Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/204 E. 2018/414 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/204
KARAR NO : 2018/414
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/09/2016
NUMARASI : 2015/1078 E – 2016/908 K
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
KARAR TARİHİ : 10/04/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle;davacı şirket ve davalı arasında (8) sekiz adet hat için kurumsal tip abonelik sözleşmesi yapıldığını, 7 Temmuz – 6 Ağustos 2015 döneminde tahakkuk eden 715,50 TL’nin nakden ödendikten sonra 11/08/2015 günü davacı şirketin…bank-Yıldırım Şubesinde bulunan hesabından 12.000,00 TL’nin otomatik ödeme talimatıyla çekilerek davalı uhdesine geçirildiğini ancak Temmuz-Ağustos 2015 döneminde hiçbir borcunun bulunmadığından anılan işlemin kötü niyetli gerçekleştirildiğini, paranın iade edilmesi için yapılan telefon görüşmelerinden sonuç alınamadığını, bu nedenle iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını bildirmek suretiyle 12.000,00 TL’nin 11/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıyla imzalanan kurumsal hat abonelik sözleşmesi kapsamında … numaralı hatta tanımlı olan 8 GB internet paketinin 08/08/2015 günü aşılmış olduğundan iki kez bilgilendirme mesajı gönderilmesine rağmen internet kullanımının devam ettiğini, hatta söz konusu bu kullanımın yurt dışında yapıldığından ücretlendirmede herhangi bir hata bulunmadığını bildirmek suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, yanlar arasında akdedilen GSM abonelik sözleşmesi kapsamında davacıya ait banka hesabından daha önce verilmiş otomatik ödeme talimatına dayanılarak davalı hesabına 12.000,00 TL’nin aktarılarak davalı uhdesine geçirildiği, 12.000,00 TL’ye ait davalı tarafça herhangi bir fatura sunulmadığı gibi kullanım – görüşme detaylarından da davacının davalıya 12.000,00 TL borçlu olduğunun kesin bir şekilde ortaya konulamadığı dolayısıyla 11/08/2015 tarihi itibariyle davalının davacı aleyhine 12.000,00 TL sebepsiz zenginleştiği, dava açıldığı tarihteki şartlara göre davacının davalıdan 12.0000,00 TL’yi talep etmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmek suretiyle davanın kabulüne, davanın niteliği gereği kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinafa başvurulmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının tarifesindeki hakkını doldurması nedeniyle kota aşımına neden olduğunu, kota aşımından dolayı SMS gönderildiğini, müvekkilinin hiçbir beyanında ücretlendirmede hata yaptığını kabul etmediğini, hata nedeni ile müvekkil alacaklı olmasına rağmen doğrudan tahsilat yapmadığını, aksine hata ile bankadan çekilen 12.000,00 TL’nin faturalardan mahsup ettiğini, davacı haksiz olmasına rağmen işbu davayı açtığını bildirmek suretiyle mahkemenin kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında 07.04.2015 tarihli “Kurumsal Tip Abonelik Sözleşmesi” imzalanmıştır. Abonelik sözleşmesinde abonenin asli edim yükümü, sürekli veya düzenli aralıklarla kendine sunulan mal veya hizmetin karşılığı olarak ücret ödemektir. Abonenin ücret ödeme borcu dönemler halinde yerine getirilir. İşte bu dönemlerin belirlenerek abonenin ödeyeceği ücretin belirlenmesi faturalandırmayı ifade eder. Abonelik sözleşmelerin ortak özelliği sürekli borç ilişkisi doğuran bir sözleşme olmasıdır. Bu özellikleri nedeniyle ait olduğu tip sözleşmelerin hükümleri yetersiz kaldığı ölçüde sürekli borç ilişkisi doğuran sözleşmelerin ortak hükümleri bunlara da uygulanacaktır. Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliği’ nin kapsam başlıklı ikinci maddesinin ilk fıkrasının zıt anlamından yönetmeliğinin hükümlerinin tümünün yalnızca elektrik, su, doğalgaz ve elektronik haberleşme sektöründeki abonelik sözleşmelerine uygulanacaktır, elektronik haberleşme sektöründeki abonelik sözleşmelerine ilişkin düzenlemeler, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’ nun 50’ inci maddesinde ve bu Kanun’ a dayanılarak çıkarılan Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği’ nde abonelik sözleşmelerine ilişkin düzenlemeler mevcuttur. Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliği m. 11/f.1 hükmüne göre sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça faturalandırma dönemi bir aydır. Buna göre sözleşmeden aksi anlaşılmadıkça abone her ay ücret ödeme borcu altındadır. Bundan başka aynı yönetmeliğe göre satıcı-sağlayıcı son ödeme tarihinden en 7 gün önce yönetmeliğin 19. maddesinde belirtilen içerikte tüketiciden hiçbir bedel talep etmeksizin ödeme bildirimi göndermekle yükümlüdür. Ödeme bildiriminden kastedilen faturadır. Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin 20 ila 22. maddeleri arasında fatura düzenlenmesine ilişkin hükümler yer almaktadır. Aynı yönetmeliğinin m. 20/f.8 hükmüne göre ise fatura bedelini ödemeyen aboneye karşı borcun ifası için yasal yollara başvurulmadan önce, borcunu ifa etmesi, aksi takdirde borcun yasal yollarla tahsil edileceği hakkında bilgilendirmek zorundadır.
Somut olayda, davalı kurumun yönetmelik gereği, abone sözleşmesiyle yüklendiği mükellefiyete aykırı, faturalandırmadan, zamansız, davacının banka hesabından, otomatik ödeme üzerinden uhdesine 12.000,00 TL para çekmesi hukuka aykırı olsa da, davalının sistemden kaynaklanan bir hata nedeniyle paranın çekildiğini kabul ettiği ve çekilen paranın, abonenin dönem borçları için düzenlenen faturalardan mahsup edildiğini, bakiye 2.269,07 TL paranın da mahsup edileceğini beyan etmiştir. Mahkemece, davalının bu beyanı üzerinde durulmamış, aksine konunun uzmanı olmayan bilirkişinin raporu esas alınarak, davanın kabulüne dair usul ve yasaya aykırı karar verilmiştir. Neticede, davalının savunmasının değerlendirilmesi ve savunmasına dayalı paranın, hangi faturalardan mahsup edildiğinin belirlenmesi amacıyla bilgi ve belgelerin toplanması, bilgi ve belgeler toplandıktan sonra da dosyanın GSM hizmetlerinde uzmanı bilirkişiye tevdii edilerek, çekilen paranın faturalardan mahsup edildiği iddiası ve dayanağı üzerinde inceleme yapılması gerektiği anlaşıldığından HMK 356 maddesi uyarınca bu tahkikat işlemleri için istinaf duruşması açılmış ve nihayetinde, elektrik elektronik mühendisi telekomünikasyon uzmanı …, elektronik yüksek mühendisi …, haberleşme uzmanı Sinan Şen’ den oluşan bilirkişi heyetinden alınan 02.02.2018 tarihli rapor alınmıştır. Raporda davalı vekilinin CD içerisinde sunmuş olduğu excel tablosunda, dava konusu edilen … nolu GSM hattının ayrıntılı incelemesinden, 1489 satır bulunduğunu, yapılan analiz sonucu, yurtdışı GPRS/DATA kullanımları 07.08.2015 00:00:55 ile 10.08.2015 08:41:50 tarihleri arasında toplam 1062 satırda 83866484 Kb GPRS/DATA kullanıldığı, 20.08.2015 05:28:13 ile 06.09.2015 23:17:38 tarihleri arasında toplam 427 satırda 5274175 Kb GPRS/DATA kullanıldığını, kota aşımından önce SMS yolu ile uyarı gönderildiği, 08.08.2015 tarihinde yurtdışı internet kullanımının 250,00 TL’ye ulaştığı ve ek internet paketlerinin yutdışında geçerli olmadığının bildirildiği, davacı abonenin SMS, MMS, CALL, INTERNET vb. hizmet kullanımlarına istinaden ödemesi gereken rakamın 12.000,00 TL üzerinde olması gerektiği kanaatiyle 12.000,00 TL bedelin iadesinin uygun olmadığı bildirilmiş olmakla, bu haliyle davalı kurumun hata yolu ile çekmiş olduğu 12.000,00 TL tutarı, davacının kullanımında olan hat üzerinden mahsup ederek faturalandırdığı ve bu şekilde, takas ettiği, davalının haksız zenginleşmediği anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararı kaldırılıp düzeltilerek ,yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalının istinaf talebinin kabulü ile; HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kabul kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında;
1-Davanın reddine,
2- Alınması gereken 31,40 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 204,93 TL’den mahsup edilmesi ile yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 173,53 TL peşin harcın davacıya isteği halinde iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının yapmış olduğu yargılama gideri 58,30 TL’nin davacıdan tahsil edilerek, davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, AAÜT’ye göre, 1.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek, davalıya verilmesine,
Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,
Davalı kendisini birden fazla süren istinaf duruşmasında vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’nin ikinci kısım ikinci bölümün 18/b maddesine göre, 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek, davalıya verilmesine,
Davalının istinaf aşamasında yapmış olduğu 1.911,90 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair, HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/04/2018