Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2017/2006 E. 2018/1183 K. 27.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2017/2006
KARAR NO : 2018/1183
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2017
NUMARASI : 2016/533 E – 2017/523 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 27/09/2018
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin davalılardan sözleşme ile elektrik aldığı, müvekkili şirketten dava tarihinden geriye dönük 01.07.2009 – 31.04.2016 yılları arasındaki kayıp kaçak bedeli, perakande satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeleri ile bu bedellere bağlı olarak diğer alacak kalemlerinin fazla hesaplanması ile alınan tüm bedellerden şimdilik 10.000,,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen ve her bir faturanın ödendiği tarihten itibaren işleyecek en yüksek ticari faiz ve KDV’si ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde özetle, dava konusu kayıp kaçak bedelinin EPDK kararlarına uygun olarak müşterilere tahakkuk ettirildiğini, EPDK’nin düzenlediği işlemlerin tüm gerçek ve tüzel kişileri bağladığını ,davalıların söz konusu karara aykırı teşkil edecek bir işlemde bulunmasının mümkün olmadığını beyanla davanın reddine, karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın getirdiği düzenleme sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Söz konusu kararı istinaf eden davalılar vekilleri, davacı lehine ve davalılar aleyhine olarak yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüşler, ayrıca davalı …, hükme esas alınan yasa öncesinde de bu bedeller mevzuata ve kurul kararlarına uygun alındığından, davada, davacının, dava başında da haklı olmadığını ileri sürerek, red kararı verilmek üzere kararın bu yönden kaldırılmasını istinaf sebebi olarak ileri sürmüşlerdir.
HMK 355. maddesi uyarınca,davalılar vekillerinin ileri sürdükleri istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek, Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
Davalı tarafın istinaf taleplerinin incelenmesiyle; yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. O nedenle verilen kararda, hukuka, bu konudaki emsal kararlara aykırı bir yön görülmemiştir. Ayrıca; davacının, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olduğu, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı taraf, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, yargılama harç ve giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davalı taraf lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden, davalı tarafın istinaf talebi yerinde görülmemiş ve HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalıların istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine,
Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 35,90’ar TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50’şer TL’nin istinaf eden davalılardan ayrı ayrı alınarak Hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalılar üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/09/2018