Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/2008 E. 2018/491 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/2008
KARAR NO : 2018/491
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2017
NUMARASI : 2016/92 E – 2017/659 K
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 26/04/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmetleri bedeli, TRT payı,dağıtım bedeli gibi adlar altında faturalara yansıtılan sözleşmelere ve kanuna aykırı olarak tahakkuk ettirilerek, tahsil edilen bedellerin haksız olduğunu bildirmek suretiyle , fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL davalıdan ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte tahsil edilerek, davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin ittirazları ile birlikte , EPDK Kararları ve Elektrik Piyasası Mevzuatı gereğince düzenlenen faturalarda elektrik maliyetinin bir unsuru olarak yer alan ve tahsil edilen bedellere ilişkin kurul kararı yürürlükte ve mevzuatın bir parçası olduğundan bu bedellerin tahsil edilmesinde hukuka bir aykırılık olmadığını beyanla , davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunun 17. maddesine 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile eklenen 10. fıkra hükmü ve 6719 sayılı kanunla eklenen geçici 20. madde hükmü esas olmak üzere dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hükme karşı taraf vekillerince istinafa başvurulmuştur.
Davacı vekili ,6719 sayılı yasanın geriye etkili olacak şekilde uygulanmasının hukuka aykırı olduğu,Anayasa’ya aykırılıkla ilgili başvuruların bekletici mesele yapılması ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği istinaf sebepleri olarak ileri sürülmüş ve kararın kaldırılması istenmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddi yerine, davanın konusu kalmadığına karar verilmesinin, buna göre de, davacı yararına masraf ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirmek suretiyle kararın kaldırılmasına,davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
…nun 355. maddesi uyarınca, taraf vekillerinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;dava,elektrik abonesinden tahsil edilen kayıp kaçak vs bedellerin haksız alındığı iddiasına dayalı alacak talebine ilişkindir. Yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
Anılan yasanın bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine yapılan iptal başvurularının bekletici mesele yapılmamasına ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde , dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi gözetildiğinde çok sayıda mahkemenin Anayasaya aykırılık başvurularının, istinafa konu kararın karar tarihi itibariyle yasal karara bağlama süresinin geçtiği ve henüz sonuçlanmadığı, bazı mahkemelerinin başvurularının da usulden reddedildiği anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar( Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2). Aksi halde, Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırabilir. Dolayısıyla, mahkemenin, Anayasanın m. 152,III; Any. Mah.Kuruluş Kn m. 28,IV c,2 gereğince, Anayasa Mahkemesine başvurunun esastan incelenmesini beklemeksizin, yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılması ve Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruları bekletici mesele yapmaması hukuka aykırı bulunmamıştır.Bu sebeple ,davacı tarafın istinaf talebinin HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalıların istinaf taleplerinin incelenmesiyle, yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Bu sebeple mahkemece “esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi usul ve hukuka uygun olup, HMK nun 331/1 maddesi uyarınca davacının, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden davalı tarafın istinaf talebinin de HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca yerinde olmadığından reddi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Tarafların istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine,
Taraflarca yatırılan istinaf peşin karar harçlarının üzerlerinde bırakılmasına,bakiye 4,5 TL istinaf karar harçlarının ilk derece mahkemesince ayrı ayrı taraflardan tahsiline,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/04/2018