 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere , müvekkilinden Eylül 2011- Aralık 2015 ayları arasında tahsil edilmiş olan kayıp kaçak bedeli, sistem kullanım ve işletim bedeli, PSH Sayaç Okuma Bedeli ile İletim ve Dağıtım Bedeli adları altında tahsil edilen yan ve ek ödemelerle, bu bedellere isabet eden KDV tutarlarından , Eylül 2011- Aralık 2011 dönemine ilişkin olarak şimdilik 10.000,00 TL, Ocak 2012-Aralık 2012 dönemine ilişkin olarak şimdilik 5.000,00 TL, Ocak 2013-Aralık 2013 dönemine ilişkin olarak şimdilik 5.000,00 TL, Ocak 2014-Aralık 2014 dönemine ilişkin olarak şimdilik 5.000,00 TL, Ocak 2015-Aralık 2015 dönemine ilişkin olarak şimdilik 5.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL’lik tutarın faturaların ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yasal zorunluluklar gereği tahsil edilen dava konusu bedellerin iadesinin istenemeyeceğini, ayrıca 17/06/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanun doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunla getirilen düzenlemeler sebebiyle, dava konusu edilen bedellerin tahsilinin yasal hale geldiği, 6446 sayılı Kanunun geçici 20. maddesi uyarınca kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş olan dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında aynı yasanın 17. maddesi uyarınca bu yasa hükümlerinin uygulanacağının belirtildiği gerekçesi ile davacı tarafın davasının reddine karar verilmiştir.
Söz konusu kararı davacı ve katılma yoluyla davalı vekili istinaf etmiştir.
Davacı tarafın istinaf sebepleri özetle,davanın reddine gerekçe olan 6719 sayılı yasanın Anayasa’ya aykırı olduğu, bu hususta Anayasa Mahkemesindeki davanın bekletici mesele yapılmamasının usul ve hukuka aykırı olduğu şeklinde olup, kararın kaldırılması,davanın kabulüne karar verilmesi istenmiştir.
Davalı taraf ise, katılma yolu ile verdiği istinaf dilekçesinde istinaf sebepleri olarak, davanın reddine ilişkin hüküm bölümünün doğru olduğu, ancak davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesinin usul ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
Davacı red kararını konusuz kalmadan dolayı karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiğinden dolayı istinaf etmemiş sadece davanın kabulü gerektiğinden bahisle istinafa getirmiş olup, davalılar da vekalet ücreti ve yargılama giderleri takdir edilmemesini istinafa getirmiştir. O halde, istinaf sebepleriyle sınırlı inceleme yapılacaktır. Davacı mevzuat değişikliği sonrası haksız çıkmış olsa da, dava tarihi itibariyle, uygulamanın haksız olduğu iddiası ile açmış olduğu bu davasında, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Bu itibarla, dava açıldığı tarihte, yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, mahkemece, yasa değişikliği nedeniyle,konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken red kararı verilmesi yasaya uygun değilse de;bu husus davacı tarafça istinaf konusu yapılmadığından, inceleme dışı tutulmuştur. Nitekim, Dairemizce verilen 2017/24 E sayılı ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2017/382 E. sayılı bu konudaki istinafla sınırlı yaptığı inceleme sonucu, red kararını muhafaza ederek sadece vekalet ücreti ve yargılama giderini düzelterek verdiği kararının Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2017/12005 E. ve 2017/13884 E. sayılı kararı ile onanmıştır.
İstinaf sebeplerin sınırlı incelenmesiyle ,yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.Anılan yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine yapılan iptal başvurularının bekletici mesele yapılmamasına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde , dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde çok sayıda mahkemenin Anayasaya aykırılık başvurularının, istinafa konu kararın karar tarihi itibariyle yasal karara bağlama süresinin geçtiği ve henüz sonuçlanmadığı, bazı mahkemelerinin başvurularının da usulden reddedildiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. (Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2). Aksi halde, Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırabilir. Dolayısıyla, mahkemenin, Anayasanın m. 152,III; Any. Mah.Kuruluş Kn m. 28,IV c,2 gereğince, Anayasa Mahkemesine başvurunun esastan incelenmesini beklemeksizin, yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 04.06.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması ve Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruları bekletici mesele yapmaması hukuka aykırı bulunmamıştır. Kaldı ki, Anayasa Mahkemesi 28/12/2017 tarihli kararı ile bu husustaki başvurunun reddine karar vermiştir.Bu sebeple davacının yerinde olmayan istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.Davalı tarafın vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin istinaf taleplerinin incelenmesiyle, yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Bu sebeple; davacının, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, davaya konu bedelleri tahsil eden davalının, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden davalı tarafın istinaf talebinin yerinde olmadığından reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı ve katılma yoluyla davalının istinaf taleplerinin, istinaf sebepleriyle sınırlı inceleme sonucu, HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı ve katılma yoluyla davalının istinaf taleplerinin, istinaf sebepleriyle sınırlı inceleme sonucu, HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine
Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 35,90’ar TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50’şer TL’nin istinaf eden davacı ve davalıdan ayrı ayrı alınarak Hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden taraflar üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/10/2018